CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, kendisi ile ilgili yapılan disiplin soruşturmasının hukuksuz olduğunu, geri çekilmesi gerektiğini ifade ederek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "Genel başkanlık için hazırlığımın olduğunu biliyorsun, beni rakip olarak görüyorsun. Hesabın; benim önümü kesmek, beni şeytanlaştırmak. Hızlı bir şekilde sevilmemden, yükselişimden rahatsızsın." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Yönetim Kurulu'nca, "kesin çıkarma cezası ile önlemli olarak cezalandırılması" önerisiyle Grup Disiplin Kuruluna sevk edilen Yılmaz, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bir televizyon programında bir trolün, Türk diline karşı aşağılayıcı ve küçültücü açıklamalar yapması, ayrıca CHP'nin geçmişini karalaması ve Atatürk'ün uygulamalarına ilişkin eleştiride bulunması üzerine kendisine hak ettiği cevabı verdiğini söyledi.
O tartışmanın din tartışması olmadığını, tamamen "Arapça fetişizmini ön plana çıkaran tartışma" olduğunu belirten Yılmaz, kendisinin de onun karşısında, "Bizim güzel dilimiz her yerde konuşulsun" anlayışını dile getirdiğini kaydetti.
Öztürk Yılmaz, o programda söylediği her şeyin kelimesi kelimesine, virgülü virgülüne arkasında olduğunu vurguladı.
- "CHP'yi babasının malı, tarlası, bahçesi gören anlayış"
Kesin ihraç talebiyle tedbirli olarak disipline sevk kararını televizyondan öğrendiğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
"Sevk gerekçesinde, eften püften konular var, parti programıyla zerre kadar alakalı olmayan bir durum söz konusu. Partinin ilkeleri ile hiçbir zaman alakalı olmayan bir konudan dolayı, sadece Allahu Ekber'in Türkçe karşılığını bile bilmeyen bir trolün ayaklarının altına verildiğimi gördüm. Bu disiplin soruşturması hukuksuzdur, yanlıştır, bunu kınıyorum. Siz Atatürk'e ve Cumhuriyete saldıranlara bir cevap veremiyorsunuz, onlara cevap verenleri disipline sevk ediyorsunuz.
Bu, demokrasi ile otokrasi arasındaki bir çatışmadır, CHP'yi AKP'nin yedek lastiği haline dönüştürmek isteyen bir anlayışla, bunu reddeden anlayışın çatışmasıdır. Bu; CHP'yi kendi babasının malı, tarlası, bahçesi gören; 'dediğim dedik, çaldığım düdük, isterseniz burada olursunuz, isterseniz defolup gidersiniz' demek isteyen bir anlayışa karşı mücadeledir. Milletvekillerini biat eden, robotlar olarak görenlerle, halkın seçtiği milletvekilleri arasındaki mücadeledir. Elhamdülillah Müslümanız, dini değerlerimize saygılıyız ama dini siyasete alet edenler, ondan nemalananlara karşı bir anlayıştır bizim anlayışımız."
Yılmaz, birilerinin kendilerine, "partinin ilkelerine, politikalarına uymuyorsanız çekip gidin" dediğini belirtti.
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Atatürk'e kefere deniyorsa, aşağılanıyorsa, heykelleri yıkılıyorsa, CHP'nin geçmişine hakaretler savruluyorsa, buna sessiz kalmak CHP'nin politikası değildir, buna karşı olmak CHP'nin politikasıdır, biz de o karşı duruşu sergiliyoruz. Koca CHP'de Cumhurbaşkanı adayı yokmuş gibi, dışarıdan devşirme adaylar için kulisler yapanlar CHP'nin politikalarını ihlal etmişlerdir. Siz birisine 'diktatör' diyorsanız, kendi partinizin içerisinde onun karbon kopyası olursanız, bu CHP politikasına aykırıdır, biz buna karşı duruş sergiliyoruz. Bütün seçimleri kaybedip hala koltuğunu terk etmeyen anlayış CHP politikası olamaz.
15 Temmuz gecesi darbe girişimini ilk kınayan milletvekili olarak, 'çık ekranlara en erken sen kına' deyip baskı yapmama rağmen, saatler sonra, iş işten geçtikten sonra eğer sen çıkıyorsan, ben buna karşı duruş sergiliyorum. Hiç kimse bizim bu partiye sahip çıkmamızı bir disiplin sürecine tabi bir süreç olarak göremez. Benimle ilgili yapılan bütün disiplin soruşturması hukuksuzdur, derhal iptal edilmesi ve geri çekilmesi gerekir."
- "Atatürk'ün huzuruna hangi yüzle çıkacaksın?"
CHP'li Yılmaz, 10 Kasım'dan bir gün önce bir Atatürkçü'ye karşı bu zulüm ve aşağılık işkencenin reva görüldüğünü ifade ederek, "Yarın Atatürk'ün huzuruna hangi yüzle çıkacaksın?" dedi.
İsim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kasteden Öztürk Yılmaz, "Sen yanlış yoldasın, yanlış bir iş yapıyorsun, partiyi küçültüyorsun, bizim makam, mevki derdimiz yok." diye konuştu.
Yılmaz, "Benim senin iyilik yapacağına ilişkin inancım kalmamış, arkamda duramadın, beni trollere teslim ettin. Allah büyüktür, biz ona inanıyoruz. Sen istiyorsun ki çekip gideyim. Neden? Çünkü, çok iyi biliyorsun ki sen yönetemiyorsun, ben de hazırlık içindeyim. İllerden, ilçelerden, kurultay delegelerinden gelen talepleri sen de biliyorsun. Genel başkanlık konusunda bir hazırlığımın olduğunu biliyorsun. Hesabın; benim önümü kesmek, parti dışına itmek, beni şeytanlaştırmak. Sen istiyorsun ki Öztürk Yılmaz partiden defolup gitsin, çünkü sen beni rakip olarak görüyorsun, hızlı bir şekilde kamuoyunda sevilmemden, yükselişimden rahatsızsın. Öztürk Yılmaz sahipsiz değildir, sahibi Allah'tır ve millettir; göreceksin sen bunu kardeşim. Sen AKP ile iş tutuyorsun, onun dediklerini yapıyorsun, yanlış yoldasın, dön bu yoldan." sözlerini kullandı.
Basın toplantısında Türkçe dua da eden Öztürk Yılmaz, Musul'dan döndükten sonra ülkede kimseden bir şey istemediğini belirtti.
Yılmaz, "Partimde aşağılandım, yalnız kaldım, kimseden bir şey istemedim ama siz aşağılık bir işe imza attınız. Göreceksiniz defolup gideceksiniz, istifa etmiyorum kardeşim, ne yapıyorsan yap. Ben bu partiye, 'gel Öztürk' diyerek gelmedim; 'git' diyerek de gitmeyeceğim. Sıkıyorsa, hadi bakalım at beni buradan, rezil ol, kepaze ol." diye konuştu.