CHP'nin Trabzon Mitingi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiçbir çocuk CHP iktidarında yatağa aç girmeyecek, her evin sigortası olacak, her evde kadınlar mutlu olacak, her evde huzur olacak. Dicle’nin kenarında iki koyun kaybolursa onların derdi benim derdim olacak” dedi. Kılıçdaroğlu, partisince Trabzon Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, hükumeti eleştirerek, "Bunların bir bakanı, sözde arada sırada doğruları söyleyen bir bakanı geçen televizyonda söylemiş ‘çok mal haramsız çok laf yalansız olmaz’. Hazreti Muhammet’in güzel bir hadisi vardır. Derki ‘iman ile yalan bir arada olmaz, bir araya getirmeyin’. Bunlar hayatları boyunca hep yalan söylediler. Milleti hep kandırdılar. Din iman edebiyatı yaptılar” diye konuştu. Trabzon’un vicdanına seslendiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Hangi inançtan, hangi kimlikten olursa olsun bir Allah’ın kulu çıkıp da ey Kılıçdaroğlu ben inancımı, ibadetimi özgürce yapamıyorum diyorsa gelsin beni bulsun. Bütün işimi bırakacağım onun önüne düşeceğim, onun inancını özgürce yerine getirmesi için her çabayı göstereceğim” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de başörtüsü sorununu vicdanen çözdüklerini, başı açık, başı kapalı bütün kadınların başının üstünde yeri olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “ Hiçbir çocuk CHP iktidarında yatağa aç girmeyecek, her evin sigortası olacak, her evde kadınlar mutlu olacak, her evde huzur olacak. Dicle’nin kenarında iki koyun kaybolursa onların derdi benim derdim olacak. Herhangi bir kişinin çocuğu işsizse önce o çocuğa iş bulacağım. Bütün çocuklar iş bulduğu zaman hayatımın en mutlu gününü yaşayacağım. Benim çocuklarım yolsuzluk yapmayacak, kul hakkı yemeyecek. Tıpkı bütün annelerin çocukları gibi.” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile derdi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu baş çalanla benim bir derdim var, o dertte şu. Ona hiç acımıyorum. Hırsızın nesine acıyacaksınız. Benim acıdığım onun çocukları. Bir baba çocuklarını yolsuzluğu ortak etmez. Ne diyordu eskiden ’hırsızlık babadan oğlu geçer, oğuldan babaya geçmez’ demişti. Vallahi doğru, billahi doğru” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı "Rabia" işaretine atıfta bulunarak, “Bu işareti gördüğünüzde devleti soyan 4 bakan ve onları yöneten bir başçalan aklınıza gelsin. 4 bakan bakanlık koltuğundayken devleti soydular. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ekonomiyi çok iyi bilir. Devlet nasıl soyulur bunu çok iyi bilir” şeklinde konuştu. Savcıların düzenlediği fezlekedeki rakamlara göre Çağlayan'ın 28 seferde 58 milyon dolarlık rüşvet aldığını iddia eden Kılıçaroğlu, rüşvetin dinimizde haram olduğunu söyledi. Hükumete yönelik eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Rıza Zarrap'ın uçağı ile yani haram para ile bir de umreye gidiyorlar. Haram para ile umre yapılır mı? Ben de biliyorum ki haram para ile yapılmaz ama ar damarı çatlamış birisi haram para ili gidip umre yapabilir” dedi. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarına da işaret eden Kılıçdaroğlu, “Bir trilyon lirayı birkaç kuruş olarak gören Trabzon'da kişi var mı? Yahu bunlarda din, iman, vicdan yok. Trabzon’un vicdanına sesleniyorum. 30 Mart'ta gideceksiniz ya 'bakan' evlatlarına oy vereceksiniz ya da bakan evlatlarına oy vereceksiniz” dedi. -"Karadenizlilere güvenirim" Eski Bakan Egemen Bağış’ın da rüşvet aldığını iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda otobüsün üstüne çıktılar. Bu 4 bakan elini kaldırdı. Bunlardan birisi daha var. Karadenizli birisi. Ben Karadenizlilere güvenirim. Dedi ki 'arkadaş, ya sen ne söylediysen ben altına imza attım. Eğer istifa edecek olan varsa senin istifa etmen lazım'. Televizyonlarda söyledi mi, söyledi. Bu 4 bakan çıktılar otobüsün üstünde ellerini kaldırdılar. Siz hiç dünyada adı yolsuzluğa, şaibeye bulaşmış, rüşvet aldığı belgelerle ortaya koyulmuş kişilerin milletin önüne çıkıp ellerini kaldırdığını gördünüz mü, duydunuz mu? Normalde istifa etmeleri, ayrılmaları lazım. Yeter demeleri lazım. Yeter bu milletin yakasından düşün demek lazım. Bunu yapıyorlar mı? Yapmaları için bir insanda utanma duygusu olur. Sadece insana mahsustur utanma duygusu.” Kılıçdaroğlu, insanın erdemli kişi olduğunu belirterek, “Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır insan. O nedenle söylüyorum inancı, kimliği ne olursa olsun Allah'ın yarattığı en değerli varlık insandır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Her insana saygı gösteririm. Ama bunlar böyle değil. Utanma duygusunu kaybetmiş bunlar. Utanma duygusunu kaybetmişsen hiçbir yere gidemezsin” diye konuştu. -“Türkiye’de huzur, barış içinde yaşamak istiyoruz” Başbakan Erdoğan’a hayatı boyunca başbakan demeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Çünkü bir ülkeyi yöneten kişinin erdemli olması, kul hakkı yememesi, adalete müdahale etmemesi lazım. Bir ülkeyi yöneten kişinin darpçı, yasakçı olmaması lazım, yüreğinde insan sevgisi olması lazım. Halkına yalan söylememesi lazım. Toplanan vergilerin hesabını son kuruşuna kadar vermesi lazım. Bir ülkeyi yöneten keşinin temiz olması lazım, pir pak olması lazım. Böyle kişinin benim başımın üstünde yeri vardır. Böyle bir kişi ülkeyi yönetiyorsa her zaman saygı duyuyorum ama ülkeyi yöneten kişi şaibeli kişiyse, kul hakkı yiyorsa, aile boyu götürüyorsa ben ona başbakan değil başçalan derim.” CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dünyanın en güzel ülkesi olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de huzur, barış içinde yaşamak istiyoruz. İstiyoruz ki her evde huzur olsun. İstiyoruz ki sokakta tanımadığımız kişiye güler yüzle selam verelim. Elbette ki faklı siyasi görüşler olacak, elbette ki insanlar oylarını kullanacak, oy kullanan her insana elbette ki saygı duyacağız. Sen ona oy verdin buna oy verdin diye suçlamayacağız ama bir şey yapacağız, siyasetin bir ortak paydası vardır. Siyaset temiz, düzgün adamların işidir. Halka hesap vermeyi namus gören insanların işidir” dedi.