CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, “Uludere’de yaşanan katliamın da, Suriye’de düşen uçağın da sorumlusunun Deniz Kuvvetleri’nin amirallerinin yarısını içeride tutuklu bulunduran, yakın zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığında üst görevleri atanacak olan ve çok iyi yetişmiş hava generalleri içeride bulunduran siyasi iktidarın siyasi davaları olduğunu belirtti. Güler, “Bu yanlışlıklar şimdi, bu tarihsel dönemde yaşanıyorsa, ben buna rastlantı demem. Bu nedenle o davalarda bağlantılı görüyorum” dedi.
Güler, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, KCK davasından tutuklu 28 yaşındaki antropolog-yazar Müge Tuzcuoğlu’nun babası Aykut Tuzcuoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Müge Tuzcuoğlu’nun 8 Mart 2012 tarihinden bu yana Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunduğunu belirten Güler, “Bu genç hanım bir antropolog ve yazardır. Bir öğretim üyesi olarak ‘Ben Bir Taşım’ adlı kitabından çok etkilendim. Güneydoğu Anadolu’da taş atan çocuklarla yaptığı röportajları hiçbir yorum yapmadan, olanca yalınlığıyla kamuoyuna sunmuştu. Haksız yere tutuklandığına, gerçekten KCK davasına iliştirildiğine iddianamesini okuduğumda çok emin oldum. 24 Eylül 2012 günü yargı karşısına çıkarılacak. Bu demektir ki yaklaşık 7 ay süreyle 28 yaşında bir genç kadının ömründen yarım yıldan fazla süre çalınmıştır” diye konuştu.
Balyoz ve Silivri davalarında olduğu gibi Müge Tuzcuoğlu’nun da adil bir şekilde yargılanmayacağına inandığını belirten Güler, “Ben Müge Tuzcuoğlu için özgürlük istiyorum. Tuzcuoğlu’nun Türkiye’nin entelektüel dünyasında, özgürce çalışmasını istiyorum. Ve artık hem emniyet kuvvetlerinin, hem adli sistemin bu yalap şalap çalışmayı terk etmesini istiyorum. Gerçekten işlerini yapmalarını talep ediyorum, gerçekten suçluların peşine düşmelerini istiyorum. Genç kadınların, delikanlıların ve suçsuz insanların hayatlarını karartma yoluşla görevlerini kötüye kullandıklarını görüyorum; bundan vazgeçmelerini istiyorum” diye konuştu.
“KIZIMIN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUM”
Müzge Tuzcuoğlu’nun babası Aykut Tuzcuoğlu da, kızının antropolog-insan bilimcisi olduğunu ve çalışmalarını insan üzerine yapması gerektiğini belirterek, “Kızım da bunu yapmıştır ve karşılığı da cezaevi oldu. Ben kızımın serbest bırakılmasını istiyorum. Her baba gibi üzülüyorum, adaletin doğru tecelli etmesini istiyorum” dedi.
Güler ayrıca, Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu bulunan Kurmay Albay Levent Kerim Uça’nın, beyin ameliyatı sonrasında 3 ay hastanede kalması gerekirken, 15 gün sonra cezaevine götürüldüğünü belirterek, Uça’nın bu yüzden görme, işitme ve yürüme kaybı ile felç kalma tehlikesi yaşadığını söyledi. Güler, “Tutuklunun insan haklarına saygı talep ediyorum. Tutukluları ölüme mahkum ederek adaletin bulunamayacağını ifade ediyorum. Suçsuzları çıkarın, hastalara insan muamelesi yapın” dedi.
Cezaevlerinin artık birer stres topu haline geldiğini belirten Güler, “Ülkemizde Marmara Bölgesi’nin nabzı, Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe cezaevlerinde, Güneydoğu Bölgesinin nabzı ise Diyarbakır E Tipi Cezaevinde çok yüksek atmaktadır” diye konuştu.
“DÜŞEN UÇAK VE ULUDERE’NİN SORUMLUSU, TSK’YA YÖNELİK SİYASİ DAVALAR”
Suriye tarafından düşürülen Türk jetinin çıkarılan parçalarında yapılan incelemeye göre, ne uçaksavarla ne de füzeyle vurulduğu dair bir kanıt bulunmadığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Güler, şunları kaydetti:
“Gördüğüm bir gerçek var; Türk silahlı Kuvvetlerinin tüm gerçek refleksleri felç edilmiştir. Uludere’de yaşanan katliamın da, Suriye’de düşen uçağımızın da sorumlusu, Deniz Kuvvetleri’nin amirallerinin yarısını içeride tutuklu bulunduran, yakın zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığında üst görevleri atanacak olan ve çok iyi yetişmiş hava generalleri içeride bulunduran siyasi iktidarın siyasi davalarıdır. Ben buradaki bu büyük hataları Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu haksız tutuklamalarla güçten düşürülmesine bağlıyorum.”
Bir muhabirin ‘Yani düşürülen uçağı Balyoz davasına mı bağlıyorsunuz?’ sorununa da Güler, “Balyoz Davası yoluyla, amiralsiz bırakılan donanmaya, yetişmiş ve tüm harekatları beceriyle yönetecek yüksek yönetici subayların yokluğuna bağlıyorum. Öyle bir şey ki; Türk Silahlı Kuvvetleri böyle bir dönemde son derece güçlü olması gerekirken ne yazık ki bu adli soruşturmalarla moral ve personel olarak çok büyük zararlar görmüştür. Bizim çok uzun süredir yaşamadığımız bu yanlışlıklar şimdi bu tarihsel dönemde yaşanıyorsa, ben buna rastlantı demem. Bu nedenle o davalarda bağlantılı görüyorum” karşılığını verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz