CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Parti Sözcüsü Tezcan, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Afganistan'ın başkenti Kabil'deki terör saldırısını lanetlediklerini söyledi.
Tezcan, "Teröre karşı bir kere daha birlikte olma gerekliliğini görüyoruz. Terör bir insanlık suçudur, saldırıyı yapanları, teröre destek verenleri kınıyoruz. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kabil'deki büyükelçiliğimizde de hasar olduğu haberi geldi. Büyükelçilik çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz." diye konuştu.
Bugün Gezi Parkı olaylarının dördüncü yıl dönümü olduğunu belirten Tezcan, olayları "Gezi direnişi" diye niteledi. "Gezi direnişi" sözünün altını çizerek söylediğini vurgulayan Tezcan, "Gezi direnişi gencecik evlatlarımızın yaşam tarzına müdahaleye karşı en yüksek derecede çığlığıdır. Gezi direnişi özgürlük ve demokrasi mücadelesinin son yıllarda verilmiş en güzel şekli ve biçimidir" değerlendirmesini yaptı.
Olaylardan iktidarların da ders alması gerektiğini dile getiren Tezcan, zorbalıkla toplumların baskı altına alınamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olayların dördüncü yıl dönümünde Ensar Vakfı'nda yaptığı konuşmada, yaşam tarzı farklılıkları üzerinden gençleri kamplaştırmanın adımını attığını savunan Tezcan, Erdoğan'ın kamplaştırma dilinin ve çatıştırma politikasının artarak devam ettiğini ileri sürdü.
"Bu konuşmada Gezi gençliği ile 15 Temmuz gençliği karşı karşıya getirilmek istenmiştir" diyen Tezcan, şöyle devam etti: "Gezi gençliği de 15 Temmuz gençliği de bizimdir. İkisi de özgürlüklere, demokrasiye sahip çıkmış, darbelere karşı çıkmıştır. Aklınızı başınızı alın. Ülkenin gençlerini böyle yapay eksende ayrıştırmaya çalışmak yeni bir çatışmanın kapısını açar. Biz gençlerin çatıştığı değil, kucaklaştığı bir ülke istiyoruz. Bu konuşma bir ideolojik arka planın ürünüdür. Bu konuşma özünde, Anadolu'da binlerce yılda oluşan Anadolu kültürünü yok edip, bunun yerine ihvan kültürünü oturtmayı amaçlayan bir konuşmadır. Sayın Erdoğan 'sosyal ve kültürel hegemonyamızı henüz sağlayamadık' demiştir. Bir hedef göstermiştir. Söylediği kültürel ve sosyal hegemonya ihvan anlayışının hegemonyasıdır ve o anlayışın Ortadoğu'yu, dünyayı hangi noktaya getirdiğini görüyoruz. Asıl çözüm Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık birikiminden ortaya çıkan Hacı Bektaşı Veli, Mevlana Celaleddin-i Rumi ile simgeleşen, ahilik kültürüyle bütünleşen Anadolu'nun o kardeşlik kültürüdür."
"BİR GİZLEME ÇABASI"
15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun taslak raporunun Reşat Petek tarafından açıklandığını anımsatan Bülent Tezcan, gelecek hafta komisyon üyesi CHP milletvekillerinin de kendi raporlarını kamuoyuna açıklayacağını bildirdi.MYK'da konuyu bütün yönleriyle değerlendirdiklerini anlatan Tezcan, "Burada çarpıcı olan bir şey vardır, Darbe Komisyonu ön raporu diye açıklanan rapor aslında darbenin siyasi ayağını örtme, gizleme çabasının çok açık şekilde görüldüğü bir rapordur. Aslında buna rapor demek mümkün değil. Bir gizleme çabasıdır." dedi.
Komisyon Başkanı Petek'in, içeriğinde bir şey olmadığı için 643 sayfalık rapor boyunca "AK Parti'nin FETÖ'yü devlete nasıl yerleştirdiğini gizleme telaşının sezildiğini" savunan Tezcan, "Bu rapor, AK Parti'nin FETÖ ile ittifakını unutturma ve saklama telaşı içinde hazırlanmış bir rapordur." ifadesini kullandı.
Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nitekim raporu açıklayan Sayın Reşat Petek, çok iyi bilinmektedir ki Ergenekon davaları devam ederken, bizleri, CHP milletvekillerini 'Ergenekon'un Meclisteki uzantıları hocaefendiye çete diyor' diye Pensilvanya'ya şikayet etmiştir. O sözleri hala arşivlerde duruyor. 'Hocaefendiyi savunma telaşına düşen Reşat Petek, bugün bu komisyonun başkanı olarak AK Parti'nin oradaki katkısını ve etkisini örtme telaşı içerisindedir. Biz 'Fetullahçı çete' dediğimiz zaman 'hocaefendiye hakaret ettiğimizi' düşünüp çete sözünden rahatsız olan Reşat Petek bugün bu rapor içerisinde organize bir şekilde darbenin siyasi ayağını gizleme faaliyeti içerisine girişmiştir. Rapora baktığınızda şunu seziyorsunuz; 'FETÖ, cemaat her neyse önceki bütün hükümetler döneminde varmış, AK Parti dönemi de bunu kucağında bulmuş'. Bu algıyı kurgulamaya dönük bir raporla karşı karşıyayız. Oysa söylenebilecek tek bir şey vardır, eğer bir sızmadan söz ediliyorsa, FETÖ'nün devlete sızmasından söz ediliyorsa, bu AK Parti iktidarlarından önceki dönem için söylenebilir. Ama AK Parti dönemi için sızmadan bahsedilemez, tam tersine AK Parti'nin FETÖ'yü doğrudan doğruya devlete yerleştirmesi söz konusudur. Bir ittifak vardır. İttifak halinde bütün muhalifleri yok etme anlayışı vardır. O yüzden AK Parti hükümeti, FETÖ'yü devlete yerleştirmiştir. Bir sızma değil, yerleştirme söz konusudur."
"BAĞIMSIZ YARGIYA SALDIRILAR DEVAM EDİYOR"
Bağımsız yargıya dönük saldırıların devam ettiğini, bu kapsamda Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ'ın iktidara boyun eğmediği için Şanlıurfa'ya sürüldüğünü savunan Tezcan, bunun, sendika yöneticilerine güvence sağlayan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 18. maddesine aykırı olduğunu belirtti. Tezcan, bu uygulamanın, bağımsız yargı, yargı örgütlenmesi ve örgütlü topluma dönük iktidar saldırılarının devam edeceğini gösterdiğini öne sürdü.
Şırnak ve Hakkari'nin il olmaktan çıkarılıp, bunların yerine Cizre ve Yüksekova'nın il yapılmasının gündemde olduğunu anımsatan Tezcan, "Biz, Şırnak ve Hakkari il olarak kalsın diyoruz. Cizre ve Yüksekova'nın da il olmasını istiyoruz. 81 il değil, 83 il olur. Cizre ve Yüksekova'nın il olmasının bedeli, diğer iki ilimizi il statüsünden çıkarmak olmamalıdır." diye konuştu.
Bülent Tezcan, CHP Emek Bürolarının, Pazartesi günü, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sendika temsilcileri ve çalışanların katılımıyla "kıdem tazminatı çalıştayı" düzenleyeceğini bildirdi.
"OHAL KALDIRILMALI"
AB ile ilişkilerin yumuşayacağına dönük işaretlerin basına yansıdığını anımsatan Tezcan, Türkiye'nin Avrupa ve dünya ile iyi ilişkiler içinde olması gerektiğinin altını çizdi. Bu noktada, ilişkilerin iyileşmesini sağlayacak her türlü süreci memnuniyetle karşılayacaklarına dikkati çeken Tezcan,"Hükümetin yapması gereken şey, AB'nin fasıl açmasını beklememesi. Şu anda AB'nin fasıl açmasını beklemek değil, bizim fasılları açıp, o değişiklikleri ve düzenlemeleri bir an önce yapmamız gerekir. Çünkü biz, bu değişiklikleri Avrupa istiyor diye değil, kendi insanımıza yakışan budur diye düşündüğümüz için yapıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmesi gerektiğine işaret eden Tezcan, bu kapsamda ilk yapılması gereken şeyin OHAL'in kaldırılması olduğunu söyledi.
Tezcan, "mühürsüz seçime ve gayrimeşru yapıya karşı mücadelelerinin devam edeceği"ni dile getirerek, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin de açıkladığı raporda, "mühürsüz seçimin gayrimeşru durumunu yansıttığı"nı öne sürdü.
"GÖRÜŞMELER DEVAM EDECEK"
Bülent Tezcan, açıklamalarının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun sorularına verdiği yanıtlar"ın sorulduğu Tezcan, şu değerlendirmede bulundu:
"Genelkurmay Başkanı'nın doğrudan gidip, Darbe İnceleme Komisyonunda ifade vermesi gerekirdi. Orada komisyonun dinlemesi gerekirdi. Çünkü tek taraflı sorularla değil, bir diyalog halinde, canlı soruların sorulup, cevabın alınması gerekirdi. Genelkurmay Başkanı'nın neden bundan kaçındığını anlamak istiyoruz, o cevabı bekliyoruz. Niye gidip vermedi? Genelkurmay Başkanı'nı oraya gönderme yetkisine sahip siyasi iradenin, Genelkurmay Başkanı'nı komisyona niye göndermediğini de merak ediyoruz, bu da izaha muhtaçtır. Açıklamalara gelince, 8 sayfalık bir açıklama. Dişe dokunur, ciddi bir şey yok. Böyle bir ciddi olayda verilebilecek en gayriciddi cevaplardır."
"Kılıçdaroğlu'nun, 16 Nisan'dan sonra yaptığı ziyaretler kapsamında, gelecek günlerde HDP ve MHP'li muhaliflere bir ziyaret olacak mı? Bu konuda bir planlama var mı?" sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, "Bu hafta görüşmeler devam edecek. Henüz kesinleşen randevu olmadığı için paylaşamıyorum" yanıtını verdi.