ANKARA (ANKA)- Raporda, cezaevine girişlerde tüm tutuklu/hükümlülerin çırılçıplak soyulduğu iddia edilirken, “Tutuklu/hükümlülerin kapalı görüşte bile sıkı bir aramadan geçirilmekte, ağız içi bile aranmaktadır" denildi.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş ve Tunceli Millevtekili Hüseyin Aygün’den oluşan heyet, Osmaniye Cezaevi Raporunu tamamladı.
Raporda, “Cezaevi Müdürü ve Diğer Görevlilerle Yapılan Görüşme” başlığında şu tespitler yapıldı:
“Cezaevi Müdürü’nün verdiği bilgilere göre Osmaniye Cezaevi 651 kapasiteli olarak inşa edilmiş ancak daha sonra yapılan eklerle kapasite 1000’e çıkarılmıştır. Burada halen 648 hükümlü, 574’ünün tutuklu olmak üzere; 21 çocuk, 34 kadın, bin 167 erkek toplam bin 222 kişi bulunmaktadır.
Müdür tutuklu/hükümlülerin A Takımı, kendilerinin ise 'robokop' dedikleri 10 kişilik bir acil müdahale ekibinin olduğunu itiraf etmiş, bunun da mevzuata uygun olduğunu, ayrı kıyafetlerinin olduğunu ve kendileri tarafından özel olarak eğitildiğini itiraf etmiştir. Bu kişilerin nasıl seçildiği sorusunu cevaplayamayan Müdür, başka hiçbir cezaevinde uygulanmayan bu yönteme neden başvurulduğu sorusunu da yanıtsız bırakmıştır.
Tutuklu/hükümlülerin ilk girişte çırılçıplak soyunmasının mevzuat gereği olduğunu belirten Müdür, açık veya kapalı görüşlerde yapılan olağan üstü aramaları yine mevzuat gereği olduğunu ifade etmiştir.”
-“CEZAEVİNE GİRİŞLERDE TÜM TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLER ÇIRILÇIPLAK SOYULUYOR”-
Görüşülebilen tutuklu ve hükümlülerin dile getirdikleri yakınmalar da raporda şöyle yer aldı:
“Birinci Müdür hiçbir sorun ile ilgilenmemekte, cezaevi açıldığından beri tüm ısrarlara rağmen hiçbir tutuklu/hükümlü ile görüşmemektedir.
Cezaevine girişlerde tüm tutuklu/hükümlülerin çırılçıplak soyulmakta, soyunmak istemeyenler zorla soyulmakta ve şiddet uygulanmaktadır.
Üç kişilik odalarda dokuz kişi, sekiz kişilik odalarda 20 kişi kalmaktadır. Yemek bile gruplar halinde yenmektedir.
Hasta olanlar hastaneye aylar sonra gönderilmektedir.
Dışarıda serbest olan gazete, dergi ve kitaplar içeriye alınmamaktadır. Özellikle Kürtçe yayınlar verilmemektedir. Televizyonlarda Osmaniye Cezaevi ile ilgili en küçük bir haber olması durumunda derhal yayın kesilmektedir.
Türkçe basılı bir kitabı Kürtçe’ye çevirmeye çalışan bir tutuklunun çalışmalarına el konmuştur.
Hücrelerin çok kötü durumda olduğu ifade edilmiştir. Demir parmaklıkların önünde çok sık örülü tel örgü bulunmaktadır. Buradaki insanlar günlerce dışarı çıkarılmamaktadır.
Birçoğu KCK davası nedeniyle yargılanmakta olduklarını ifade eden tutuklulara isnat edilen suçlar arasında İsrail’in Filistin’e yaptığı zulmü protesto etmek, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs almak, Tunceli yerine Dersim demek vb. bulunmaktadır.
Tutuklu/hükümlülere şiddet uygulanması için adeta provakasyon yapılmaktadır. 22 Şubat 2012 tarihinde 26 ve 27. koğuşlar basılmış ve buradakiler gardiyanlarca acımasızca dövülmüştür.
Diğer cezaevlerinin kantinlerinden alınanlar bile bu cezaevine alınmamakta, iç çamaşırlarının kantinden alınması zorunlu tutulmaktadır.
Tutuklu/hükümlülerin kapalı görüşte bile sıkı bir aramadan geçirilmekte, ağız içi bile aranmaktadır.
Birçok tutuklu/hükümlü açlık grevinde olduğu halde cezaevi yönetiminin tutumu yüzünden bu grev fiilen ‘ölüm orucuna’ dönüşmüştür. Açlık grevinde olanlara sadece su, tuz, şeker ve limon verilmektedir. Meyve suyu istenmesine rağmen verilmemektedir.
15 kişi süresiz açlık grevine başlamışlardır. 19 Mart 2012 tarihi itibariyle sekiz kişi 26 gündür, yedi kişi ise beş gündür açlık grevindedir. 3-5 kişilik gruplar halinde dönüşümlü olarak açlık grevine destek olanlar da vardır.”
Raporun sonuç bölümünde, Osmaniye Cezaevi'nde yönetim tarafından keyfi uygulamalar yapıldığı ve çok önemli insan hakkı ihlalleri yaşandığı iddia edildi.