Yıldızlararası'nın yönetmenliğini ilk Steven Spielberg'ün yapması düşünülüyordu fakat Spielberg daha sonra projeden vazgeçti. Yine de Nolan kardeşler senaryoda usta yönetmene saygıda kusur etmediler. Spielberg'ün 1982 yapımı gerilim filmi Poltergeist'a bir gönderme var. Filmde bir ailenin küçük kızının odasında korkunç bir boyuta açılan kapının bir aileyi felakete sürüklemesi anlatılıyor.
Dairesel uzay istasyonu, astronot kostümleri, TARS, CASE, ve iletişim paneline kadar birçok tasarımda Kubrick'in efsanevi filmi 2001: Uzay Yolculuğu'ndaki tasarımlardan esinlenildi.
Carl Sagan'ın ünlü romanı Mesaj'ın sinema uyarlamasında da danışman olarak çalışan Kip Thorne bu filmde de Nolan'ın danışmanıydı. Mesaj ve Yıldızlararası'nın başka bir benzerliği ise başrol oyuncusu Matthew McConaughey. Bununla birlikte Mesaj'daki baba-kız ilişkisine benzer bir ilişki Yıldızlararası'nda da olayların merkezine taşınmış.
Cooper ve ekibinin ilk iniş yaptığı gezegende izleyicide Maymunlar Cehennemi'ndekine benzer bir senaryo kırılması beklentisi oluşuyor. Maymunlar Cehennemi'nde de bir karadelikten geçtikten sonra farklı bir gezegene indiklerini sanan astronotlar aslında dünyanın geleceğine geldiklerini fark ediyorlardı. Buna ek olarak riskli iniş sırasında Cooper'ın ingilizce de "bu iş şakaya gelmez" anlamına gelen "no monkey business" (bu maymun işi değil) repliğinin filme bir gönderme olduğu açık.
Filmdeki kaşif ekibin isim ve soyisimleri insanlık tarihinin ünlü kaşif ve maceracılarından seçilmiş. Doyle, Romilly, Amelia ve Mann isimlerinin hiçbiri tesadüf değil.
Fotoğraf: Altantik Okyanusu'nu tek başına geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart
Buraya kadar okuyup yine de filme gitmediyseniz bu kısmı okumamanızı tavsiye ederim çünkü filmin bütün tadı kaçabilir.
Filmin sonunda Nolan'ın önceki filmlerinden Inception'a dev bir gönderme var ve bu gönderme boşuna yapılmamış. Çünkü filmin sonunda Cooper'ın gerçekten yaşadığını ya da ölmeden önce yaşadığı son şokla hayal mi gördüğünü kesin olarak anlamak mümkün değil. Her şeyden önce filmin sonu tam olarak Cooper'ın başarmayı umduğu her şeyi gerçekleştirmesiyle sona eriyor. Mann'ın söylediklerini ("ölmeden önce çocuklarının yüzünü göreceksin ve yaşama içgüdün onlara olan sevginin dışa vurumu şeklinde ortaya çıkacak"), Inception göndermesini, Cooper'ın kızının "hiçbir ebeveyn çocuğunun ölümünü görmemeli" repliğini ve Nolan'ın kullandığı bazı kamera önü anlatım tekniklerini bir araya getirince filmin sonu bir hayli bulanıklaşıyor. Cooper'ın yaşayıp yaşamadığından emin olamıyoruz.