Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski milletvekilleri Erol Tınastepe ve Ahmet Ersin haklarında hazırlan farklı iddianamelerle hâkim karşısına çıktı. Tutuksuz yargılanan her iki sanığın duruşmaları ardı ardına yapıldı. Mahkeme her iki dosyanın eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Üçüncü Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de yargılandığı Yargıtay 11. Dairesi'ndeki dosyayla birleştirilmesi talebinde bulundu.
Her iki davanın sanıkları ise verdiği ifadelerde birbiriyle çelişti. Ahmet Ersin gizli tanık olduğunu bilmeden görüştüğü gizli tanık 'Munzur’la ilgili aynı gün kendisine basın mensupları tarafından soru sorulduğunu iddia etti. Buna rağmen Ahmet Ersin’le Erzincan’a giden Erol Tınastepe bu görüşmeden 14 gün sonra bir daha gizli tanıklarla görüştü.
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önce Erol Tınastepe hâkim karşısına çıktı. CHP'li eski Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe’nin Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu 14 sanıklı 'Erzincan Ergenekon' davasının gizli tanklarla görüşerek ifadelerini değiştirmesi için para teklifinde bulunduğu iddia ediliyor. Ankara’da 3 gizli tanığı yemeğe götüren Erol Tınastepe'nin 'Munzur’a medyaya çıkma karşılığında 100 bin lira para teklif ettiği ileri sürülüyor. Ankara’da gerçekleşen görüşmeden sonra ise gizli tanık 'Munzur’u Ahmet Ersin’le görüştüren Erdal Erdoğan'ın siyah bir çanta içerisinde gizli tanıklara para getirdiği, '80 bin lirayı alın ifadenizi değiştirin' dediği de iddialar arasında. Tınastepe hakkında 'Adil yargılamayı etkileme, Ergenekon terör örgütüne olmak, rüşvet alıp vermek' suçlarından 26 yıl hapis cezası isteniyor.
Tınastepe, mahkemeye verdiği yazılı ifadesinde partisinin görevlendirmesiyle Erzincan ve Erzurum’a gittiğini kabul etti. Erzurum’daki tutuklu sanıklarla görüştükten sonra Erzincan’a geçtiklerini ifade eden Tınastepe, sonraki günün sabahında Eriza Otel’e gittiğini, burada Erdal Erdoğan isimli şahsın yanındaki kişiyi yani gizli tanık 'Munzur’u Ahmet Ersin’le görüştürmek istediğini kendisine aktardığını belirtti.
“ANKARA’DA 3 GİZLİ TANIKLA GÖRÜŞTÜM”
Yaşanan olayların rüşvet alışverişi olmadığını iddia eden Tınastepe, Ahmet Ersin’le yapılan görüşmeden 3 hafta sonra Ankara’da da gizli tanıklarla görüştüğünü itiraf etti. Tınastepe Ankara’da bir restoranda gerçekleşen görüşme sırasında 3 gizli tanığın bulunduğu aktardı. Tınastepe’nin iddiasına göre gizli tanıklar, “Bizim ifadelerimiz baskı altında alındı. Biz değiştirmek istiyoruz ama kimseye ulaşamıyoruz. İfademizi yeniden almıyorlar.” dedi. Tınastepe de bunun üzerine gizli tanıklara, “Yakında duruşmalar başlayacak. Siz de çıkıp mahkeme huzurunda doğruları söylersiniz.” diye cevap verdiğini kaydetti.
Erzincan Ergenekon davasında bir yakının olmadığını kaydeden Tınastepe, gizli tanıkların ifadesini değiştirmek gibi bir gayretinin de olmadığını savundu. Avukat Tuncay Aktaş, dosyanın Yargıtay 11. Dairesinde görülen Erzincan Ergenekon davasıyla birleştirilmesini istemediklerini beyan etti.
ERSİN: GİZLİ TANIK BENDEN YENİ BİR HAYAT İSTEDİ
Erol Tınastepe’nin duruşmasının ardından Ahmet Ersin sanık sandalyesine geçti. Ergenekon'un Erzincan ayağına yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamenin gizli tanıklarından Munzur ile Eriza Otel'de görüştüğü kamera kayıtlarıyla belgelenen ancak o dönemde milletvekili olduğu için hakkında dava açılmayan (CHP) İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, böyle bir görüşmenin gerçekleştiğini kabul etti. Ancak gizli tanıkların para karşılığında ifadenin değiştirilmesi gibi bir görüşmenin yapılmadığını iddia etti.
