CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Kamu Baş Denetçisi ve Kamu Denetçilerini seçenlere Necip Fazıl Kısakürek’in dizeleriyle seslendi.
CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, bugün Meclis Genel Kurulunda söz alarak Kamu Baş Denetçisi ile Kamu Denetçilerinin seçimleri konusunda konuştu. Baydar, konuşmasında; “Ombudsmanlık ve kamu denetçiliği yeni bir kurum. Hoş geldi. Memnun olduk. Dün seçtiğiniz baş denetçi TBMM ne gelerek yemin etti. Bende bu yeminin uyandırdığı duyguları sizlerle paylaşmak istedim. Ancak bu kurumun saygınlık kazanabilmesi, herkesin güvenebildiği partiler üstü kişilerden oluşmasına bağlıdır. Bakın çıkardığınız kanunda kamu denetçiliğini nasıl tanımlıyorsunuz? Aynen şöyle: ‘Kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak, idarenin her türlü eylem ve işlemlerini insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek ve önerilerde bulunmak amacındadır’ Bunları halkı ve uluslar arası çevreleri uyutmak için böyle yazacaksın sonrada buraya tamamen kendi adamlarını yerleştireceksin ve demokrasiden söz edeceksin. Kültür Bakanı Sayın Günay, ‘Seçimin isabetli olmadığını hep söyledim’ diyerek şunları belirtiyordu: ‘Ombudsmanın Türkiye'de herhangi bir tartışmanın tarafı olmayan, bütün toplumun gerçekten hiçbir önyargı olmaksızın güvenebileceği, hukukunu, yargının da ötesinde ve öncesinde emanet edebileceği bir isim tarafından temsil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Seçildikten sonraki açıklamalarını okuduktan sonra bu tereddüdüm ortadan kalkmadı, görüşüm kuvvetlendi’ Şimdi Sayın Bakan açıkça bu işin doğru olmadığını dilinin döndüğü kadar ifade ediyor. Bu açıklamalar karşısında sakın ola bizde demokrasi var onun için herkes konuşabilir gibi bir açıklamada bulunmayın! Çünkü Sayın Bakan daha önce ucubeye de değinmişti. Ve de değindiğiyle kalmıştı. Aldığı cevap ilginçti; ‘Allah bizi o duruma düşürmesin’ Yine geçen hafta içerisinde Milletvekilleri dokunulmazlıklarıyla ilgili grup kararı olmayabilir açıklamalarınızın önü AKP Genel Merkezinde Başbakan tarafından engellendi. Örnekleri o kadar çok ki. Sizler demokrasi havarisi olarak geziyorsunuz ama değilsiniz! Üzgünüm ki değilsiniz! Kamu baş denetçisi ile kamu denetçilerinin ne yazık ki AKP ile organik bağı olan kişilerden oluşması AKP’nin ‘İleri demokrasi’ anlayışını gösteriyor.
