HABER

Çiçek'ten Rehn'in açıklamalarına tepki

Çiçek'ten Rehn'in açıklamalarına tepki

ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, açıklamalarının sonunda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Çiçek, Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı'nda kaçak yapılaşmayı önlemeye yönelik hükümler bulunup bulunmadığı sorusu üzerine kaçak yapılaşmanın bu kanunla alakalı olmadığını, İmar Kanunu ile alakalı olduğunu, tasarıdaki düzenlemelerin tümüyle usulüne uygun olarak yapılmış inşaatlarla ilgili olduğunu bildirdi.

Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, toplu konut alanlarında birden fazla parsel üzerinde büyük konutlar inşa edilerek binlerce insanın iskan edildiğini anlatan Bakan Çiçek, bunların sağlam bir hukuki temeli olmaması halinde sayısız ihtilaflar çıktığına işaret etti. Vatandaşın parasını ödediğini, hisseli arsa tapusunu aldığını ancak dairenin sahibi gözükmediğini dile getiren Çiçek, bunun getirdiği sıkıntıları ortadan kaldıracak ve tapudaki bürokrasiyi azaltacak bir düzenlemenin gerçekleştirildiğini bildirdi. Üst kimlikle ilgili tartışmalara ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın hem dün grup toplantısında hem çeşitli konuşmalarında bu konuyu anlattığını hatırlatarak, "Bu konuşmalar gayet açıktır. İnsanlar bu konuşmalardan farklı şeyler anlıyorsa ya da kendileri bu konuda mutabık değilse net değildir tarzında nitelemeler yapabilirler. Bana göre bu konuşmalar gayet açıktır, nettir. Arı ve duru bir Türkçe ile de yapıldığı için anlaşılmasında bir zorluk yoktur" dedi.

Bakan Çiçek, Şemdinli'deki olaylardan sonra başlatılan soruşturmayla ilgili Van Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevlendirildiği haberlerinin hatırlatılması üzerine bir kısım mahkemelerin ve savcılıkların yetkisinin birden fazla ili kapsadığına işaret etti. Ağır Ceza Mahkemeleri'nin terör suçlarına, organize suçlara baktıklarını ve ihtisas mahkemeleri olarak nitelendirildiklerini kaydeden Çiçek, her ilde, her ilçede olmadığı için bazı mahkemelerin birden fazla ildeki suçlara baktıklarını kaydetti.

"HERKESİN CUMHURİYET SAVCILARI'NA VE MAHKEMEYE YARDIMCI OLMASI LAZIM" Şemdinli'de meydana gelen olaylar bu çerçevede mütalaa edildiği için Van'da görevini yapan Cumhuriyet Savcıları tarafından soruşturmanın yürütüleceğini ifade eden Çiçek şunları söyledi:
"Bu tip olaylardan iki yöntem takip edilir. Birincisi daha işin başında bu savcılar soruşturmayı yürütür ya da suç hangi ilçede işlendiyse oranın cumhuriyet savcısı soruşturmayı belli ölçüde yapar, kendi görev alanı dışına çıkıyorsa o soruşturma o takdirde ilgili savcılığa bırakır. Bu ikinci yol terci edilmiştir. İşin yargı boyutu bu şekilde yürütülecektir. Herkesin Cumhuriyet Savcıları'na ve yargılama sırasında mahkemeye yardımcı olması lazım. Kim ne biliyorsa bilgisini, varsa belgesini burayla paylaşmalı. Gazetelerde bu konuyla ilgili birçok haberler çıkıyor, mülakatlar var ama bu mülakatı yapanların önemli kısmı gazetelere konuştuğu gibi savcıya konuşmuyor. Yargıdan bir şey bekliyorsak herkesin tribünlere değil, gazete sayfalarına değil en evvel bildiği bilgiyi savcıya söylemesi gerekir."

AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in, Türkiye'de ifade özgürlüğü ihlallerinin alışkanlık haline geldiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Çiçek, AB süreci içinde bu tip beyanlara sık sık rastlayacaklarını ifade etti. Yapılan düzenlemelerin hiçbirisinin tek başına Türkiye'ye mahsus olmadığını, bu yasalarda varolan hükümlerin AB ülkelerinin en az birinde, ikisinde bulunduğunu anlatan Bakan Çiçek, düzenleme kısmı açısında herhangi bir eksiklik bulunmadığını, bütün meselenin bunların uygulamadaki yansımaları olduğunu vurguladı. AB ile ilgili değerlendirmelerin önemli bir kısmının yasadan çok uygulama ile alakalı olduğuna işaret eden Çiçek, bu noktada biraz insaflı düşünmek ve davranmak gerektiğini bildirdi. Bu yasaların 1 Haziran'da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çiçek, 1 Haziran'dan sonra bu davalarla ilgili oluşmuş bir içtihadın mümkün olamayacağını ifade etti. Bu uygulamaların nihai sonucunun hükmün kesinleşmesi ile mümkün olacağına işaret eden Çiçek, bu noktada da en önemli makamın Yargıtay olduğunu belirtti.

Bakan Çiçek, "Bir şey hakaret hududu içinde mi kalıyor, eleştiri hududu içinde mi kalıyor bu ince ayarı yapacak olan ilk derece mahkemeleri ama bunların kararlarına karşı da yargının ortaya koyacağı tavırdır. 3 aylık, 4 aylık uygulamadan sonra çok fazla fırtına koparmanın da bir anlamı yoktur. Bu uygulamaları hep beraber görmüş olmamız gerekir. Kimsenin üslubuna karışmak benim haddim değil ama hakaret etmeden de bu ülkede herkes fikirlerini söyleyebilir. Böyle bir alışkanlığı kazanmamız lazım. Hakaret etmeden fikir açıklanıyorsa bu zaten suç değil. Aslında bu fıkranın hüküm haline getirilmesi bile gereksiz ancak Türkiye'deki tereddütleri ortadan kaldırmak adına biz hüküm koymuşuz. Buna benzer hükümler batı hukukunda var" değerlendirmesinde bulundu.

"KAT MÜLKİYETİ SORUNLARINI 1983'TEKİ KANUNLA ÇÖZME İMKANI YOK" Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, bir soru üzerine kat mülkiyeti yasasının ilk kez 1965 yılında hazırlandığını, 1983 yılında ise değiştirildiğini hatırlattı. 1980 yılından sonra şehirleşmenin getirdiği ve depremin doğurduğu kat mülkiyeti sorunları bulunduğuna işaret eden Çiçek, bunları 1983'teki kanunla çözme imkanı bulunmadığını vurguladı. Çiçek, 1 yıldır bu tasarı üzerinde çalıştıklarını anlattı. Çiçek, eski kanunu ortadan kaldırmak değil Kat Mülkiyeti Kanunu'nda değişiklik yapmak suretiyle bu düzenlemeyi yapt bu savcılar soruşturmayı yürütür ya da suç hıklarını ifade etti.

Bakan Çiçek, vatandaşların idareyle hangi problemleri için Kamu Denetçileri Kurumu'na başvurabilecekleri sorusu üzerine, bu kurumdan beklenen faydanın sağlanmasının, bu bilincin yerleşmesine bağlı olduğunu vurguladı. İdare, bu kurumun ortaya koyduğu çözümleri ne kadar çok benimserse bu kurumun daha fonksiyonel hale geleceğini, hem yargının hem idarenin yükünün azalacağını anlatan Çiçek, bu kurumdan beklenen faydanın sağlanmasının başdenetici ve denetici olarak seçilecek kişilerin becerisine, temsil kabiliyetine ve kamuoyu tarafından benimsenmesine bağlı olduğunu açıkladı. Çiçek, "Onlar ortaya koyduğu çözümler açısından ne kadar hukuka uygun, mantıklı, ayağı yere basan çözümler üretebilirlerse idarenin bunu benimseme şansı o kadar fazla olacaktır. Ne kadar ihtilafı yargı dışına bırakabilirseniz, bunun yüzdesi bu kurumun ne kadar faydalı olduğu konusundaki değerlendirmelere esas teşkil edecektir. Başlangıçta bazı zorlukları olabileceğini peşinen kabul etmemiz lazım. Zaman içinde inanıyorum ki batıdaki tatbikat yakalanabilir. Yasama faaliyetleri, görülmekte olan bir davayla ilgili ve askeri faaliyetlerle ilgili kamu denetçilerine müracaat yapılamayacak. Bu istisnaları getirirken de batıdaki uygulamaları esas aldık" diye konuştu.

Çiçek, Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı'nda kolonları, kirişleri tahrip edenlerle ilgili müeyyidelerin öngörülüp öngörülmediği sorusu üzerine tasarıda bazı müeyyidelerin öngörüldüğünü bildirdi. Yeni binalar bakımından 1 yıllık, eski binalar için 2 yıllık süre verdiklerini kaydeden Çiçek, "Bu sürede kat irtifakını yapmayanlar için bir kısım para cezaları getirilmiştir. Müeyyide koymadığınız zaman bu işlemleri yürütmekte zorluğunuz olacaktır" şeklinde konuştu.
Çiçek, kamu denetçilerinin hangi statüde olacağı sorusu üzerine kamu denetçileri kurumunun RTÜK gibi özerk bir kurum olacağını ve bağımsız olarak çalışacağını ifade etti.

En Çok Aranan Haberler