İSTANBUL (İHA) - Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Yalçın, omur hastalığı olan skolyozun genelde buluğ çağında ortaya çıktığını belirterek, "Günümüzde skolyoz başlangıcını önleyecek bir yöntem bilinmiyor. Bu rahatsızlığı tedavi etmek için tek çare cerrahi müdahale" dedi.
Skolyozun ailenin birden fazla üyesinde aynı veya farklı kuşaklarda ortaya çıkabileceğini kaydeden Doç. Dr. Selim Yalçın, "Genelde buluğ çağında ortaya çıkan bir omurga rahatsızlığı olan Skolyoz, bilindiğinin aksine kötü vücut duruşu veya ağır çanta taşımayla meydana gelmez" diye konuştu.
Doç. Dr. Yalçın, skolyozun en çok görülen bulgularından birisinin sağ tarafta belirginleşen kürek kemiği çıkıntısı olduğunu belirterek, "Bir omuz diğerinden daha yüksek olabilir ve çocuk bir tarafa egilmeye meyillidir. Kalça kemikleri simetrik olmayabilir ve biri diğerinden daha yüksekmiş gibi görünür. Skolyozu bozuk duruş ile karıştırmamak gerekir. Skolyozun ilk belirtilerinden biri de, daha önce giyilebilen giysilerin vücuda tam oturmamasıdır. Bu kızlarda eteğin veya giysinin çizgilerinin asimetrik olması ile belirginleşir. En çarpıcı bulgulardan birisi skolyozlu bir çocuğun öne eğilmesi ile ortaya çıkan kaburga çıkıntısının ortaya çıkmasıdır" ifadelerini kullandı.
10 ÇOCUKTAN 1'İNDE GÖRÜLÜYOR Buluğ çağındaki her 10 çocuktan 1 tanesinde skolyoz görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Selim Yalçın, "Bu çocukların aşağı yukarı dörtte biri tıbbi tedaviye ihtiyaç duyar. Bu tedavi çocuğun yaşı, eğikliğinin derecesine göre korse ve egzersizlerle takipten ameliyat olma yoluna gider. Bazı skolyoz vakalarında eğikliğin derecesi o kadar hafif olabilir ki, tedavi hiçbir zaman gerekli olmayabilir. Hafif skolyozun erkeklerdeki sıklığın neredeyse kızlardaki kadardır. Ancak ciddi eğrilikler kızlarda erkeklerdekinden 5-8 kat daha fazladır" dedi.
Günümüz şartlarında skolyoz başlangıcını önleyecek ve skolyozu cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilebilecek bir metod olmadığını belirten Doç. Dr. Selim Yalçın, şöyle devam etti: "Yetişkinde, skolyoz hafif ise bu durum degişmeden kalabilir veya yıllar içinde çok yavaş ilerleyerek ciddi problemlere yol açmaz. Buna rağmen bazı kişilerde belirgin değişiklikler oluşabilir. Çok ciddi vakalarda solunumda bir problem olabilir. Eğimin büyüklügü artarak ağrı yapabilir. Ve vücut fonksiyonlarını engelleyebilir. Osteoporoz (kemiklerin zayıflaması) ilerleyen yaşla beraber hafif bir eğimin belirginleşmesine yol açabilir. Skolyozlu hastalarda osteoporozun tedavi edilmesi özellikle önemlidir. Yetişkinlerdeki skolyoz buluğ çağında tedavi edilmemiş bir eğimin devamı olacağı gibi, yaşla beraber gelişen dejenerasyon sonucu da olabilir."
Doç. Dr. Yalçın, skolyozun tedavisinde erken teşhisin önemli rol oynadığını kaydederek, "Buluğ çağında skolyoz ağrı yapmaz ve tespit edilmesi zordur ve skolyozun fark edilmesinden birkaç yıl önce baslamış olabilir. Skolyozun tespitindeki en kolay yollardan biri öne eğilme muayenesidir. Çocuğun omurgasını büyüme tamamlanıncaya kadar düzenli olarak kontrol etmek gerekir. Çünkü skolyoz buluğ çağı içindeki herhangi bir zaman diliminde ortaya çıkabilir" diye konuştu.