Dürüst olmalıyız ki, Suudi Arabistan genel anlamda favori tatil yerlerinden biri değil. Mesela Riyad; alkol yok, müzik yok, gece hayatı yok, müzelerde kadın ve erkek girişleri ayrı, herkes kapalı giyiniyor ve haftalık halka açık idam düzenleniyor. Neyse ki Cidde bu yerlerden biraz farklı. Kent, kalitenin hoş karışımıyla Suudi Arabistan'ın aydınlık yüzü gibi hissettiriyor.
Ülkenin Kızıl Deniz kıyılarındaki batı taraflarına kurulu, karşısında Sudan'ın olduğu Cidde, Suudi Arabistan'ın ikinci büyük kenti. Mekke Bölgesi'nin bir parçası ve dindar müslümanların Hac ziyaretinde, kutsal şehre giriş için kullanılıyor. Fazla dindar olmayanlar için Cidde'nin çevresinde konaklamak daha iyi olabilir. Kordon boyunca yürüyüş imkanları, otelleri, plajları ve dinlenme alanları bu şehri farklı kılan şeylerden birkaçı. Aynı zamanda dünyanın en uzun tuzlu pınarı olan Kral Fahd Pınarı burada yer alıyor.
Oldukça şaşırtıcı sayıda alışveriş merkezlerini (Arabistan Alışveriş Merkezi ve Hera'a Alışveriş Merkezi gibi), aklınıza gelebilecek tüm kültürel mutfakları ve oldukça ucuz restoranları bu şehirde bulabilirsiniz. Tüm bunlara rağmen, diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi burada da akşam yemeğinizde içki olmayacak. Geleneksel yerlere baktığımızda ise, Al-Balad (eski şehir) ve Mekke Kapısı görülmesi gereken yerler. Giyimden mücevhere kadar her şeyi satan çok sayıda çarşılar ve eski evler, şehir için bilinen geleneksel mercan ev mimarisini sergiliyor. Ama ne yazık ki her zaman en iyi durumda değil. Ayrıca burada şirket merkezlerini ve yüksek segmentteki alışveriş merkezlerini bulabilirsiniz.