TBMM Başkanı Cemil Çiçek, üslup tartışmaları ile ilgili, “Göreve geldiğim günden bu tarafa, hava raporu yayınlar gibi yakışıksız bir kısım sözleri kınamaktan bıkkınlık geldi.” dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 24. Dönem 3. Yasama Yılı Değerlendirme Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Geçen dönemlerle karşılaştırıldığında, bu dönemin çok daha gergin ve üslup bakımından kırıcı olduğunu söyleyen Çiçek, genel kurul görüşmelerinde kaba ve yaralayıcı sözler konulu 110 sayfalık bir derleme hazırlayarak, siyasi parti liderlerine gönderdiğini hatırlattı. Çiçek, “Ancak aradan geçen süre zarfında genel kurulda kullanılan ifadelere bakıldığında maalesef olumlu bir gelişme olmadığı, asla tasvip edilemeyecek ifadelerin hala kullanıldığı görülüyor. Gazi Meclis’e ve Aziz Türk milletinin temsilcilerine yakışmayan bu ifadelerin Meclis’in, milletvekillerinin ve genel olarak siyaset kurumunun halk nezdindeki itibarını zedelediğini üzüntüyle müşahede ediyorum. Kaldı ki bu sözler, yaralayıcı sözler, kaba hakaret içeren sözler ve temiz bir dil içermeyen bu beyanlar sadece Meclis kürsüsü ile de kalmadı, internet üzerinden insanların aile hayatlarına, çocuklarına kadar uzanmaya başladı ki bu son derece yakışıksız, asla ve asla milletvekili sıfatı ile bağdaşacak bir durum olmadığı gibi sorumluluktan da uzak beyanlardır.” diye konuştu.
Sözün uçtuğunu ama yazının kaldığını hatırlatan Çiçek, “Yıllar sonra tutanakları inceleyecek olanlar, geçmiş dönemlerle aradaki üslup farkını göreceklerdir. Umarım önümüzdeki yasama yılında daha yapıcı bir üslup genel kurula hakim olur. Bu konuda herkesi göreve ve sorumluluğa davet ediyorum. Çünkü TBMM, ülkenin her meselesinin konuşulduğu en meşru, en anayasal platformdur. Burada herkes konuşacak ama iç tüzükteki ifade ile kaba olmayacak, yaralayıcı olmayacak, temiz bir dil kullanılacaktır. Bize yakışan budur, siyaset kurumunu düzeltecek olan da bu dildir. Dolayısı ile Meclis kaba sözlerin kullanıldığı mekanlar olamaz.” şeklinde konuştu.
Meclis’in eylemlerin yeri olmadığını ifade eden Çiçek, “Geçtiğimiz yasama yılında arzu etmediğimiz ve bu hal devam ederse ileride hepimizi üzecek başka türlü eylemlerin de odağı haline gelirse bundan en evvel siyaset kurumu yara alacaktır.” diye konuştu. Çiçek, konulan kurallara en evvel milletvekillerinin kendisinin uyması gerektiğini vurguladı.
“HAVA RAPORU YAYINLAR GİBİ YAKIŞIKSIZ SÖZLERİ KINAMAKTAN BIKKINLIK GELDİ”
Çiçek, konuyla ilgili gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Üslup sorunu ile ilgili vekillere caydırıcı müeyyideler uygulanıp uygulanamayacağı konusunda Çiçek, “Parlamentolar, demokrasinin mabedidir denilir. Ben dünyanın hiçbir mabedinde küfür edildiğini görmedim. Bu anlayış ile karşılanamaz. Demokrasinin mabedi ise burası, buna inanıyorsak, bu küfürleri ben bir yere koyamıyorum. Göreve geldiğim günden bu tarafa, hava raporu yayınlar gibi yakışıksız bir kısım sözleri kınamaktan emin olun ben artık bıkkınlık geldi.” ifadesini kullandı. Türkçe’de en az 117 bin kelime bulunduğunu dile getiren Çiçek, “En ağır eleştirileri bile kimseyi kırıp dökmeden söyleme imkanı var.” dedi.
Geçmiş yıllarda, 23 Nisan’da sembolik olarak Meclis başkanlığı koltuğuna oturan bir kız çocuğunun, ‘Sayın milletvekilleri kürsüye çıktıklarında, kız kardeşlerinin, kız çocuklarının ve eşlerinin kendilerini dinlediklerinin farkında mıdırlar?’ diye sorduğunu anımsatan Çiçek, “Bundan daha ağır bir müeyyide ne olabilir. Müeyyide koymak, bu bile bana ağır gelir. Yani milletin vekilleri uygun davranmadı, uygun konşumadı para cezası vesaire. Varsa başka ülkelerde biz de yaparız, yapmalıyız. Ama müeyyide lafı ile milletvekilini yan yana getidiğinizde ben biraz bu noktada farklı bir duygu içindeyim.” diye konuştu.
“SÜRECE KATKI VERDİĞİNİ SÖYLEYENLER DE SORUMLU DAVRANMALI”
Doğu ve Güeydoğu Anadolu’da sözde şehitlikler oluşturulduğu, asayiş timi kurulduğu yönünde basına yansıyan haberlerin hatırlatılması üzerine Çiçek, yıllarca terörün iç politikada bir tartışma unsuru olarak kullanıldığını söyledi. Terör örgütlerinin dış bağlantılarına dikkat çeken Çiçek, şöyle devam etti: “En fazla dış destek gören terör örgütleri Türkiye’deki örgütlerdir. Bu örgütler destek verenlerin kimler olduğunu bunca zamandan sonra hepimizin görüyor olması lazım. Bir yandan Türikye bu sorunu çözmek için uğraşıyor, öbür taraftan da bu sorun çözülmesin diye ortalığı karıştıran bir alay uluslararası güç var.
Bir kısım çevrelerden, bu süreç başarılı olmasın diye yoğun bir çaba olduğunu da görmemiz gerekir. Ama bu sürece katkı verdiğini söyleyenlerin de sorumlu davranması gerekir. Bir taraftan çözüm süreci isteyin, bir taraftan demokrasi deyin, hak ve özgürlük deyin öbür taraftan demokrasi ile hak ile özgürlük ile bağdaşmayacak sorumsuzluklardan kaçınması gerekir. Aksi halde bu beyanların içi boş beyanlar olur. Kanunsuz eylemler varsa devletin ilgili birimleri bunun gereğini yapar ve yapmalıdır. Yapıyorlar da zaten. Onun için bu konularda herkesin biraz daha hassas davranması gerekiyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz