TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AK Parti'deki 3 dönem kuralı nedeniyle bu seçimlerde milletvekili olamayacaklar hakkında, "Çok çok çok önemli bir kısmında tekrar fiilen dönme imkanının olabileceği kanaatinde değilim. Çok kolay değil, siyasete ara vermiş olanların çok önemli bir kısmı istese de dönemez. Çünkü siyaset boşluk kabul etmez. Sizin yerinize başkaları vardır. Yer yer bu insanlardan istifade mekanizmaları var ama Türkiye'de bu yok" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek Haber Türk'te yayımlanan bir televizyon programına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Lise sondan beri siyasetle uğraştığını belirten Çiçek, "Ömrümüzün neredeyse 3'te ikisinden fazlası siyasetin içinde. Ama particilik derseniz biraz daha sınırlı bir dönemi ifade ediyor" dedi.
-"ERMENİLER DIŞINDAKİLER 'PİKNİK YAPIYORMUŞ' GİBİ TEK YANLI BİR ALGI VAR"-
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un 1915 olaylarına ilişkin kullandığı "soykırım" ifadesini değerlendiren Çiçek, "Türkiye olarak biz iç siyasete fazla gömüldük. Seçime gidiyoruz, partilerimizin iç siyaseti konuşması normaldir. Ancak Türkiye'nin belirli bir süredir maalesef dışarıda olup bitenleri yeteri kadar takip etmiyor. Görevi gereği takip edenler var ama iç kamuoyunda varsa yoksa iç siyaset. 'İktidara gelince ne olacak, ne gidecek.' Oysa bu konu iktidarda kim olursa olsun herkesi ilgilendiren bir konu. Her hükümeti ilgilendiren bir konu. Teker teker hepimizi ilgilendiren bir konu" dedi.
1915 yılının insanlığın yaşadığı en kanlı yıl olduğunu belirten Çiçek, "Ama bu acıyı sadece Ermeninler yaşamamıştır. Türkler yaşadı, Kürtler yaşadı. Tüm Müslümanlar yaşadı, Osmanlı coğrafyası içerisinde. Bu sonucun önemli bir kısmı Osmanlı topraklarınca cereyan etti. Savaş varsa acı var. Öyle bir karalama kampanyası var ki bu acıyı Ermeniler yaşadı onun dışındakiler piknik yapıyormuş gibi tek yanlı adil olmayan, hakkaniyete uygun düşmeyen bir değerlendirme var. Buna en son maalesef konumu itibariyle daha tarafsız, daha adil, daha hakkaniyetli davranması gereken Papa da katıldı. O makamda oturan birisinin bir milleti bu kadar üzecek bir bühtanda bulunması, bir iftirada bulunması kabul edilir değildir. Papa'nın yaptığı açıkça bir iftiradır, bir bühtandır, ayırımcılıktır" dedi.
-"PAPA'NIN AÇIKLAMALARI İNSAFLI OLMAMIŞTIR"-
Papa'nın nefret söyleminde bulunduğunu kaydeden Çiçek, "Yapılan bu açıklama tarihi gerçeklere uymadığı gibi, hukuki olmadığı gibi demin söylediğim rahatsızlıklara tetikleyecek olan bir üzücü gelişmeleri de beraberinde getiren bir açıklamadır. Çok doğru olmamıştır, çok insaflı olmamıştır. İnsanlar en azından dini sıfatı taşıyanlardan daha adil olmasını bekler, daha insaflı olmasını bekler. Ortada hukuken ve bilimsel olarak tartışmalı bir konu var" diye konuştu.
Papa'nın birleştirici ve huzurdan yana açıklamalar yapması gerekirken, "O makama yakışmayan ve tek yanlı, adil olmayan bir açıklama yaptığını" vurgulayan Çiçek, soykırımın bir millete yapılacak en büyük iftira olduğunun altını çizdi.
Türk milletinin 1915'te soykırım yaptığına dair yargı kararı olmadığını söyleyen Çiçek, "Papalık gibi bir makamda oturan kişinin hukuku göz ardı ederek böyle bir suçlama yapması o makama yakışmamıştır. Tamamıyla politik, siyasi ve ayrımcılığı, ırkçılığı, nefreti, nefret söylemlerini tahrik eden bir açıklamadır" açıklamasında bulundu.
İstiklal Mahkemesi tutanaklarının açıklanacağının anımsatılarak, bu tutanaklarda 1915 olaylarına ilişkin ifadelerin yer alıp almadığının sorulması üzerine Çiçek, İstiklal Mahkemelerinin sonradan kurulduğunu ve 1915 olaylarına ilişkin bir ifadenin orada yer almadığını belirtti.
-"BİZ TARTIŞMIYORUZ GÜRÜLTÜ YAPIYORUZ"-
Ağrı'da yaşanan saldırıya ilişkin de açıklamalarda bulunan Çiçek, "Türkiye'nin konuları tartışırken yaptığı bir eksiklik var. Sadece son anda olaylara bakıyoruz veya şahısları tartışarak güya tartışma yapıyoruz. Biz tartışma yapmıyoruz, biz gürültü yapıyoruz. Arka palanını iyice incelemeden son andaki görüntü üzerinden ve siyasi pozisyonumuz da ne ise, 'işime geliyorsa öyle, işime gelmiyorsa böyle' bir değerlendirme yapıyoruz. O yüzden hiçbir konuyu anlama imkanımız olmadı" ifadelerini kullandı.
Ermeni diasporasının çalışmaları karşısında Türkiye'nin pasif kaldığını söyleyen Çiçek, "Varsa yoksa iç politika, bu çok kötü bir hastalık, marazi bir durum. Televizyonlarda da bu konular hiç konuşulmuyor. 24 Nisan geliyor, hangi televizyon kanalında bu konu enine boyuna tartışma konusu oldu?" ifadelerini kullandı.
Terör konusunun uluslararası bir enstrüman olduğunu belirten Çiçek, bu konuda fotoğrafın tamamının görülemediğini belirtti. Dünyada en fazla destek gören örgütün PKK olduğunu kaydeden Çiçek, "Biz bunu bir türlü kavrayamadık. Türkiye sadece falan filanda müteşekkil bir örgüt yapısıyla uğraşır gözüküyor" dedi.
-"BULANIK HAVAYI SEVENLER OLUR"-
Türkiye'nin terörle mücadeleyi bu zamana kadar kendi imkanlarıyla yürüttüğünü belirten Çiçek, uluslararası camiada bu mücadeleye destek bulamadığını anlattı.
Seçim dönemine girildiği ve bazı hassasiyetlerin arttığını belirten Çiçek, "Böyle bir dönemde bulanık havayı sevenler olur. Bu zamanlarda arka arakaya yaşanan olaylara baktığımızda da bu hassasiyeti kötüye kullanmak isteyen örgütler olduğunu biliyoruz. Bir savcımızın şehit edilmesi, muhtemelen bir spor kulübüne Fenerbahçeli sporculara yönelik henüz aydınlanmadı. Ağrı'da yaşanan olay. Kim yaparsa yapsın buna karşı toplumun her kesiminin ortak tavır koyması gerekir. Filancanın lehine, filancanın aleyhine diye tavır almaması gerekir. Kimse de bu işlere arka çıkmamalıdır. Arka çıkıldığı takdirde Türkiye'de huzuru, barışı tesis etmek gerçekten zor oluyor" ifadelerini kullandı.
-"YA PARLAMENTER SİSTEM YA BAŞKANLIK SİSTEMİ"-
Başkanlık sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çiçek, "Biz konuyu mu tartışıyoruz yoksa konuşanı mı tartışıyoruz bu ayrımı iyi yapmak lazım. Yakan siyasi tarihimizde konulardan çok konuşanı tartıştığımız biliyorum. Bu da bizi sağlıklı sonuca götürmüyor. İşin özünü, işin ne getirip götürdüğü çok fazla tartışan yok. Konuşan tartışılıyor" dedi.
Eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal ile Süleyman Demirel'in başkanlık sistemini gündeme getirdiğini belirten Çiçek, başkanlık sisteminin birkaç kişi dışında bilinmediğini kaydetti.
Koalisyon sorununa 12 Eylül'de yüzde 10 barajı ile sistemi değiştirmeden çözüm getirildiğini belirten Çiçek, bunun da çözüm getirmediğini koalisyonların yaşandığını aktardı.
Bir konuya karar verirken sadece kaba başlığın değil alt başlıkların da tartışılması gerektiğini söyleyen Çiçek, "bugünkü sistem iyi bir sistem değil. Bunu görmek gerekiyor. Ben bunu çok söyledim, unutuluyor. Biz bir hafta önceki tartışmayı bile unutuyoruz. Bugünkü hal en kötüdür. Ya parlamenter sistem ya başkanlık sistemi ikisinden biri olacak. Bugünkü hal kurumlar arası kavgayı, erkler arası kavgayı teşvik eden tahrik eden bir sistemdir. Bun iyi bakmak lazım" diye konuştu.
-"SİYASET BOŞLUK KABUL ETMEZ"-
AK Parti'deki 3 dönem kuralı anımsatılarak, 3 dönem kuralı nedeniyle tekrar milletvekili olmayacakların tecrübelerinin ne olacağının sorulması üzerine Çiçek şu ifadeleri kullandı:
"Bunun tartışmanın pratikte bir faydası yok. Siyaseti milletvekilliği ile sınırlı kabul ediyorsak bu arkadaşlarımızın 4 sene milletvekilliği yok. Önümüzdeki seçime kadar. Ondan sonra tekrar dönen olur mu? Çok çok çok önemli bir kısmında tekrar fiilen dönme imkanının olabileceği kanaatinde değilim. Çok kolay değil, siyasete ara vermiş olanların çok önemli bir kısmı istese de dönemez. Çünkü siyaset boşluk kabul etmez. Sizin yerinize başkaları vardır. Yer yer bu insanlardan istifade mekanizmaları var ama Türkiye'de bu yok. Çok net ifade edeyim, Türkiye'de tecrübenin müşterisi yok. Mağaza açsa tecrübe mağazası zarar eder, kirasını çıkaramaz. 'Tecrübenizden istifade edeceğiz' açıklaması devir teslim törenlerinde söylenmiş fiyakalı bir laf."
Çiçek, eski TBMM başkanlarının da görüşünün alınmadığını, televizyon programlarına bile çıkartılmadığını aktardı.
-"YENİ PARTİ KURULMASINI DOĞRU BULMUYORUM"-
TBMM Başkanı Çiçek, 3 dönem kuralı nedeniyle AK Parti'den ayrılacak olan vekillerin yeni parti kurmasına gerek olup olmadığının sorulması üzerine Çiçek, kendisinin parti ihtiyacı görmediğini belirtti. 90'dan fazla parti olduğunu kaydeden Çiçek, "Bu kadar meyve çeşidi yok ülkede. Bunların önemli bir kısmı seçimlere de giremiyor. Ben parti ihtiyacı görmüyorum. Bu Türkiye'de siyasi anlayışı yozlaştırıyor. Ben bir partiye mensubum partimin başarısı için uğraşırım. Bir tecrübem varsa, bir katkım olacaksa o partiye veririm. 'Evet benim partimin eksiği vardır, yeni bir parti kurayım, genel başkan yanlış söylüyor hemen ayrılayım bir parti kurayım' bu çok doğru bir şey değil, nefsi bir durumdur. Türkiye'de parti ihtiyacı görmüyorum. Benim yapacağım şey kendi imkanlarım ölçüsünde partimin başarısı için çalışmaktır. Yeni parti kurulmalarını doğru bulmuyorum" ifadelerini kullandı. (ANKA)
(OLÇ/ÖZK)