HABER

CHP'li Öymen'den İsrail tepkisi

CHP'li Öymen'den İsrail tepkisi

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, İsrail'i sert bir dille kınarken, hükümeti dış politika ve PKK ile mücadele konusunda eleştirdi.

Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, ancak ne bölgede ne de PKK ile mücadelede olumlu adımlar atamadığını iddia eden Öymen, bu süreçte TBMM'nin inisiyatif almasını isteyerek, Dışişleri Komisyonu'nun İsrail Büyükelçisi'ni davet ettiğini, Büyükelçi'nin komisyona gelerek milletvekilleriyle biraraya geleceğini kaydetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, parlamentoda bugün düzenlediği basın toplantısında, hükümetin dış politika anlayışını eleştirdi. Açıklamalarında İsrail'in "insanlık dışı" saldırılarını sert biçimde kınadıklarını kaydeden Öymen, "Bu insanlık dışı saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bütün ülkelerin kendilerine saldıran ve şiddeti bir politika vasıtası olarak kullanmaya çalışan örgütlerle mücadele etmeye hakkı vardır. Ama Filistin ve Lübnan'da yaşanan olaylar makul ölçüleri aşmış, İsrail ölçüyü kaçırmıştır" ifadelerini kullandı. BM ve AB başta olmak üzere, uluslararası toplumun hala bir kınama kararı almamış olmasının ve bir acil ateşkes çağrısı yapılmamasının hazin ve düşündürücü olduğunu belirten Öymen, BM ve Avrupa Konseyi'nin dünya milletleri gözündeki saygınlığı ve güvenilirliğinin azaldığını kaydetti.

Daha fazla gecikmeden İsrail'e "dur" denilmesi gerekliliğine işaret eden Öymen, Türkiye'nin bu konuda etkin bir konumda hareket etmesi gerekliliğine de işaret etti. "Bazı ülkelerin Dışişleri Bakanları İsrail'i ve Lübnan'ı ziyaret ederken Türk Dışişleri Bakanı nerededir?" diye soran Öymen, "Türkiye sadece kendinden istenen fedakarlıkları sadakatle yerine getirmeye hazır bir ülke görüntüsü sergilemektedir. Bu arada Sayın Başbakan Meclise ait olan yurt dışına asker gönderme yetkisine sahipmiş gibi Türkiye'nin Lübnan'a asker göndereceğini açıkladı. Bu büyük bir gaftır, büyük bir yetki aşımıdır. Sayın Başbakan 1 Mart tezkeresinden yeterince ders almamış" diye konuştu.

Bölgede henüz bir anlaşmanın olmadığını, Hizbullah'ın İsrail'i haritadan silme hedefinin devam ettiğini, İsrail'in de Lübnan'da sonuna kadar savaş tehdidinde bulunduğunu hatırlatan Öymen, "Böyle bir ortamda askerimizi 2 ateş arasına nasıl atarız? Şu anda Güney Lübnan'da bir BM gücü (UNİFİL) var. Bu gücün orada barışı sağlamada herhangi bir katkısı oldu mu? Şu ana kadar 251 kayıp veren bu güç maalesef barışı sağlayamamıştır. Kaldı ki Türkiye bir komşu ülkeden kendi sınırlarına yönelik terörist saldırıları bile önlemek için asker kullanması engellenen bir ülke. Yani biz İsrail'i Hizbullah saldırılarından korumak için cepheye asker göndereceğiz ama her gün şehitler vermemize sebep olan PKK saldırılarından sınırlarımızı korumak için Kuzey Irak'a asker göndermeyeceğiz. Böyle çifte standart olur mu? Türk milleti bunu kabul eder mi? Bu teslimiyetçi politikanın şahikasıdır. Türk askerini iki ateş arasında feda etmeye hazır mısınız? Türkiye'yi körü körüne bir ateş dansına atamayız" ifadelerini kullandı.

Öymen, Başbakan'ın NATO'nun Kuzey Irak'a giderek PKK ile mücadele etmesi, PKK sorununun çözümünde özel temsilci atanması gibi açıklamalarına da tepki gösterdi. Öymen, bunların akla aykırı olduğunu ifade etti. Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Öymen, bir soru üzerine TBMM'de hem terör konusunun hem de dış politika konusunun enine boyuna tartışılması gerekliliğine işaret etti. Bu konuda hükümetin hiçbir adım atmadığını belirten Öymen, İsrail Büyükelçisi'nin TBMM Dışişleri Komisyonu'na çağrıldığını ve bugün öğleden sonra büyükelçinin komisyona geleceğini açıklayarak, bu tür adımların biran önce atılmasını istedi. ABD'nin PKK'yı desteklediğinin söylenemeyeceğini, ancak Barzani ve Talabani'nin baskıları karşısında PKK ile mücadelede etkisiz kalındığını belirten Öymen, "Türkiye sessiz seyirci, uysal müttefik" dedi.

Öymen, Suudi Kralı'nın Türkiye'de bulunmasıyla ilgili ise, "Başarılı olmasını dileriz. Hükümet temsilcilerinin laik ve demokratik bir Cumhuriyetin temsilcisi olduğunu unutmamalılar" şeklinde konuştu. Öymen, bir başka soru üzerine de Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu (TTK) ile ilgili gelinen son noktaya ilişkin kendilerinin yargı kararlarına saygılı olacaklarını söyledi.

En Çok Aranan Haberler