Ersin, “Partinin görevlendirmesi üzerine Erzincan ve Erzurum’da çeşitli ziyaretler yaptık. Sayın Cihaner’i cezaevinde ziyaret ettik. Tutuklanan askerlerle de görüşmek istedik. Ancak süreç biraz uzun olduğu için Erzincan’a gittik. Burada gece kaldıktan sonra sabah basın mensuplarının da bulunduğu bir kahvaltı yaptık. Bu sırada partililer yanıma geliyordu. Problemlerini anlatıp, isteklerde bulunuyorlardı. Erdal Erdoğan bir kişi getirdi yanıma. O kişinin gizli tanık olduğunu bilmiyordum. Benden iş istedi. Ankara veya İzmir’de yeni bir hayat kurmak istediğini anlattı. Ama davayla ilgili bir şey konuşmadık.” şeklinde konuştu. 12 yıl hapis talebiyle yargılanan Ersin ve avukatı dosyanın Yargıtay 11. Dairedeki davayla birleştirilmesini talep etti.
CİHANER FOTOKOPİ BELGEYLE TAHLİYE EDİLMİŞTİ
Kamuoyunda “AKP ve Güleni Bitirme Planı” adıyla bilinen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in imzasıyla hazırlanan İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın Erzincan’da uygulamaya konulduğu Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından ortaya çıkarılmıştı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava fotokopi belge üzerinden Yargıtay 11. Dairesi'nde görülen davayla birleştirilmiş, Yargıtay sanıkların hepsini tahliye etmişti. Dava devam ederken Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından soruşturmayı yürüten Savcı Şanal’ın özel yetkileri de alınmıştı.
Davanın seyrinin değiştirme gayretleri internete düşen ses kayıtlarına da yansımıştı. Plan harfi harfine uygulandı. Yargıtay, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in 'görevi ihmal'den yargılandığı davada, iki yüksek yargıca ait olduğu iddia edilen ses kaydındaki kurtarma planını doğrulayan bir karar aldı. 11. Ceza Dairesi’nde yapılan duruşmada Cihaner'in Erzurum'da 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasının aslı yerine, CD üzerinden incelenmesine ve davaların birleştirilmesinin değerlendirilmesine hükmetti. Ardından da sanıklar tahliye edildi.
8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan'a ait olduğu iddia edilen kayıtta ise şu ifadeler yer alıyordu: "Dosya birleştirildikten sonra önce tüm sanıklar tahliye edilecek. Sonra biraz uzatıp dosya kapatılacak. Burada süreci biraz uzatmamız gerekiyor. Göndermiyorum derse ne yapacaksınız? Fotokopi bile gönderse birleştirme kararı ver. Fotokopi bile olsa ben olsam birleştiririm, basarım tahliyeyi."
Gizli Tanık Munzur ise Albay Dursun Çiçek'in Erzurum’a gelmesi ve İliç Savcısı Bayram Bozkurt’ta kurulan komployla ilgili önemli bilgiler vermişti.
Munzur’un , “2009 yılının Nisan ya da Mayıs ayları idi. Şenol komutan yanıma gelerek 'Ankara'dan misafirlerimiz gelecek, birlikte gidip misafirleri karşılayalım. Böylece gelen kişilerle sen de tanış, iyi olur.' deyince birlikte Erzincan Havalimanı'na gittik. Erzincan Havalimanı'nın girişinde bulunan Pizvan köyünün kavşağına gidip bekledik. Gelen misafirleri bir jandarma aracı ile getirip indirdiler. Misafirleri kendi aracımıza aldık. Benim iş yerime gittik. X'le birlikte yemek yedik. Gelen misafirlere içeride özel bir masa hazırlatmıştım. Misafirler sivildi, ancak asker oldukları her hallerinden belli oluyordu. 3 kişiydiler. İçlerinden bir tanesi çok üst rütbeli birisiydi. Uzun boylu, esmer, kahverengi gözlü, siyah kısa saçlıydı. Herkes bu kişiye komutanım diyor ve yanında oldukça saygılı hareket ediyorlardı. Bu kişi sadece Şenol komutan ile kulak kulağa gizlice konuşuyordu. Yine bir gün Ankara'dan 7-8 kişilik misafir grubu gelmişti. Bu misafirler Erzincan'daki Mazlum Konak Oteli'nde misafir oldular. Şenol komutan resepsiyondaki görevliye 'Bunlar benim misafirlerim, hiçbirinin kimlik kaydını almayacaksın. ' demişti. Bundan dolayı kayıtları otelde bulunmamaktadır. Yine başka bir gün havalimanından bir kişiyi karşılamam istenmişti. Gidip aldım. Beraberce kafeme gelerek kendisiyle sohbet etmiştim. Daha sonra basında çıkan fotoğraflarda gördüm ki meğerse o şahıs Dursun Çiçek'in ta kendisiydi.” şeklinde ifadeleri iddianamede yer almıştı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz