CHP İzmir Milletvekili ve Meclis Enerji Komisyonu Üyesi Mehmet Ali Susam, 100 liralık bir elektrik faturası içinde enerji bedelinin sadece 57,6 lira olduğunu, kalan 42, 4 lirasının çeşitli paylar ve vergilerden oluştuğunu söyledi.Elektrik faturalarının hem vatandaş hem de sanayici üzerinde giderek artan bir yük haline geldiğini ifade eden Susam, “Elektrikte fiyatını kesinti ve vergiler arttırmaktadır. 100 liralık bir elektrik faturasının 57,6 lirası enerji bedeliyken bunun üzerine 9,2 lira kayıp-kaçak bedeli, 7,8 lira Dağıtım Sistem Kullanım Bedeli, 3,4 lira Elektrik Tüketim Vergisi, 2,2 lira perakende Hizmet ve Sayaç Okuma Bedeli, 2,4 lira İletim Sistem Kullanım Bedeli, 1,4 lira TRT Payı ve 70 kuruş Enerji Fonu eklenmektedir. Bunların toplamından 15,3 lira KDV alınmaktadır. Neticede 100 liralık faturada 57,6 lira enerji bedeli öderken 42,4 lira vergi ve pay alınmaktadır” diye konuştu.Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin ardından dağıtım şirketlerinin yaptığı yatırımları finanse etmesi açısından hizmetlerinin paylarının sürekli arttırıldığını ifade eden Susam, “Geçtiğimiz yıl çıkartılan Elektrik Piyasası Kanunu büyük ölçüde dağıtım şirketlerin karlılıklarını ve yatırım maliyetlerini koruma amacı taşıyordu. Devlet elektrik fiyatını belirlerken sanayicisini ve vatandaşını, dağıtım şirketlerinden daha fazla kollamalıdır. Özellikle üretimde kullanılan elektrikteki vergi ve bedelleri azaltmaya, hatta sıfıra çekmeye ihtiyaç bulunuyor. Elektriğin girdi olarak kullanıldığı her yerde bu vergilerin alınmaması durumunda enerji maliyetlerinde yüzde 42’lik bir teşvik sağlanmış olur” dedi.Elektrik üretiminin büyük ölçüde yabancı kaynaklara dayandığını hatırlatan Susam, “Kullandığımız elektriğin yarıya yakını doğalgazla üretiliyor. Buna ithal kömür ve diğer ithal girdileri ilave ettiğinizde dışa bağımlılık yüzde 70’leri aşıyor. Oysa Türkiye gibi petrolü ve doğalgazı olmayan bir ülkede bu oranın tam tersi hedeflenmeli, ithal kaynaklarla elektrik üretimi üçte biri geçmemelidir. Yerli kömür, hidrolik güçlerin yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal gibi kaynakları devreye alarak kullanılan elektriğin üçte ikilik kısmı da yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilmelidir. Elektriğinizin büyük bölümünü ülkemizde bulunmayan kaynaklarla ürettiğiniz zaman uluslar arası fiyat dalgalanmaları ya da doğalgaz satın aldığınız ülkelerde yaşanabilecek siyasi ve ekonomik krizler sizi de doğrudan etkiler hale gelmektedir” diye konuştu.Türkiye’nin doğalgazının büyük bölümünü Rusya’dan boru hatları yoluyla aldığını hatırlatan CHP’li vekil sözlerini şöyle sürdürdü:“Bunlar içinde Ukrayna’dan geçerek gelen Batı hattı, aynı zamanda sanayicilerimizin en fazla doğrudan gaz satın aldığı kanal olma özelliği taşımaktadır. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan sorun neticesinde Rusya’nın bu hattı kapatması gündeme geldi. Böyle bir durum Türkiye’ye gelen gazın miktarını azaltacağından öncelikle doğalgaz fiyatları buna bağlı olarak da elektrik fiyatları mutlaka yükseltecektir. Öte taraftan sanayici ilk elden daha ucuza gaz satın almak yerine BOTAŞ’tan daha yüksek fiyata almak zorunda kalacaktır. Biz yenilenebilir kaynaklara yönelelim dediğimizde hükümet çok pahalı olduğunu söyleyerek reddediyor. Oysa dışa bağımlılığın maliyeti başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Gelinen noktada hükümet öncelikle gaz ve elektrik fiyatlarının sabit kalması için devreye girmeli, ayrıca Batı Hattından gaz alan firmaların BOTAŞ’tan gaz alımlarında zarar görmemelerini sağlaması gerekmektedir. Meclis açıldığında da yenilenebilir enerji teşviklerini yeniden gündeme getirerek Türkiye’nin bir daha böylesi zorlu durumlara düşmemesi için tedbir alınmalıdır.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz