Chp'li Budak: Ohal Ve Başkanlık Dayatmasıyla Turizmde Çıkış Yakalanması Mümkün Değil

ANKARA, CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak, yazılı bir açıklama yaparak, 2016 yılı turizm verilerini değerlendirdi. Turizmde, 2016 yılının çok zor bir yıl olduğunu belirten Budak, "Turizm sektörü geçen yıla göre her üç turistten birini kaybetti. 10.8 milyon turist kaybı var. Turizm gelirleri 31.4 milyar dolardan 22.1 milyar dolara düştü. En büyük kayıp yüzde 76.2 ile Rusya'dan yaşanmasına karşın, Türkiye hemen hemen bütün ülkelerden kayıp yaşadı. Olgunlaşmış Pazar olan Avrupa'dan ortalama yüzde 34'lük gerileme var. Böylesine büyük kayıp fiyatlardaki ciddi gerilemeye rağmen ortaya çıktı. Turistlerin Türkiye'de yaptığı harcama 820 dolarlardan 700 dolar düzeyine kadar düşmesine rağmen, bu kayıp yaşandı. Bakan Avcı, 'Rehavetin pahalıya mal olabileceğini gördük' demişti. Hem de çok pahalıya mal oldu. Zaten 6 ay çalışabilen binlerce turizm emekçisi, iş bulamadı. Binlerce esnaf kepenk kapattı" dedi.

"TÜRKİYE'NİN GEÇMİŞTE YAPTIĞI HATALARDAN DERS ÇIKARMASI GEREKİYOR"
Geçen yıla göre, yabancı turist sayısının yüzde 30 azalarak, 36 milyon 244 binden, 25 milyon 352 bine gerilediğini kaydeden CHP'li Budak, şöyle devam etti: "Türkiye'nin içinden geçtiği süreç, turizm ve turizm gelirlerini daha da önemli hale getiriyor. Ama Hükümetin böyle bir derdi görünmüyor. Sektör çabalıyor ama bir yandan OHAL, bir yandan başkanlık dayatması altında girişimler sonuçsuz kalıyor. 2017 ve sonrası için Türkiye'nin geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarması gerekiyor. OHAL ve başkanlık dayatmasıyla turizmde çıkış yakalanması mümkün değil. Erken rezervasyon rakamları da olumlu gelmiyor"

"TEHDİT VE ŞİDDET DİLİNDEN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ"
Döviz kurunun yükselişinin durdurulamadığını ve bu süreçte turizm gelirlerinde kayıpların sürmesinin sorunları daha da ağırlaştıracağını savunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak, açıklamasını şöyle sürdürdü: "2017'ye ilişkin ilk veri Antalya'dan ve geçen yıla göre yüzde 10 düzeyinde kayıp var. 'Rusya ile barıştık sorun kalmadı' yaklaşımı doğru değildir. Sadece Rusya pazarı ile yüzde 80-90 doluluk oranına ulaşılamaz. Türkiye'nin yüzde 40'lara varan kayıplar yaşadığı Avrupa pazarını yeniden kazanması gereklidir. OHAL düzeni, gazetecilerin tutuklanması, AB ile ilişkiler, çocuk istismarcılarına af tartışmaları ciddi bir imaj sorunu yarattı. Dış politikada kullanılan dil de insanların tercihlerini etkiliyor. Tehdit ve şiddet dilinden bir an önce vazgeçilmeli"