"çiftçilerimiz Milletin Evinde Cumhurbaşkanımız İle Buluşuyor" Programı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "Biz üretim bakanlığıyız. Bizim esas amacımız insanlarımızın doğduğu yerde doymasını, huzurlu yaşamasını sağlamaktır. Türkiye’yi tohumculukta lider ülke konumuna ulaştırmak hususunda kararlılıkla çalışıyoruz. Ayrıca ’Birlikte Üretim Modeli’ ve ’Sözleşmeli Aile İşletmeciliği’ projelerini yakın zamanda hayata geçiriyoruz" dedi.Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımlarıyla, "Çiftçilerimiz Milletin Evinde Cumhurbaşkanımız ile Buluşuyor" programı düzenlendi. Programda konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, tarım ve insan denildiğinde ülkemize pek çok zenginlikler ve sayısız nimetler bahşedildiğini ifade etti. Fakıbaba, "Bizim, cennet gibi bir vatanımız, çalışkan insanlarımız, bereketli topraklarımız var. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak, tarladan sofraya hayatın her aşamasındaki sorumluluğumuzun farkında olarak, milletimize hizmet etmenin gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Biz biliyoruz ki bu katarın lokomotifi, kadınıyla, erkeğiyle siz çiftçi kardeşlerimizsiniz. Tarımı kalkındırmak; sizlerin daha çok üretimini sağlamakla ve refahını artırmakla mümkün olacaktır. Sağlıklı bir toplumun temel dinamiği kadındır, anadır. Kadının elinin değdiği her işte, bereket vardır, başarı vardır. Toprağın da, tohumun da, hayvancılığın da temel dinamiği kadındır. Bu nedenledir ki; toprağı, tohumu, düveyi, buzağıyı, kuzuyu önemsiyoruz. Önemseyen siz değerli çiftçi kardeşlerimizi de baş tacı ediyoruz" şeklinde konuştu."Talebe göre üretim planlaması yapacağız"Büyükbaş hayvancılığın anası olan düve sayısının arttırılması için birçok yeni projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Fakıbaba, "Düve adayı olan buzağıların korunması ve geliştirilmesi için ciddi önlemler aldık. 2018 yılını Buzağı Yılı ilan ettik. Amacımız, hayvan hastalıklarını önlemek ve buzağı kayıplarını azaltarak hayvan varlığımızı artırmaktır. Küçükbaş hayvancılığımızın geliştirilmesi ve ihtiyacımız olan anaç koyun sayısını elde etmek için de proje çalışmalarımızı yakın zamanda uygulamaya başlayacağız. Hayvansal üretimde, yerli ve yeterli üretimi gerçekleştirmeyi ve net ihracatçı bir ülke olmayı hedefliyoruz. Bu bilinçle biz de göreve geldiğimiz ilk günlerden itibaren ’su olmadan ot olmaz, ot olmadan ana olmaz, ana olmadan dana olmaz, dana olmadan et olmaz, süt olmaz’ diyoruz. Biz üretim bakanlığıyız. Bizim esas amacımız insanlarımızın doğduğu yerde doymasını, huzurlu yaşamasını sağlamaktır. Bunu sağlayabilmenin yolu da; kadınıyla, erkeğiyle, genciyle çiftçimizin refahını artırmak ve onları toprağında, köyünde tutabilmektir. Bunun için ’Birlikte Üretim Modeli’ ve ’Sözleşmeli Aile İşletmeciliği’ projelerini yakın zamanda hayata geçiriyoruz. Böylece; talebe göre üretim planlaması yapacağız. Hayatın bir tohumla başladığını biliyoruz. Tohumun olmadığı yerde tarımsal üretimden bahsedemeyiz. Türkiye’yi tohumculukta lider ülke konumuna ulaştırmak hususunda kararlılıkla çalışıyoruz. Organik tarımın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Bugün dünyamızda maalesef bir yanda insanlar açlıktan ölürken diğer yanda obezite ile mücadele edilmektedir. Ve dünyada ciddi bir gıda israfı söz konusudur. Biz de ’israf eden iflas eder’ diyerek, bu konuda toplumsal bilincin oluşturulması ve israfın önlenmesi için Bakanlığımızca bir dizi faaliyet yürütmekteyiz. Yenilerini de ekleyerek bu faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 3 milyon çiftçimiz ve 75 bin personelimizle, biz büyük bir aileyiz. Çalışmalarımızda çiftçi, tüketici, esnaf, tüccar, sanayici olarak; tarımın tüm paydaşlarıyla birlikte ortak aklın bereketinden yararlanmayı kendimize şiar edindik. Üniversitelerle, özel sektörle, tarımsal STK’lar ve üretimin kahramanları olan çiftçilerimizle sürekli işbirliği içinde hareket etmekteyiz ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.