Hayatımızda özel anlar vardır. Bir de çok özel anlar vardır. Biz doğmazdan evvel bu topraklarda "Yahni" yapılıp işte bu çok özel anlar kutlanırmış sevgili dostlar. Domates sosunun kıvamı tutmuş bir yahniye ucuz et de koysanız olur yani. Mühim olan o güzel kıvamı tutturabilmek. İşte biz bu muhteşem kıvamlı yahni çeşidini "Ciğer Yahnisi" olarak yıllardır Şah Ömer'in Yeri'nde yiyoruz.
Onu yediğimiz zaman içimizdeki Zaz, "Je Veux" şarkısını söylemeye başlıyor. Farsçada "yehni" olarak anılan ve "pişmiş" anlamına gelen bu yemek aslında bir tören yemeği olmakla beraber bizim bu geleneği Şah Ömer'in Yerinde sürdürmekte olduğumuzu dikkatli bir okuyucu çoktan anlamıştır.
Sevgili dostlar, yahni et yemeklerinin menemenidir. Halk işidir. Soğan, sarımsak, biber ve domates sosu ile içine hangi eti koyarsanız gider. Küçüklüğümüzde izlediğimiz çizgi filmler yüzünden bize sadece "Tavşan'ın Yahnisi" olurmuş gibi gelir, ama öyle değildir. Yahni at etiyle bile olur.
Yahni konusunu böylece netleştirdikten sonra şimdi size Şah Ömer'in Yerindeki Adem abi faktöründen bahsetmek istiyoruz. Adem abi garsonların kutbudur. Birçok insan buraya Adem abi için gider ama bunun kendi bile farkına varamaz. Eğer restoran işi ile uğraşıyorsanız elemanlarınızı yetişmesi için Adem abiye yönlendirmenizi öneririz. Akıllı bir beyin, Adem abiyi izleyerek mesleğin tüm inceliklerini öğrenebilir.
Adeta bir orkestra şefi gibidir Adem abi. Müşterisini tanır. Neyi ne kadar yiyebileceğinizi dahi bilir. Hatta "Bir de şunu yiyeyim" dediğiniz zaman "Ya bırak Allah aşkına, onunla o yenir mi hiç?" der. Tüm menüye, lezzetlerine ve de ortama hakimdir. Mesleğini sevdiği gözlerinden okunur. Çok özel biridir Adem abi, çook! Bu anlattıklarımla mekana ilk defa gidecek olanlar onu görür görmez tanıyacaklardır.
Yazının devamını okumak için