HABER

Çifte standart uyarısı

KOPENHAG (İHA) - AB Dönem Başkanı, Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogg Rasmussen, Türkiye'nin siyasi kriterleri sadece kağıt üzerinde değil, uygulamada da göstermesi gerektiğine dikkat çekerek, bunların yapılması halinde bir tarih verileceğini kaydetti.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesinin çifte standart olarak nitelediğini ve AB'nin kendisini zedeleyecek olan bu çifte standarttan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesine destek turunda AB Dönem Başkanı, Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogg Rasmussen ile biraraya geldi. Başbakanlık Binası'nda gerçekleşen görüşme sonrası ikili ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'de önemli sayıda reform paketinin Meclis'e sunulduğunu, başkanlığın da bu malzemeyi ve bu yeni gelişmeleri incelediğini belirten Rasmussen, Türk hükümetinin reform sürecini kararlı bir şekilde sürdürdüğünü, Erdoğan'ın da bu sürecin devam edeceğini belirttiğini ifade etti.

Erdoğan'ın bunların Türk halkı için olacağını söylediğini dile getiren Rasmussen, "Bunu gayet akıllıca buluyorum. Türkiye'nin adaylığının bir sonraki adımı konusundaki karar, önümüzdeki perşembe ve cuma günü yapılacak olan Kopenhag Zirvesi'nde verilecek. Bu hafta AB içindeki bütün meslektaşlarımla konuşmuş olacağım. Avrupa Zirvesi toplantısında kararımı meslektaşlarıma sunacağım" dedi.

Kararın ne olacağını söylemenin zor, ancak kararın üç temele dayandırılacağına işaret eden Rasmussen, "Türkiye aday bir ülkedir. Diğer adaylarla aynı haklara sahip olacaktır. Çifte standart yoktur. İkincisi Türkiye, siyasi kriterleri sadece kağıt üzerinde değil, uygulamada da göstermelidir. Türkiye'de bu uygulamalar varsa bir tarih verilecektir" diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Rasmussen ile ikinci kez bir araya geldiğini hatırlatarak, bu görüşmede karşılıklı olarak bir düşünce alışverişinde bulunduklarını açıkladı.

14 ülkeye yapmış olduğu ziyaretlerden çıkardığı neticeleri değerlendirme fırsatı bulduğunu belirten Erdoğan, 3 gün sonra yapılacak Kopenhag Zirvesi'nde AB tarafından alınacak kararın tarihe mal olacağını ve tarihin seyri açısından önemli bir not düşeceğine işaret etti.

Kasım ayı sonunda Danimarka dahil AB üyesi ülkelerine yaptığı ziyaretlerde hükümetin azmini sunduğunu ifade eden Erdoğan, "Şu anda da yine 3-4 Aralık tarihlerinde Türkiye'nin atmış olduğu adımlar var. Türkiye birinci ve ikinci reform paketlerini çıkarma kararlılığındadır. Türkiye'nin atmış olduğu adımlar, gerek Lüksemburg, gerekse Helsinki Zirvesi'nde hiçbir ülkenin atmadığı adımlardır. Kopenhag Kriterleri'nde tamamını yerine getiremediği halde Lüksemburg'da da Helsinki'de de 6 ülke görüyoruz. Şu anda tek ülke kaldı. O da, Türkiye'dir. Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesi çifte standarttır. Bütün bunlara rağmen hala Kopenhag Kriterleri yerine geldiği zaman Türkiye tarih alacaktır yaklaşımını samimi bulmuyorum. Çünkü Türkiye adımları atmıştır" dedi.
Çifte standarda bir örnek veren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Örneğin bir Letonya'da bir milyon Rus var. Buna rağmen Letonya AB ülkesi olarak kabul edilecektir. Bu gerçekler ortada iken Türkiye'nin bazı uyumda ve uygulamadaki eksikliklerini sürekli önümüze getirmemizde müzakere tarihi alamamıştır. Türkiye'nin Kopenhag'da müzakere tarihi alsın mı almasın mı tartışmasını AB'nin bu sınavı kazanması olarak görüyorum".

"AB, Türkiye'yi üyeliğe kabul etse de etmese de, Kopenhag Kriterleri'ni şu anda TC hükümeti olarak insanımızın yaşam standardını yükseltmek olarak yapıyoruz, AB için değil" diyen AK Parti Lideri Erdoğan, AB'nin müzakere tarihi vermesinin gerek AB'nin, gerekse Türkiye'nin stratejik çıkarına olacağına dikkat çekti.
Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi alabilmesi ve ardından üye olarak kabul edilmesinin medeniyetler arası bir uyuşmanın başlangıcı olacağını vurgulayan Erdoğan, "Bu, demokrasi açısından da bir model olacaktır. Bunun ispatını burada gerçekleştirelim istiyoruz. AB kendisi için bir gençlik aşısı olacak Türkiye'yi bir kenara koymamalıdır. AB kendisini zedeleyecek olan bu çifte standarttan vazgeçmelidir. AB, halkının yaklaşık yüzde 80'i ile, iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütlerinin büyük çoğunluğuyla bu işe 'evet' diyen halkımızda oluşmuş duygusal zemini zedelememelidir. Bu AB için iyi olmaz. Barışta küreselleştirmeyi gerçekleştirmemiz lazım. Bunu, küresel mantık içinde adil bir şekilde gerçekleştirmesi lazım" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler