“çıkış Tüneli: Global Şike Gerçekleri Konferansı” İstanbul’da Düzenlendi

Euroasia Sports firması tarafından, kurumsal sosyal sorumluluk projesi kapsamında düzenlenen, 'Çıkış Tüneli: Global Şike Gerçekleri Konferansı' tamamlandı.
Türk futbolunda son dönemde ortaya çıkan soruşturmalar ile ilgili doğru ya da yanlış bilgi bombardımanı altında yaşanan karmaşayı bir nebze de olsa gidermeyi amaçlayan Çıkış Tüneli: Global Şike Gerçekleri Konferansı İstanbul Gayrettepe’de düzenlendi.
Uluslar arası bahis skandalları, şike yolsuzlukları ve spor sosyolojisi konularında uzman Declan Hill, Oliviero Beha, Andrea Di Caro ve Rogan Taylor’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa spor medyası, spor akademisyenleri, hukukçuları ile federasyon ve kulüp yöneticileri ilgi gösterdi.
Konferansın ana hedefleri ise şu başlıklar altında toplandı:
Bilgi kirliliğinin önüne geçmek
Dünyada yaşanmış olayları uzmanından dinleyerek doğru ve detaylı bilgiyi Türk kamuoyuna sunmak
Global tecrübelerden çıkarılacak dersler üzerinden sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmak
Tüm bu süreçten elde edilen bilgiyi toplumsallaştırarak karar sürecinin daha sağlıklı ilerlemesine katkı sunmak.
Euroasia Sports Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Ark, “Ülkemiz sporuna yıllardır hizmet veriyoruz. Güzel ülkemin sporuna hizmet üretirken ana motivasyonumuz hep Türk sporunu daha ileriye götürmek olmuştur.'' diyerek şöyle konuştu:
''Bu yolda, bir ticari kurum olarak bazı kesimlerin ayağına bastığımızdan dolayı zaman zaman kayıplarımız olsa da bizi en çok mutlu eden Türk sporunda birçok ezberi bozmuş olmamız ve birçok ilki hayata geçirmiş olmamızdır.
Türk sporunda yaşanan çarpıklıklara kayıtsız kalmayı hiç aklımıza getirmedik. Ekmek yediğimiz bu sektörün büyümesinin ötesinde ülke insanımızın spora olan ihtiyacını ve sosyal sorumluluğumuzu hiç çekinmeden hep ön planda tuttuk. Türk futbolunda son dönemde yaşananların bir milad olduğunu düşünüyoruz.
Bu süreçte gözlemlediğimiz aşırı bilgi kirliliğinin ve kavram karmaşalarının bir nebze de olsa önüne geçebilmek adına kurumsal sosyal sorumluluğumuz gereği ‘Global Şike Gerçekleri’ konferansını düzenledik.”
İngiliz Akademisyen ve Spor Endüstrisi Uzmanı Dr. Rogan Taylor ise yaptığı açıklamada, “Türkiye’de yaşanan şike olayı ciddi bir krizdir. Ama kriz, evinizin önünü temizlemek için iyi bir fırsat olabilir. Dünya futbolunda en çok yolsuzluk dönen iki ülke; Çin ve Brezilya’dır. Brezilya dünya futbolunun zirvesinde yer alır, Çin’in ise herhangi bir gücü yoktur. Buna rağmen iki ülkede de yolsuzluk had safhadadır. Şike tüm dünyada geçerlidir. Küçük futbol - az para, büyük futbol büyük yolsuzluk. Çin’de birbirleriyle karşılaşan iki takım, maç öncesinde hakeme eşit miktarda rüşvet veriyor. Oyun bu nedenle adil.” dedi.
‘Şike: Futbol ve Organize Suçlar’ kitabının yazarı Dr. Declan Hill, ise yaptığı konuşmada, “Türkiye’de şike ve yolsuzluğun bu kadar ön planda olmasına şaşıran var mı? Şike olayı 3000 yıldır, eski Yunan’daki spor müsabakalarından beri var.'' diyerek, şunları söyledi:
''Asya’daki bahisler pazarı dünyadaki bahislerin toplamının yarısından daha fazlasını oluşturuyor. Ve bunun büyük kısmı illegal. Ve bu piyasa tam 450 milyon dolar değerinde. Çin’de en üst düzey yetkililer 1 kez değil, 2 kez tutuklandı.
Türkiye’deki yolsuzluk, dünyanın geri kalanına göre “hiçbirşey” anlamına geliyor. Dünya Kupası’ndan 15 yaş altı maçlara her yerde yolsuzluk var. Ne yapalım? Futboldan vaz mı geçeceğiz? Afrika’daki kızlar, futbol sayesinde yoksulluktan kurtuluyor. O nedenle bu oyundan vazgeçemeyiz. Türkiye’de futbol çok seviliyor. TFF, bu sevilen oyunun korunması için neden bir güvenlik ağı kurmuyor? Geçmişe baktığımız zaman; bir “kaybolmuş sporlar mezarlığı” var. Bizden önceki nesil sporların kaybolmasını engellemek için olimpiyatları kurdu. Peki biz bizden sonra gelenlere, çocuklarımıza ne bırakacağız.”
İtalyan spor yazarı ve TV yorumcusu Oliviero Beha ise yaptığı açıklamada, “İtalya’da bile bilinmeyen şeylerden bahsedebiliriz. Futbolu ben de kurtarmak istiyorum ama bu yeterli bir hedef değil. Çünkü hem İtalyan hem Türk futbolu belli bir kimliği varsa kurtulur. İtalya’da ‘biz ciddiyiz imajı’nı bile vermeye çalışmıyorlar. İtalyan adaleti 2006 skandalı hakkında karar vermek için beş yıl beklememeliydi. 1980 yılında İtalya’daki ilk skandalda (Totonero), milli takım oyuncuları, teknik adamlar, yöneticiler ve gazeteciler bu olayın içindeydi. Çünkü o zaman bahis yasal değildi. Bugün ise bahis yasal ama sadece oyuncular için yasak. İtalya bu konularda ciddi değil. Türkiye’de birileri tutuklandı ama İtalya’da böyle bir durum söz konusu değildi.” dedi.

ŞİKE YENİ DEĞİL ESKİDEN DE VARDI
İtalyan araştırmacı gazeteci ve yazar Andrea Di Caro ise yaptığı konuşmada, “Şike olayı eskiden de vardı. Peki neden son on beş yılda arttı? Çünkü sistem durdu. On beş yıl önce İtalyan futbolu Avrupa’da ilk sıradaydı. Oyuncular çok önemliydi. Takımlar Avrupa çapında yarı finaller, finaller oynuyordu. Şimdi ise İtalyanlar yerine İngilizler final oynuyor. İtalya’daki futbol sektörüne giren para iyi yönetilmedi. Stadyumlar, spor tesisleri yapılmadı, gençlere para harcanmadı. Sektöre giren parayı futbolcular, yöneticiler kazandı. Bu sistemin içinde olan insanlar birbirlerini çok iyi tanıyor. O yüzden bu tarz skandallar birinin itirafı ile değil telefon dinlemeleri ile ortaya çıkacaktır.” şeklinde konuştu.
Konferansın son bölümü olan soru-cevap kısmında “Küme düşürülme cezası futbolun marka değerini olumsuz etkiler mi?” sorusuna Declan Hill; “Eğer insanlar futbolun kirlendiğini düşünüyorsa ve siz bu kirliliği temizlemiyorsanız marka değeri asıl o zaman düşer.” şeklinde cevap verdi.