Ankara (AA)- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Terör konusunda, alınmış ya da yarın ve daha sonra alınacak tedbirler konusunda devletin kurumları arasında tam bir mutabakat olduğunu" belirterek, "Tezkereyi kullanacak devletin güvenlik birimleridir. Bunun zamanını, şümulünü, hududunu elbette siyasi hedef olarak biz koyacağız, zamanlaması kendilerine ait" dedi.
TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin terör konusunda yaptığı gündemdışı konuşmalara Hükümet adına yanıt veren Cemil Çiçek, muhalefet partilerinin, terör konusunda kapalı oturum yapılması talebinde bulunmaları halinde, buna destek vereceklerini söyledi. Çiçek, "Şu pişmanlık yasaları nasıl çıkmış, nereden çıkmış... Çünkü biz bunları kamuoyu önünde bütün açıklığı ile konuşamıyoruz. Konuştuğumuz konu yaptığımız mücadelenin özüne zarar veriyor" diye konuştu.
"Gelin şu konuyu bir iç tüketim malzemesi olmaktan kurtarmak istiyorsak... Pişmanlık Yasası zaman zaman konuşuluyor; İçtüzüğün 70. maddesi imkan veriyor. Bir kapalı oturum yapalım..." sözlerine muhalefetin, "Kapalı oturumu siz yapın" şeklinde laf atması üzerine Bakan Çiçek, "Siz de isteyin canım. Bu sorumluluğu niye siz zerinize almak istemiyorsunuz? Getirin 70. maddeyi kullanın, size bu bilgileri verelim. Sayınız yetmiyorsa destek verelim. Halbuki, bunun için 20 milletvekili yeter" diye konuştu.Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
"Kapalı oturum isteyin ne var bunda? Niye istemiyorsunuz? Bu bilgiyi verelim. Taşıdığım sorumluluk, bu kürsüden bu formatta bu şekliyle bazı gerçekleri açıkça söylemeye imkan vermez. Devlet çısından verebileceği bir takım sıkıntılar ve zorluklar var. Bunları paylaşmak adına..."
"Güvenlik birimlerimiz bana, 'Şu gün, şu tarih, şu saatte bu işi yapmam gerekiyor' diyorsa bize düşen, işin icabı neyi gerektiriyorsa, o noktadaki kararı vermektir" diyen Çiçek, konuşmasına, "Verdiğiniz tezkere dahil, alınan ve alınacak tedbirler konusunda devletin kurumları arasında zerre kadar fikir, düşünce ayrılığı yoktur. Geri kalanın
zamanlaması, bu sorumluluğu en üst düzeyde hayatını ortaya koyarak sürdürecek olan kurumlarımızın, 'şu tarih, şu zaman, şu büyüklükte' demesine bağlı" şeklinde devam etti.