CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanalıyla hâkimlerine müdahale ederek Ergenekon davası sanıkları Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın hapisten çıkarılması isteğine hukukçular tepkili.
Denizli Emel Hukuk Derneği (EHUDER) Başkanı Av. Hüdayi Kayhan, “Geçmişte en küçük imaları dahi yargıya müdahale sayarak mangalda kül bırakmayan muhalefet partisi mensuplarının, şimdi HSYK kanalıyla mahkemeye müdahale edilmesini istemesini anlamakta güçlük çekmekteyiz.” dedi. Türkiye’nin genel seçimde tarihindeki en zor demokrasi sınavlarından birini başarıyla verdiğini vurgulayan Kayhan, “Ancak bu seçimden önce ve sonra yargıya müdahale olarak nitelendirilebilecek bazı olaylar, biz hukukçuları çok ciddi endişelere sevk etmiş ve etmektedir. Anayasamız'a göre egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti, egemenliğini Anayasa'nın esaslarına göre yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiç kimse veya organ, kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Milletimiz, bu egemenliğini yasama, yürütme ve yargı erkleri eliyle kullanmaktadır. Bu üç erkin bir diğeri üzerinde baskı kurması ve etkisi altına alması, millet egemenliğinin kullanılmasını sınırlayacaktır.” şeklinde konuştu.
Orgeneral Bilgin Balanlı’nın Balyoz davasında tutuklanmasıyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın, “Bu konumdaki insanların, yani üzerinde rütbe taşıyan, üniforma taşıyanların, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde belli bir noktada görev yapanların, kamuoyunda bir itibarı, ismi bulunan insanların tutuklanması cihetine gidilirken çok daha fazla düşünmek, çok daha ince düşünmek ve tutuklamayı bir kenara koyarak daha çok serbest bırakılma yönünde bir karar vermek gerekir diye düşünüyorum" şeklindeki açıklamasının da yargıya müdahale olarak algılanabileceğini, bu sebeple tasvip etmediklerini kaydetti. Bu ve bunun benzeri beyanların genel seçimden sonras artmaya başladığına dikkat çeken EHUDER Başkanı Kayhan, “Haklarında darbe suçlamasıyla dava açılmış ve tutuklu yargılanan bir kısım sanıklar, milletvekili seçilmelerinden sonra tahliyelerini talep etmiştir. Bu talebin reddedilmesinden sonra bir kısım siyasilerin, yargıya doğrudan müdahale sayılabilecek beyanları fütursuzca kullanması hukuk devleti ilkesini ciddi olarak zedelemiştir. Mahkemeler tarafından verilmiş kararların direkt olarak siyasi karar gibi nitelendirilmesi, hem yargıya müdahale ve baskı altına alma çabasıdır hem de bu kararı veren mahkeme heyetine hakarettir. Hâkimler, görevlerinde bağımsızdır; Anayasa'ya, kanunlara ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Mahkemelerde karar veren hâkimlerin hepsi, hiçbir baskı altında kalmadan sadece hukuka bağlı kalacaklarına yemin ettikten sonra mesleklerini icra etmektedir. Hâkimlerimizin kararlarını siyasi olarak nitelendirmek, hukuken suç olduğu gibi aynı zamanda ağır bir hakaret niteliğindedir. Yargının vermiş olduğu bu tür kararlar üzerinden yorum yapılırken milletimizin güvenerek Meclis'e gönderdiği vekillerimizin daha hassas davranması gerekmektedir.” dedi.
Av. Hüdayi Kayhan, geçmiyteki Merve kavakçı olayını da hatırlatarak şunları kaydetti: “Hiçbir davası olmadığı ve tutukluluğu olmadığı halde Merve Kavakçı olayında millî iradeyi görmeyen siyasilerin, bugün darbeye zemin hazırlamak ve terör suçlarından tutuklu yargılananları savunması ibret vericidir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz