ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın Bakanlar Kurulu'nda imzalandığını ve meclise sevk edileceğini açıkladı. Bakan Çiçek, tasarının vatandaşları hedef almadığını belirterek, terör örgütüne yapılan yardımların suç teşkil etmesi için bilerek ve istenerek yapılması gerektiğinin hükme bağlandığını söyledi.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada toplantıda ele alınan konulara ilişkin bilgi verdi. Bakanlar Kurulu toplantısında iki kanun tasarısının TBMM'ye sevkine karar verildiğini belirten Çiçek, bunların Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanun Tasarısı ve Çoğaltılan Fikir ve Sanat Eserleri Kanun Tasarısı olduğunu bildirdi. Özellikle AB ile bağlantılı olarak çıkartılması öngörülen ve daha önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından kamuoyuna açıklanan yasa tasarılarının bu yasama dönemi sonuna kadar çıkarılması ile ilgili bir değerlendirme yaptıklarını kaydeden Çiçek, bu tasarıların bir kısmının TBMM'de, bir kısmının Başbakanlık'ta olduğunu, iki tanesinin de kamuoyunun bilgisine sunulduğunu hatırlattı. Kamu Denetçiliği Kanun Tasarısı, Vakıflar Kanun Tasarısı ve Sayıştay Kanun Tasarısı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda değişiklik öngören tasarının Genel Kurul'da, İskan Kanun Tasarısı'nın ise ilgili komisyonda olduğunu ifade eden Çiçek, TBMM'ye yeni sevk edilecek kanun tasarılarının ise İdari Usul Kanun Tasarısı ve İdari Yargılama Usulü Kanun Tasarısı olduğunu bildirdi. Siyasetin Finansmanı ve Siyasi Etik Komisyonu kurulmasına dair çalışmanın kamuoyunun bilgisine sunulduğunu kaydeden Çiçek, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın da TBMM'ye sevk edildiğini duyurdu. Çiçek, bu tasarıların, Meclis yaz tatiline girmeden çıkarılmasını arzu ettiklerini dile getirdi. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın, Türkiye'nin AB müzakere sürecinde hangi noktada olduğuna ilişkin Kurul'a bilgi verdiğini anlatan Çiçek, 35 fasıldan 18 ile ilgili tanıtıcı tarama, 14'ü ile ilgili ise ayrıntılı taramanın tamamlandığını söyledi. Ayrıntılı taraması sona eren Rekabet Politikaları konusunda AB'den görüş geldiğini kaydeden Çiçek, Türkiye'nin bu başlıkla ilgili pozisyonunu belirleyerek görüşünü AB'ye sunacağını ifade etti. Bakan Çiçek, toplantıda ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 3 yıllık çalışmalarıyla ilgili Kurul'a bilgi sunulduğunu bildirdi.
Bakan Çiçek, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın ne zaman meclise sevk edileceği sorusu üzerine Çiçek, tasarının geçen hafta imzaya açıldığını hatırlatarak imzaların bugün tamamlandığını söyledi. Çiçek, tasarının Başbakan Erdoğan'ın üst yazısı ile birlikte TBMM'ye sevk edileceğini ifade etti. Mevzuatta terör örgütlerinin işleyebileceği ya da işlediği suçlarla ilgili birçok hüküm bulunduğuna işaret eden Çiçek, şu anda 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın yürürlükte olduğunu belirtti.
"TOPLUM, 'BİR KANUN ÇIKACAK, HER ŞEY BİTECEK' GİBİ BİR BEKLENTİYE SOKULMAMALI"
Bir kanunla terörün önlenmesinin tek başına mümkün olmadığını vurgulayan Adalet Bakanı Çiçek, toplumun bu kanunlardan çok aşırı bir beklentinin içine sokulmasının doğru olmadığını ifade etti. Terörle mücadelede görev alan güvenlik güçlerinin elinin kuvvetlendirilmesi, bu konudaki kararlılığın ortaya konulması ve ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılması açısından böyle bir tasarıya ihtiyaç olabileceğine dikkat çeken Bakan Çiçek, buna karşın terörle mücadelenin bir ceza hukuku meselesi olmadığını söyledi. Hayatlarını ortaya koyarak terörle mücadele eden güvenlik kuvvetlerine destek için mevcut boşlukları gidermek gerektiğini dile getiren Çiçek, toplumun 'bir kanun çıkacak, her şey bitecek' gibi bir beklentiye sokulmaması gerektiğini de kaydetti. Tasarı hazırlanırken dünyadaki örneklerden faydalanıldığını, partinin görüşünün alındığını, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda ele alındığını ve Bakanlar Kurulu'nda taslakla ilgili ayrıntılı değerlendirme yapıldığını bildiren Çiçek, "Bu bir Bakanlık tasarrufu değildir. Olabildiğince her kesimin görüşleri alındıktan ve Bakanlar Kurulu'nda ayrıntılı şekilde görüşüldükten sonra ortaya çıkan bir tasarıdır.
Bu tasarının hedefi kesinlikle vatandaşlarımız değildir. Yerli yersiz kuşkulara da gerek yoktur. Biz bir taraftan Türkiye'de özgürlükleri korumaya, öbür taraftan da kamu düzenini tesis etmeye mecburuz. Bu ikisini dengede tutarak bu tasarı hazırlanmıştır. Bu tasarı özgürlükleri kısıtlamak değil kamu düzenini koruyarak özgürlüklerin kullanılmasını temin amacıyla hazırlanmıştır. Kamu düzeninin bozulduğu yerde birçok özgürlüğü kullanmak da mümkün değildir" diye konuştu. Terörle mücadelenin tek bir yasayla sürdürülemeyecek kadar karmaşık bir konu olduğuna işaret eden Çiçek, özellikle terör örgütlerinin dış bağlantılarının önemli olduğunu ifade etti. Terörün hedefinin Türkiye Cumhuriyeti devleti, onun anayasal düzeni, ülkenin huzuru ve istikrarı olduğunu vurgulayan Çiçek, terörün bu kapsam içinde değerlendirilmemesi halinde yanlış sonuçlara varılabileceğini dile getirdi. Terörle mücadelenin devamlı bir mücadeleyi gerektirdiğini kaydeden Çiçek, terörle mücadelenin sadece güvenlik görevlilerinin işi olmadığını, tüm vatandaşlara teker teker görevler düştüğünü ifade etti. Sade vatandaşa da bu anlamda görevler düştüğüne işaret eden Çiçek, güvenlik güçlerinin bugüne kadar bu konuda üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdiğini söyledi.
Tasarıda terörün tanımının değiştirilmediğini açıklayan Çiçek, 3713 sayılı Yasa'nın 1. maddesindeki terör tanımının aynen korunduğunu bildirdi. Bu maddede terörün cebir ve şiddet kullanılarak yapıldığının hükme bağlandığını anlatan Çiçek, işlenen bir suçun terör suçu olarak mütalaa edilebilmesi için cebir ve şiddetin esas olduğunu ifade etti. Terörle Mücadele Yasası'nın, terör suçu işlendikten sonraki kısmı düzenleyen bir yasa olduğunu belirten Çiçek, suçun önlenmesi ile ilgili olarak bir düzenleme daha yapılacağını, bunun da Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda önleyici kolluk çerçevesinde yapılacak düzenleme olduğunu kaydetti. Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın ardından bu tasarının da önümüzdeki hafta meclise sevk edileceğini bildirdi.
"YENİ TERÖRLE MÜCADELE KANUN TASARISI'NDA NELERİN TERÖR SUÇU OLARAK MÜTALAA EDİLEBİLECEĞİ İFADE EDİLDİ"
Terörle Mücadele Kanunu'nu Ceza Kanunu'na uyarlama mecburiyeti olduğunu ifade eden Adalet Bakanı Çiçek, terör suçu kapsamında mütalaa edilen maddelerin değiştiğini, bu maddelerin yeni kanunda numaralarının da değişmesi gerektiğini söyledi. Çiçek, yeni Terörle Mücadele Kanun Tasarısı'nda nelerin terör suçu olarak mütalaa edilebileceğinin ifade edildiğini, bunlara ilaveten Orman Kanunu'nda tanımlanan kasten orman yakma suçlarının da bu kapsama alındığını açıkladı. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'ndaki hapis cezasını gerektiren suçlar, Olağanüstü Hal ilan edilen bölgelerde Olağanüstü Hal'in ilanına neden olan olaylara ilişkin suçlar, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 68. ve 74. maddelerinde tanımlanan suçların, terör amacıyla işlenen suçlar olarak mütalaa edildiğini bildiren Çiçek, Ceza Kanunu'nda da katalog olarak hangi suçların bu kapsama girdiğine yönelik düzenleme bulunduğunu kaydetti. Kamuoyunda sık sık gündeme gelen bir başka konu olduğunu hatırlatan Çiçek, bir kısım kanunsuz toplantı ve eylemlerde terör örgütünün propagandası anlamına gelen, suç teşkil eden eylemlere rastlandığına işaret etti.
Çiçek, açıklamasında, "Burada diyoruz ki 'terör örgütünün veya amacının propagandasını yapan kişi 1 ila 3 yıl arasında hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde ceza yarı oranda artırılır. Aşağıdaki fiil ve davranışlar bu hükümlere göre cezalandırılır. Mesela örgütün üyesi ya da destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem ve işaretlerin taşınmasın, bu amblem ve işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformayı andıran giysiler giyilmesi veya toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması. Örgütün amacına yönelik afiş, resim, pankart, döviz, araç ve gereçlerin taşınması veya bu nitelikte slogan atılması veya ses cihazlarıyla yayınlanması. Örgüte üye kazandırmaya yönelik faaliyette bulunulması" dedi.
Terörün finansmanı konusunun Mali Suçlarla Mücadele Kanunu kapsamına alınması yönündeki karardan vazgeçildiğini bildiren Çiçek, bu konunun da Terörle Mücadele Yasa Tasarısı içine dahil edildiğini söyledi. Çiçek, "Bir kimse bir kuruluşa yardım ederken onun terör örgütü olduğunu biliyorsa, verdiği bu parayı da isteyerek veriyorsa o zaman suç teşekkül eder. Terör örgütü olduğunu bilmiyorsa ve isteyerek de vermiyorsa suç teşekkül etmez. Terör örgütü gelmiş dağdaki insanlarımıza silah dayamış, oradan bir kısım gıda maddesi almış, bir kısım başka imkanlar sağlamışsa orda isteyerek verme durumu söz konusu olmayacağı için suç teşekkül etmeyecektir.
Kimsenin bu noktada bir tedirginliğe kapılmasına gerek yok. Terörün finansmanında esas olarak sağlanan kaynağın bilinerek ve istenerek verilmiş olması gerekmektedir.
Eğer bu fiil kamu görevlisi tarafından nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle yapılıyorsa bu, ağırlaştırıcı bir sebep olarak düşünülmüştür" şeklinde konuştu.