O Ses Türkiye yarışmasına katılan Çiğdem Bezci kendi hayat hikayesini anlattı..
Sekiz saat sonra hayata tam anlamıyla dönmüşüm. Üç gün eve hiç gitmemiş. Gözümü üç gün sonra açmışım. Gözümü açtım, 'Merhaba Çiğdem, ben Hilmi Ulus, büyük bir trafik kazası geçirdin' dedi. 'Biliyorum, bacağım yok değil mi?' dedim. Hoca inanamadı, 'Kim söyledi, nereden biliyor' diye nasıl bağırıyor! Benim kafam yamuk, göz kapağım bile yok.
26 dakikada Alanya'dan Antalya'ya sevk edildim. Göğüs cerrahının akciğerime batan kaburgalarımı onarması gerekiyor çünkü. Makineye bağlıyım, başka türlü nefes alamıyorum. Göğsümün hemen altına bir boru batmış. O boruyu çıkardıkları yerde kocaman dört kanatlı bir yusufçuk izi var. Rüyadaki yusufçuk."Antalya'nın bütün gazetecilerinin başına toplandığı bir gün komadan uyandı. Gözünü açar açmaz ilk kelimeleri kaydedildi. O günden sonra her adımı yine basın tarafından takip edildi.
Evlendi haber oldu, çocuk doğurdu haber oldu. Çiğdem rüyasında gördüğü Adnan Bey'i de böyle yorumluyor: "Basına mâl olmuş birini gördüm, bu felaket sayesinde ben de basına mâl oldum."
KOVMASINA RAĞMEN GİTMEDİ
Bir yıla yakın hastanede yattı. Ameliyat üstüne ameliyat geçirdi, nişanlısı Alper yanından hiç ayrılmadı. Biz böyle hikâyelerde erkeğin bırakıp kaçmasına alışığız, sevgilisi ona bebekler gibi baktı. "Dünyanın en sabırlı adamı olabilir benim kocam. Ben hastanede yatarken ona neler yaptım! Sürekli hakaret ettim, her gün üç posta kovdum.
Bu kazayı yaptığı için benimle evlenmek zorunda değildi. Çünkü ben ne gelirse gelsin Allah'tan geldiğine inanıyorum. Alper sadece görevliydi. Ailesini çağırdım, 'Oğlunuza başka birini bulun' dedim.'Nefret ediyorum senden' diye suratına haykırdım. 'Sen ne gurursuz adamsın' diye bağırdım. Kovduğumda hastanenin önündeki banka gidiyordu.