ANKARA (ANKA)-CHP Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç, AP Başkanı Martin Schulz'a Gezi Parkı konusunda yaptığı çağrıda, "İnancı, etnik kimliği, cinsiyeti, görüşü ne olursa olsun meydanlarda kenetlenerek birleşen ve adeta tüm dünyanın özlem duyduğu halkların kardeşçe ve barış içerisinde bir arada yaşayabileceği tabloyu oluşturan kitlelerin barışçıl haykırışlarına duyarsız kalmayacağınıza ve gereken inisiyatifi üstleneceğinize inanıyorum" dedi.
Kılıç, Gezi Parkı'nda demokratik ve barışçıl yöntemlerle başlayan ve tüm Türkiye'ye yayılan halk hareketinin demokrasi ve özgürlükler mücadelesi olduğunu belirtti.
Demokrasinin insanların soluk aldığı her an yaşatılması gerektiğine vurgu yapan Kılıç, halkın tepkisinin AKP iktidarının dikta rejimlerini aratmayan uygulamalar olduğunu söyledi.
Kılıç, Avrupa tarihinde dikta rejimlerinin kurulmasıyla tüm dünyanın hatırlamak istemediği acıların yaşandığına işaret ederek, "Avrupa'yı adeta silindir gibi ezen dikta rejimlerinin dünyanın hiçbir yerinde yaşanmaması için Gezi Parkı'na yönelik gereken hassasiyet gösterilmelidir" diyerek AP Başkanı Schulz'a çağrıda bulundu.
-AK PARTİ'Yİ ŞİKAYET ETTİ-
Kılıç mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Değerli yoldaş, Türkiye'de başlayan halk hareketini yakından ve heyecanla takip ettiğinizi biliyorum. Sosyal demokrat ve sosyalist düşünceye inanmış ve özünde benimsemiş siyasetçi olarak, baskıya ve dayatmalara karşı 13. gününe girmiş olan sivil direniş hakkında samimi duygu ve düşüncelerimi sizinle paylaşacağım.
Demokrasi mücadelesi sadece seçimden seçime değil, insanların soluk aldığı her an verilmelidir. Sizin nezdinizde demokrasiyi özümsemiş ve hayatının her alanında savunan yoldaşlarımız bu kaideyi her zaman yaşatmaktadır. Türkiye'de toplumun her kesiminin bir bütün olarak başlattığı mücadele de tam da bu kaideyi hayata geçirmek üzerinedir. Ülkemizde seçimlerde başarıyla çıkan fakat seçim sonrası halkın talep ve iradesine karşı "tek adam' devletini dayatan AKP'nin bu tutumuna, Türkiye'de milyonlar barışçıl yollarla karşı çıkmaktadır.
Tarihi ve kültürel dokusuyla dünya kenti olan İstanbul'u yağmalayan, belirli kesimlere rant sağlayan ve kentte yeşil alan bırakamayan AKP iktidarı şimdi de İstanbul'un kalbi Taksim'deki yeşil alanı katletmek istemektedir.
Taksim Meydanı'nın tarihi yapısını değiştirecek olan bu dayatmaya karşı çıkan kitlelere güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı; yıllardır ötekileştirilen ve değersiz gösterilen milyonları harekete geçirmiştir. Türkiye'nin tüm illerinde insanlar demokrasi ve özgürlük için haykırışlarının duyulmasını talep etmektedir. Fakat ne acıdır ki barış şarkılarıyla kenetlenen milyonlar güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımıyla bastırılmak ve sindirilmek istenmektedir. Hatta günümüzde öne çıkan ve düşüncelerin özgürce ifade edildiği mecra olan sosyal medya dahi iktidarca tehdit olarak görülmekte ve kontrol altına alınmak istenmektedir.
Türkiye'de tek adam diktatörlüğüne gidiş var. Türkiye, demokrasiyi amaç değil araç olarak gördüğünü beyan etmekten çekinmeyen AKP iktidarının keyfi uygulamalarına teslim edilmemeli ve 'Ben yaptım kabul et' dayatmalarına bırakılmamalıdır.
Avrupa tarihinde de, seçimle iş başına gelmesine rağmen demokrasi ve özgürlüklerin içini boşaltarak dikta rejimini kuranlar kara leke bırakmıştır. Türkiye Halkı da bu utanç tarihinin Türkiye ile devam etmesini istememekte ve bu nedenle her türlü baskıya karşı seslerini duyurmak istemektedirler. İnancı, etnik kimliği, cinsiyeti, görüşü ne olursa olsun meydanlarda kenetlenerek birleşen ve adeta tüm dünyanın özlem duyduğu halkların kardeşçe ve barış içerisinde bir arada yaşayabileceği tabloyu oluşturan kitlelerin barışçıl haykırışlarına duyarsız kalmayacağınıza ve gereken inisiyatifi üstleneceğinize inanıyorum."