CHP’nin gelmiş geçmiş partilerden ayrılıklı bir özelliği vardır

CHP’nin gelmiş geçmiş partilerden ayrılıklı bir özelliği vardır.

CHP cumhuriyetimizi kuran ve bugünlere gelmemizi sağlayan bir partidir.

Bu partinin ilkeleri dünya mazlum uluslarına rehber olmuş bir partidir.

Aynı zamanda da SOL bir partidir.

CHP’lilerin, her türlü baskıdan, özellikle dinsel inançlardan bağımsız olarak düşünebilme özgürlüğüne sahip insanlardan oluşmasıdır.

Ancak, düşünme özgürlüğünden anlaşılan yalnızca bağımsız düşünebilme yeteneği değildir (düşünmenin kendisi baskı altına alınamaz); düşündüğünü başkaları karşısında dile getirebilmektir aynı zamanda.

CHP’de, düşünme özgürlüğü, yazma ve söyleme ile birlikte yürür.

CHP’de, insanın ahlak eylemlerini başkasının zoru ile değil, kendi istenci ile gerçekleştirmesidir.

CHP’de, İnsanın eylemlerinden sorumlu olabilmesi için özgürlük, ahlakın önkoşuludur.

CHP’nin ana gövdesi, Kuva-yi Milliye geleneğinden gelen, antiemperyalist, Atatürkçü, bir Sosyal Demokrat parti konumundadır.

Ancak özgürlükçü ve aykırı fikirlere sahip solun diğer yelpazesindeki insanlarda, terörü övmedikçe, şiddeti savunmadıkça CHP içinde politika yapma alanına sahiptir.

CHP tabanı kendi ana ekseni itibarı ile bazı kişilerin söylemlerinden son derece rahatsızdır.

Bu itibarla, kimi tespit ve sunumlarının, tarihi olaylara nesnel değil öznel yaklaşımlar içerdiği, CHP Referansları ile örtüşmeyen vaziyet alışlarının partiye zarar vermeye başladığı bilmek gerekir.

Hiç kimsenin bu partiyi koyun sürüsü gibi görme ve göstermeye hakkı yoktur.

Mesele sınırsız - sorumsuzluk içinde değil, içinde bulunulan partinin de prensipleriyle samimi bütünlüğün içselleştirilmesi gerekmektedir.

Bana göre her kez tüm içtenliği ile her şeyi söyleyebilmelidir.

Ama bunun, etki noktası doğrultusu yönü ve şiddeti partisini zora sokmak kaygısından çok daha öte kendisinin ait olduğu düşün dünyasının, siyasi politik duruşuna ve eksenine uygun olması talep ve beklentisidir bizimkisi.

Bence CHP'deki temel sorun, demokrasi eksikliğidir.

Milletvekilleri halk tarafından seçilmemekte paraşütle indirilmektedir.

CHP’nin asıl sorunu bana göre, kimlerin nasıl milletvekili olduğudur.

Sorun parti tabanını dikkate almadan adeta milletvekili ataması yapılmasıdır.

Son kurultayda alınan karar gereğince, sanırım bundan böyle ön seçimle üyeler milletvekillerini seçeceklerdir.

Kendilerini akıllı sanan ve Atatürkçü halkı koyun gibi gören birileri, bu kafasında tasarladıklarını uygulamaya çalışmaktadır. Böyle bir şeyin tutması mümkün değildir.

Eninde sonunda parti içi demokrasi galip gelecektir diye düşünüyorum.

Şimdi CHP üyeleri bana kızacaktır ama gerçek olan budur.

CHP üyelerinin, kendi kendini belirleyebilme yetisi vardır. Ama bunu hiçbir zaman yetkilerini hür iradeleri ile bu güne kadar kullanmadılar. Ve ya kullandırılmadılar.

Ve ya birileri izin vermediler.

Sorun, CHP üyesinin kendisini dikkate aldıracak kadar bilinç sahibi olmamasıdır.

Sorun CHP üyesinin tıpkı sağ partilerde olduğu gibi güdülen, idare edilen, kullandırılan bir yapıda oluşudur.

Bu yapı bu güne kadar hiç bozulmadan devam ediyor.

Bir yandan da CHP içinde olup, CHP’yi beğenmeyen, ilkelerinden şikâyetçi olan insanların bulunması gayet doğaldır.

CHP’nin ideoloji olarak kabul etmeyenler, çağa uygun olmadığını hatta CHP’nin sol bir parti bile olmadığını düşünenleri de anlayışla karşılamak gerekir.

Nihayetinde bilgileri bu kadarla sınırlıdır ve o kadar bilgiyle bu kadar düşünülebiliyor demektir.

Solculuk nutukları atan bazılarının, bildiğimiz CHP'ye, Atatürk'ün partisi CHP'ye, Kurtuluş Savaşı'nı veren CHP'ye kin kusması, solun önünde takoz diyerek CHP'nin kapatılmasını istemesi AKP, ABD ile aynı saf tutmaktır bana göre.

CHP'nin geçmişte yanlışları olduğunu söylerken, bugün için olumlu olan hemen her şeyi de CHP'ye borçlu olduğumuzu da unutmamak gerek.