CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "CHP Libya'ya asker gönderme tezkeresine sonuna kadar karşı duracaktır. Askerimizin Libya çöllerinde yeri yok." dedi.
Özel, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi yazarlarının FETÖ'ye yardım etme suçundan ceza aldığını anımsattı.
"Türkiye'de 100 kişiye 'Hangi iki gazete FETÖ ile yan yana gelmez?' diye sorsanız herhalde çok ezici bir çoğunlukla bu iki gazetenin adı söylenecektir." diyen Özel, mahkemenin Sözcü gazetesi yazarlarına yönelik kararıyla halkın haber alma özgürlüğü üzerinde bir baskı kurulduğunu öne sürdü.
Özgür Özel, "Basın özgürlüğü üzerinde yaratılan bir baskıdır, muhalif kalemleri susturmaya yönelik bir tazyiktir. Sonuçta hizmet ettiği en önemli nokta FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaktır. Herhalde bu karardan en çok gerçek FETÖ'cüler, Pensilvanya'daki karargah ve oradan FETÖ'nün algı operasyonlarını yöneten gerçek FETÖ'cü kurmaylar memnundur." diye konuştu.
Mahkemelerin bu kararları verirken neye hizmet ettiklerini soran Özel, "Elbette basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı açısından kara bir gündür, kara bir karardır. Ancak masum bir karar değildir." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'li Özel, BTK'nin, Anayasa Mahkemesi'nin Wikipedia'ye ilişkin kararı sonrası erişim engelinin kaldırılması için gerekçeli kararı bekledikleri yönündeki açıklamasını doğru bulmadıklarını belirtti.
İktidarın, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer verdiği maddelerden birinin Wikipedia'ye erişim engelinin kaldırılması olduğunu anlatan Özel, bunun Anayasa Mahkemesi kararıyla tescillendiğini savundu.
Özel, "Wikipedia'yi kapatanlar 30 Mayıs tarihinde bunun bir hak ihlali olduğunu kendileri kabul etmişlerdi ama daha sonra Meclise gelen Yargı Reformu'nda bunu koymadılar. Bu, AK Parti'nin derin çelişkisidir. Bu, AK Parti'nin yönetmediğinin, Türkiye'nin AKP eliyle savrulduğunun açık bir delilidir." dedi.
Özgür Özel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararına rağmen Osman Kavala'nın serbest bırakılmadığını da söyleyerek, "Esas mesele, mahkeme, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını tanımayan sarayın tavrının ne olacağından emin olmamış olacak ki, majesteleri pozisyon almadan kararlarını açıklamak istememektedirler." ifadelerini kullandı.
- "Bakan Kurum'un gösterdiği, toplantı katılım föyü"
Özgür Özel, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin bazı açıklamalarını da eleştirdi.
Bakan Kurum'un, TMMOB ve Devlet Su İşlerinin (DSİ) Kanal İstanbul'un İstanbul'da içme suyu kaybına yol açacağına yönelik raporlarını görmezden geldiğini iddia etti.
DSİ'nin, "Kanal İstanbul nedeniyle içme suyu kaybı yaşanabileceğine yönelik tespitlerin, nihai ÇED raporunda yer almadığını belirterek, eklenmesini talep eden" yazısını basın mensuplarına gösteren Özel, "Sayın Kurum'a sormak lazım; İstanbul susuz kalacağı bilimsel değil diyor. DSİ'de bu raporları yazanlar, DSİ için çalışan bilim insanları, oranın değerli mühendis kadroları değil mi? Bu konudaki en yetkin kadrolar DSİ'de değil mi?" şeklinde konuştu.
Özel, Bakan Kurum'un "ÇED toplantısına İstanbul Büyükşehir Belediyesi de katıldı." şeklindeki açıklamasının siyaseten ve etik olarak sorunlu olduğunu öne sürerek, söz konusu imza listesinin, toplantıya katılım föyü olduğunu, ÇED raporuna yönelik bir onayı ifade etmediğini söyledi.
Özel, "İstanbul Büyükşehir Belediyemiz tüm itirazları o toplantıya bir rapor olarak sunmuşlar. Murat Kurum o kadar aciz ki çareyi 'toplantıya katıldılar.' demekte bulmuş." dedi.
- "Erdoğan'ın jesti 2 bin 324 liranın neresinde?"
Özgür Özel, asgari ücret için emekçilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın jestini beklediğini ancak jestin, 2 bin 324 lira olarak belirlenen asgari ücretin neresinde olduğunu bulmaya çalıştıklarını dile getirdi.
CHP'li Özel, "Bütün gün alın teri ve göz nuru ile üreten emekçinin, kendi maaşını 7 bin lira artıran Erdoğan'dan, Erdoğan yönetimindeki AK Parti'den, görüp göreceği 2 bin 324 lira oldu. Meğer jest, işçiye değil işverene, emekçiye değil sermayeyeymiş." diye konuştu.
Asgari ücretli ve ailesinin bu tutarla bir ay geçindiğine işaret eden Özel, "O asgari ücreti saray 23 saniyede harcıyor." ifadesini kullandı.
- "Ne hazindir ki itibarsızlaştırdığı Meclise Başkan yapıldı"
CHP Grup Başkanvekili Özel, "TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Meclisin gücünü artırdığına" yönelik açıklamalarına ilişkin "Sayın Şentop, rejime kast eden Anayasa değişikliğini talep eden sarayın Meclisteki taşeronluğunu üstlenmiştir." eleştirisinde bulundu.
Anayasa değişikliğine yönelik görüşmeler sırasında söz konusu sistemin Meclisi itibarsızlaştıracağını belirttiklerini anlatan Özel, "Ne hazindir ki itibarsızlaştırdığı Meclise başkan yapıldı." dedi.
TBMM'deki nöbetçi bakan uygulamasını, belediyelerin beyaz masa uygulamasına benzeten Özel, parlamenterlerin bakanların yüzüne hasret kaldığını ve vatandaşın taleplerini iletebilmek için nöbetçi bakanların kapısında sıra beklediğini söyledi.
"Bakanların milletvekillerinin değil, sarayın gözünün içine baktığını" ileri süren Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüz tane 3 dakikalık filim çekmekle bu iş olmaz. Saatlere sığmayacak yüzlerce hatalarıyla birlikte Sayın Şentop'un içinde bulunduğu siyasi hareket Atatürk'ün kurduğu bu yüce Meclis'i işlevsizleştirmek, saraydan alınıp millete verilmiş yetkilerini, bir tek adama, saraya vererek demokrasi tarihimize kara bir leke sürmüşlerdir. Bu lekeden Türkiye'yi kurtarmak, kusurlardan bu Meclisi arındırmak da önümüzdeki dönemin en büyük siyasi mücadelesidir. Biz de o mücadelenin bir parçası olarak Şentop ve arkadaşlarının getirdiği bu saray rejimine karşı mücadeleye devam edeceğiz."
- "CHP, otoyola değil gişelere karşı"
Özgür Özel, bir basın mensubunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kanal İstanbul Projesine ilişkin konuşmasında "CHP her şeye karşı." ifadesini kullandığını anımsatarak, değerlendirmesini sorması üzerine, partisinin projelere karşı çıkmadığını söyledi.
Partisinin "merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yaptırdığı otoyoldan geçiş 3 lirayken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptırdığı otoyol geçiş ücretinin 48 lira olmasına karşı çıktığını" belirten Özel, "CHP, otoyola değil, otoyoldaki gişelere karşıdır." diye konuştu.
CHP'nin, Marmaray veya Avrasya Tüp Tüneli'ne karşı olmadığına işaret eden Özel, partisinin projelere yönelik tavrı konusunda sapla samanın birbirine karıştırılmaması gerektiğine dikkati çekti. Özel, şöyle devam etti:
"(Her şeyin millisini ve yerlisini yaptık ama ana muhalefetini yapamadık.) demiş. MHP'yi istediği kalıba döktü, 'Tamam, bu benim istediğim gibi muhalefet.' dedi. Şimdi öyle bir ana muhalefet beklentisi var, çok bekler. Eğer yerli ve millilik Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumuysa, yerli ve milli ana muhalefet partisini Türkiye'ye kazandırmak bizim boynumuzun borcudur. İlk seçimlerden sonra gösterimdedir."
- "Tavrımız şüphesiz 'hayır' olacaktır"
CHP'li Özel, partisinin, Meclis'e gelmesi beklenen Libya'ya asker gönderme tezkeresine yönelik tavrının sorulması üzerine "Tavrımız şüphesiz 'hayır' olacaktır." yanıtını verdi.
Partisinin Libya'ya asker gönderme tezkeresine sonuna kadar karşı duracağını vurgulayan Özel, "Askerimizin Libya çöllerinde yeri yok. 'Gazi Mustafa Kemal'in Libya'da ne işi vardı?' diyor. Bilmediği, hatırlamadığı veya vatandaşımızdan gizlemeye çalıştığı gerçek şu ki; o dönemde Libya Osmanlı toprağıydı, Gazi Mustafa Kemal de Osmanlı subayıydı, oraya vatan toprağını savunmaya gitti." şeklinde konuştu.
İktidarın, askeri Libya'da bir maceraya sürüklemeye çalıştığını öne süren Özel, "En önemli stratejik hata da şu: Libya'da iç çekişme var. Bu hükümet kalabilir, gidebilir. Libya'da taraf tutmak, hepimizin desteklediği münhasır ekonomik bölge anlaşmasının da geleceğini tartışmalı hale getirir." değerlendirmesinde bulundu.
Özgür Özel, Türkiye dış politikasının Müslüman Kardeşler'e yakın olanlara veya siyasi uzantılarına göre değil ülkenin ulusal çıkarlarına göre şekillenmesi gerektiğini kaydetti.