Google, sadece bir web tarayıcısıyla, çevrimiçi olarak çalışan bilgisayar fikrinden vazgeçmiş değil; Chrome OS adını verdiği işletim sistemini yaymak için var gücüyle çalışıyor. Peki Windows'lu bilgisayarınızı bir kenara bırakıp, Chrome OS'lu bir Chromebook'a geçmek gerçekten de kolay bir iş mi?
Chrome OS le tamamen çevrimiçi, yani bulutta "yaşamanın" belirli avantajları var. Bu makalemizde buluta taşınmak için ihtiyaç duyacağınız en önemli uygulamalara ve hizmetlere göz atacak, karşınıza çıkabilecek engelleri ele alacağız. Her alanda verdiğimiz puanlar, buluta geçişin sizin için ne kadar kolay veya zor olacağını, buna ne kadar değeceğini değerlendirmenizde kolaylık sağlayacak.
**Dosya ve depolama**
Öncelikle tüm dosyalarınızı buluta taşımanız gerekiyor. Kullanabileceğiniz hizmetler arasında Dropbox, Google Drive, Box ve SkyDrive bulunuyor. Bu hizmetlerden her birinin gigabaytlarca verilerinizi internete yüklemek üzere masaüstü araçları bulunuyor. Hizmetlerin fiyat seçenekleri ise aşağıdaki gibi.
Box'un ücretsiz olarak sunduğu alan 5GB, bunun ardından 25GB'lık depolama için ayda 9.99 dolar ödemeniz gerekiyor. Box'un en pahalı seçeneği olan 50GB'lık depolama için ayda 19.99 doları gözden çıkarmalısınız.
Dropbox'un 2GB'lık ücretsiz depolama alanını ayda 9.99 dolara 100GB'a genişletebiliyorsunuz. 500GB'lık boş alan isterseniz, ayda 49.99 dolar ödemeniz gerekli.
Google Drive'ın size ücretsiz olarak sunduğu alan 5GB. 25GB için ayda 2.49 dolar, 16TB'Lık dev bir alan için ayda 799 dolar ödemelisiniz.
Microsoft'un çevrimiçi depolama çözümü SkyDrive'da 7GB'lık ücretsiz boş alanınız bulunuyor. 25GB'lık boş alan için ayda 0.78 dolar, 100GB'lık boş alan için ayda 4.16 dolar ödemeniz gerekiyor.
Depolamak istediğiniz veri miktarı birkaç GB'ın üzerindeyse, muhtemelen bu hizmetlerden birine ödemede bulunmanız gerekecek. Veya video hizmetleri için bir video akış hizmetinden, mp3'leriniz içinden bir müzik hizmetinden faydalanma yolunu tercih edeceksiniz.
**Geçiş kolaylığı: 7/10**
**Office uygulamaları**
Çevrimiçi ofis paketleri alanında birçok seçeneğiniz var. Google Drive, Microsoft'un Office web uygulamaları ve Zoho, hem hızlı, hem de güvenilir alternatifler arasında. Bununla birlikte çevrimiçi ofis çözümlerinin işlevleri, masaüstü yazılımlara kıyasla kısıtlı.
Çevrimiçi ofis uygulamalarıyla rahatça basit grafikler ve tablolar hazırlayabilirsiniz. Ancak iş bol miktarda sayıyı işlemeye geldiğinde bu çözümler yetersiz kalacaktır. Örneğin PowerPoint'in masaüstü sürümüyle çevrimiçi sürümünü karşılaştırdığınızda, aradaki kalite farkını göreceksiniz. Yazılımın çevrimiçi sürümünde şablonların, animasyonların ve biçimlendirme seçeneklerinin tamamı kırpılmış.
Büyük bir bölümümüz işlerini web tarayıcısı içinde kolayca halledebiliyor. Ancak çevrimiçi ofis uygulamalarındaki işlev yelpazesi, küçük iş yerlerin ve ileri düzey kullanıcıları tatmin etmeyecektir (en azından şimdilik).
**Geçiş kolaylığı: 7/10**
Bugünkü çevrimiçi uygulamalar bol sayıda işlev sunsa da ileri seviyedeki kullanıcıları memnun edecek kadar kapsamlı değiller.
**Fotoğraflar, müzik ve video**
**Fotoğraflar**
Fotoğraflarınızı depolamak için sabırsızlanan Facebook'tan Flickr'e birçok çevrimiçi hizmet var. Pixlr, PicMonkey ve Adobe Photoshop Express Editor, web ile masaüstü arasındaki farkı kapatıyorlar.
Web tarayıcısı içerisinden Photoshop kullanmanız henüz mümkün olmasa da, buna çok da uzak değiliz. En iyi görsel düzenleme yazılımlarına sahip olmak gibi bir zorunluluğunuz yoksa, çevrimiçi düzenleyiciler size fazlasıyla yetecektir.
**Geçiş kolaylığı: 8/10**
**Müzik ve video**
Türkiye'de TTNet, Avea, Vodafone ve Turkcell'in müzik hizmetleri, ihtiyaç duyduğunuz tüm müzikleri web üzerinden size aylık bir ücret karşılığında sunuyorlar. Google Music, Spotify, Rdio gibi müzik hizmetleri ise ne yazık ki şu an Türkiye'ye kapalı durumdalar.
Lovefilm Instant, Blinkbox, YouTube gibi hizmetler, size internetten film ve dizi izleme keyfini yaşatıyorlar. iTunes ile satın aldığınız film ve diziler varsa, bunları web tarayıcısı içinden göremeseniz de, DRM korumasız olanlarını Dropbox veya Google Drive'a yükleyerek buradan izleyebilirsiniz. Ancak bu durumda depolama alanınızın önemli bir bölümünü filmlere ayırmanız gerekecek.
Kendi kaydettiğiniz videoları YouTube'a "gizli" veya "özel" olarak yükleyip seyretmek de iyi bir fikir olabilir. Ancak telif hakkıyla korunan filmleri/videoları YouTube'a yüklemek başınıza iş açabilir.
**Geçiş kolaylığı: 7/10**
**Çevrimdışı çalışma**
Tamamen buluta taşınmanın en büyük dezavantajı, internet bağlantısını yitirdiğiniz anda hemen hemen her şeyinize erişiminizin yok olması. İnternetiniz koparsa veya bilgisayarınızı alıp dışarıya çıkarsanız, önemli ölçüde kısıtlanacaksınız demektir.
İnternet erişimi olmayan bir laptop'un da işlevlerinin kısıtlandığını söyleyebiliriz, ancak en azından belgeleriniz üzerinde çalışabilir, müzik ve videolarınızı çalabilirsiniz. İnternet bağlantısının kesilmediği, her yerde bulunduğu bir aşamada değiliz. Bu nedenle sıkça seyahat yapanların Chromebook'a geçmeden önce iyi düşünmeleri gerekiyor.
**Sonuç: Bulutta yaşamanız mümkün mü?**
Google Drive'ın güncellenen çevrimdışı özellikleri gibi önemli yenilikler sayesinde bulutta yaşamak, her geçen gün daha da kolay bir hale geliyor. Sadece web'den oluşan bir hayata geçmeniz hem mümkün, hem de çok kolay. Ancak Photoshop, iTunes, Excel gibi kapsamlı masaüstü uygulamalarıyla çalışıyorsanız veya sabit diskinizi bulut depolamaya aktarmanız çok masraflı olacaksa, biraz düşünmeniz gerekecek.