ANKARA (İHA) - Bayramların vazgeçilmezi çikolatanın rengi ve şekline göre yapılan karakter tahlilleri şaşırtıyor. Yapılan bir araştırmaya göre, beyaz çikolata sevenleri kararsız, siyah sevenleri ileri görüşlü olarak belirlenirken yuvarlak çikolata sevenler cana yakın, üçgen çikolata sevenler bencil insanlar olarak değerlendirdi.
Uzmanlar çikolatanın insan metobolizması üzerindeki etkisini araştırırken astroloji ise çikolatının insan kişiliğine etkisini araştırıyor. İnternette www.asmera.host.sk/cikolatasekli/sekiller adresinde çikolatanın şekline ve rengine göre karekter tahlileri yapıyor. Buna göre:
"Yuvarlak çikolata sevenler; cana yakın, arkadaş canlısı, görsel beğenilere önem veren kişiler
Oval çikolata sevenler; esnek, toleranslı, yapıcı, sosyal ve arkadaşlıklara açık kişiler
Kare çikolata Sevenler; sadık, dengeli, dürüst ve güven verici kişiler
Dikdörtgen çikolata sevenler; nerede durduğunu bilen, yardımsever kişiler
Spiral çikolata sevenler; enerjik ve değişik alanlarda iddialı kişiler
Üçgen çikolata sevenler; bencil ve diğer insanların düşüncelerini önemsemeyen kişiler
Baklava dilimi çikolata sevenler; paranın gücünü seven ve devamlı ilgi bekleyen kişiler
Sütlü çikolata sevenler; nostalji düşkünü kişiler
Siyah çikolata sevenler; hep ileriye bakan kişiler
Beyaz çikolata sevenler; kararsız kişiler."
BÜYÜLÜ LEZZET DÜNYASI Yüzyıllardır insanların ağzını tatlandıran çikolata hakkında daha bilinmeyen pek çok şey var. Ama bu lezzeti başka bir şeyle kıyaslamak çok zor. Çikolata hala bir çok sırrı çözülememiş, büyülü bir lezzet dünyası. Bazen en güçlü aşkların ifadesi, bazen aşk acısının en güçlü ilacı. Vakko'nun çıkardığı "Çikolata Üzerine Büyük Bir Kitap" adlı kitapçıkta çikolatanın tarihi şöyle anlatılıyor:
"Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar, Tollan diyarında Tulla adlı bir düş kenti varmış. Bir bolluk ve refah kenti olan Tulla'yı, akıl almaz güzellikte ağaçların bulunduğu, binlerce çarpıcı renkli kuşun cevap verdiği, adeta cennet olan bir bahçe çevrelemekteymiş. Ve bu bahçenin en güzel ağacı, kakao ağacıymış. Kakao ağacını, Toltekler'in büyük kralı Kuetzakoalt, güneşin oğlunun kutsal tarlalarından getirmiş. Tarım, astronomi ve tıp dersleri veren kral, halkına kakao ağacının nasıl yetiştirileceğini de öğretmiş. Yeşil ve altın renkli tüyleri olan bir yılanı simge olarak kullanan Kuetzakoalt'a şükran duyan Amerikalılar, bu duygularının bir ifadesi olarak krala, 'Kutsal Tüylü Yılan' anlamına gelen Voltran adını takmışlar."
KAKAO AĞACINI MAYALAR KEŞFETTİ Gerçekte ise tarih öncesinde, bugünkü Guyana sınırında, Magdelena bölgesinde kendi kendine yetişen kakao ağacını ilk olarak Mayalar keşfetti. Daha sonra Aztekler tarafından yetiştirilen kakao ağacının anavatanı Güney Amerika, çikolataya ruhunu da verdi. Yeni Dünya'nın keşfinden sonra, XVI. yüzyılda Avrupa'ya taşınan kakao, o dönemde sadece bir içecek maddesiydi. Avrupa'daki ilk durağı olan İspanya Sarayı'nda büyük ilgi gördü. Fransa Sarayı kakao ile tanıştığında, bu içeceğin enerji verici ve afrodizyak özellikleri keşfedildi. XIV. Louis'nin kakaodan bir karışım hazırlama, satma ve dağıtma hakkı verdiği David Chaillou da o büyülü lezzeti, "çikolatayı" meydana getirdi.
Çikolata sonraki dönemde bir süre daha sarayın dışına çıkamadı ve halk, bu lezzet dünyasını tanıyamadı. 1778'de bir Parisli'nin ilk ufalama, karıştırma ve yoğurma makinesini icadının ardından, 1825'te Antoine Brutus Menier, Noisel-sur-Marne'de ilk makineli çikolata fabrikasını kurdu ve bu adım çikolatanın büyüsünü tüm dünyaya taşıdı.