Devamlı eleştirdiğiniz İsmet İnönü var ya ondan demokrasi dersi almanız lazım ki bir devlet adamının iktidarı kaybedeceğini bile bile ülkeyi tek partili rejimden çok partili rejime kansız bir şekilde nasıl geçirdiğini anlayabilesiniz. İsmet Paşa düşünmedi mi ki iktidarı kaybedersem ne olur diye? Elindeki birçok gücü kullanamaz mıydı? Ancak sizler yeni bir telaş içerisindesiniz. Attığınız her adım günden güne çatlayan iktidarınızı yamamak ve geleceğinizi garanti altına almak amaçlı. İşte AKP’nin bu amaçla seçmiş olduğu baş denetçi ve kamu denetçilerinin hayatlarındaki AKP bağları: Baş Denetçi Mehmet Nihat Ömeroğlu, Oğlunun Kadıköy'deki nikâhında Başbakanı şahit yapmış birisi. Muhittin Mıhçak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ettiğinin kesinleştiği kararın temyiz başvurusunda Sayın Erdoğan’ın mahkûmiyet kararının bozulmasını isteyen tek muhalif üye. Bir diğer üye Abdullah Cengiz Makas, AKP’den milletvekili aday adayı olmuş, basına vermiş olduğu demeçlerde AKP’nin hizmet kervanının aksamayacağını söyleyen birisi. Kervanın aksamadığı kanıtlandı. Zekeriya Aslan, 23. dönem AKP'den Afyonkarahisar milletvekili. Kamu denetçiliğine gayet uygun. Serpil Çakın, AKP Kadın Kolları Teşkilatı'nda ve merkez yönetim kurulunda görev yapan birisi. kadinkollari.akparti.org.tr adresine girin 1 Temmuz 2008 tarihli açıklamayı okuyun. ‘Irak İslamik Dawa Partisi temsilcileri AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nı ziyaret ettiler. Görüşmede Kadın Kolları Başkanlığı Yerel Yönetimler Başkanı Nur Özkaya, Halkla İlişkiler Başkanı Serpil Çakın, heyete Kadın Kolları Başkanlığı’nın teşkilatlanma yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verildi’ Serpil Hanımın bilgi vermeye devam edeceği kesin”
Baydar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mehmet Elkatmış Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu üyesi, RPden 19, 20, 21, AKP’den 22, Dönem Nevşehir Milletvekili Seçilmek için daha ne olsun! İleri demokrasi için tüm şartları taşımakta. AKP ile yollarının kesiştiği bir kişi daha var. Eski Anayasa Raportörü Osman Can. AKP’ye Eylül ayı içerisinde üye olup yapılan kongreniz sonucu MYK’ ya girebilme başarısını gösteren Osman Can. Üye olurken de şu ibareyi imzaladı: ‘Parti tüzüğü, program ve yönetmeliklerine uymayı taahhüt ediyorum’ Seçmiş olduğunuz kamu baş denetçisi ve diğer denetçiler de aynı ibareleri imzaladılar. Başbakan Erdoğan, bir Sivas mitinginde şöyle sesleniyordu: ‘'Yargı CHP'nin arka bahçesi oldu. Bunu ben yaşadım. Bana cezayı kesen Yargıtay'ın üst dairesindeki yargıçların daha sonra CHP'nin üst kurullarında nasıl yer aldıklarını biliyoruz’ Görünen o ki Başbakanın sözleriyle kendisinin yaptıkları birbirini tutmuyor. Bizlerde Başbakanla yolu bir şekilde kesişenlerin nasıl AKP yönetim organlarında yer aldıklarını hatta diğer kurumlarda da küçük AKP’ciler oluşturulduğunu ibretle izlemekteyiz. Son icraatınızla iktidardan ayrılınca tarafsız olabilecek kamu denetçilerine bile güvenemeyecek kadar suçluluk telaşı içinde olduğunuzu kanıtladınız. Bu demokrasi değildir. Bu talandır. Yıllarca Valiler, CHP’nin İl Başkanlığını yaptı açıklamalarıyla halka yalan yanlış bilgiler verdiniz. Gelecek nesil, göbek bağıyla AKP’ye bağlı olan bürokratları sayarak bitiremeyecek! Sizin görüşünüzü yansıtan ve siyasi parti temsilcilerinden oluşan bir kamu denetçiliği kurumu olamaz. Bu kurum ölü doğmuştur. Yaptıklarınızdan sonra ağzınıza demokrasi kelimesinin artık hiç yakışmayacağını ve kot yaması gibi duracağını belirtirim”
Baydar, sözlerini Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Aynalar’ şiirini okuyarak tamamladı. İşte Baydar’ın okuduğu o şiir:
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik
İste yakalandık, kelepçelendik
Çıktınız umulmaz anda karsıma
Başımın tokmağı indi başıma
Suratımda her suç bir ayrı imza
Benmişim kendime en büyük ceza
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme
Nur topu günlerin kanına girdim
Kutsi emaneti yedim, bitirdim
Doğmaz güneşlere bağlandı vade
Dişlerinde, köpek nefsin, irade
Günah, günah, hasad yerinde demet
Merhamet, sucumdan aşkın merhamet
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan
Bakamam, aynada, aynada vicdan
Beni beklemeyin, o bir hevesti
Gelemem, aynalar yolumu kesti
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz