Yeni çıkan "Poisoner in Chief - (Baş Zehirleyici)" adlı kitabı hakkında Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) konuşan araştırmacı-yazar Stephen Kinzer, yıllar süren araştırmaları sonucu ortaya çıkan gizli program hakkında bilgi verdi.
Kinzer, MK-ULTRA adı verilen gizli zihin kontrolü programının 1950-1960 arasında CIA’in baş kimyageri Sidney Gottlieb tarafından yürütüldüğünü belirterek, “Zihin kontrolü teknikleri üzerine tarihteki en uzun süreli araştırma operasyonuydu.” dedi.
"İNSANLARIN ZİHİNLERİNİN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRMEK İÇİN METOT ARIYORDU"
Gottlieb’in proje kapsamındaki deneylerinin bir kısmının üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde gizlice finanse edildiğini kaydeden Kinzer, diğerlerinin de Amerika’daki hapishanelerde ve yasal bağlayıcılığı olmaması için ABD’nin kontrolündeki Japonya, Almanya, Filipinler gibi ülkelerdeki gözaltı merkezlerinde yapıldığını anlattı.
Kinzer, şunları söyledi:
"Gottlieb, insanların zihinlerinin kontrolünü ele geçirmek için metot arıyordu ve bunun için iki aşamalı bir süreç olduğuna inanıyordu. İlk önce mevcut zihni şiddet kullanarak boşaltmak gerektiğini, sonra da ortaya çıkan boşluğa yeni bir zihin eklemek için bir yol bulmak gerektiğini düşünüyordu. İkincisinde çok mesafe alamadı ama ilk aşama üzerinde çok deneyler yaptı."
Kinzer, bu proje çerçevesinde CIA’in, 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya ile Almanya’daki Nazi toplama kamplarında insanlar üzerinde benzeri deneyler yapmış bilim adamlarının da işe alınarak, ABD’nin biyolojik silah araştırmaları ile ünlü Maryland Fort Detrick’teki program merkezinde çalıştırıldığını savundu.
"KÜRESEL DÜNYA GÜCÜNÜN ANAHTARI OLDUĞUNA İNANIYORDU"
Gottlieb’in yıllar süren araştırmaları sırasında, “gözden çıkarılabilir” deneklerin bir çoğunun üzerinde elektroşok ve kullanıcıda halisünasyonlar oluşturan yüksek dozda LSD (Lysergic acid diethylamide) denilen uyuşturucu verilerek fiziki ve psikolojik işkencelere tabi tutulduğunu öne süren Kinzer, “Çok gizli yürütülen bu çalışmalarda Gottlieb’in deneylerinin ne kadar cana mal olduğunu tam olarak bilmek mümkün değil ancak bir kısmı öldü ve birçok yaşam kalıcı olarak yok edildi.” ifadesini kullandı.
Kinzer, Gottlieb’in neredeyse üstlerine hiçbir hesap vermeden bu çalışmaları yürüttüğünü öne sürerek, “Bu adamın öldürme ehliyeti vardı. Amerika ve tüm dünyadaki insan deneklerini ölümcül seviyede istediği şekilde istismara maruz bırakmaya yetkiliydi. Sanırım o zamanki zihniyet bu projenin çok önemli olduğunu, zihin kontrolüne hakim olmanın küresel dünya gücünün anahtarı olduğuna inanıyordu.” şeklinde konuştu.
MK-ULTRA PROGRAMI DELİLLERİ YOK EDİLDİ
Kinzer, uzun yıllar süren deneyler sonucunda Gottlieb’in zihin kontrolünün mümkün olmadığı sonucuna vardığını ve MK-ULTRA araştırmasına son verildiğini, Gottlieb’in ise casusların kullanması için zehirler ve ileri teknoloji araçlar oluşturan CIA içindeki bir programda liderlik yapmaya devam ettiğini kaydetti.
Gottlieb’in 1972’ye kadar CIA’de çalıştığını belirten Kinzer, görevi sona ermeden önce de o zamanki CIA Başkanı Richard Helms ile ajansın arşivindeki MK-ULTRA programı delillerini yok ettiklerini savundu.
Kinzer, “(Gottlieb’in) 70'lerin başında tüm bu belgeleri yok ederek izlerini silme çabası oldukça başarılıydı ancak yaptıklarının bir kısmını yeniden inşa etmeye yetecek kadar başka yerlerde bazı kayıtlar bulundu.” ifadesini kullandı. (AA)