Her 10 kadından birinde görülen çikolata kisti, hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkiler. Hastalığın seyrine göre çeşitli tedavi yöntemleri uygulanır ve tekrarlama ihtimali olsa da kısa sürede günlük yaşama geri dönülür.
Çikolata kisti, tıp dilinde endometriozis denilen bir kadın hastalığıdır. Önemli sağlık problemlerine yol açan bir hastalık türüdür. Belirtileri pek çok hastalıkla aynı olduğu için çoğu zaman ilk anda teşhisi konulması oldukça güçtür. Gebeliğin gerçekleştiği alan olan rahimdeki iç zar dokusunun dışarı çıkması ile yumurtalık ve yumurtalık kanalları gibi başka organlarda gelişmesi sonucu çikolata kisti ile karşılaşılır. Bebek sahibi olamayan kadınların ortalama %30-50'sinde görülür. Tedavi sonrası tekrarlama olasılığı yüksek olan hastalık, üreme çağında olan her yaştaki kadında görülebilme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla ortalama 18-45 yaş arası kadınlarda görülüyor denilebilir.
Çikolata kistlerinin genel oluşum nedeni genetik faktör ile açıklanır. Kişinin annesinde veya kız kardeşinde çikolata kistleri varsa, hastalığa yakalanma açısından daha riskli bir grupta yer alır. Bu sebeple hastalığın kökenine inilmek istendiğinde, kişinin aile bireylerinde daha önce bu ve buna benzer durumlar yaşanıp yaşanmadığı öğrenilmelidir.
Çevresel herhangi bir faktörün veya sigara, alkol gibi kötü alışkanlıkların çikolata kisti üzerinde etkisi olup olmadığı konusunda bilimsel araştırmalar hala sürmekte. Yapılan birkaç araştırmada, "dioksine" adında çevresel bir atığa maruz kalan kişilerde çikolata kistinin görüldüğü gözlemlenmiştir.
Kronik yorgunluk sendromu adı verilen sürekli yorgunluk hissi, konsantre olamama ve yoğun stres altında olma çikolata kisti belirtileri arasındadır. Halk arasında bahar yorgunluğu olarak adlandırılan yorgunluk hali ciddiye alınmalıdır. Bu sebeple ufak bir belirtiyi bile gözardı etmeyip ilgili doktorlar tarafından muayene edilmenizde fayda var.
Egzersizlerin ruh halini olumlu etkileyen ve ağrı azaltmada yardımcı endorfin hormonunu salgıladığı kanıtlanmıştır. Bu sebeple kronik yorgunluk sendromunuz olsa bile haftada en az dört kez yüzme, yürüyüş, yoga, dans ve bisiklete binmek gibi aktivitelerde bulunmanız ruh halinizi olumlu etkilerken, ağrılarınızı da unutmanızı sağlar.
Basit bir yorgunluktan dolayı oluştuğunu düşündüğünüz bel, sırt ağrılarınız veya üşütme kaynaklı olarak tanımladığınız karın ve kasık ağrılarınızın sebebi aslında çikolata kistleri olabilir. Bu tür durumları yaşadığınız zamanlarda herhangi bir ağrı kesici kullanmamalı öncelikle doktorunuza danışmalısınız. Kullandığınız bir ilaç oluşmuş ya da oluşmakta olan kistinizi olumsuz yönde etkileyebilir.
Endometriozis adı verilen çikolata kistleri, rahim içi dokunun, rahim dışında başka bir organa yapışması ile gelişim gösterir. Bu doku bağırsaklara yapışabilir ve gelişimini orada devam ettirebilir. Bu durumdan kaynaklı hastalığa sahip kadınlar tuvalet ihtiyaçlarını gidermekte zorlanır ve çok ağrıları olur. Uzmanlar bazı hastaların tuvalete çıkma korkusu ile acı çekmemek için yemek bile yemediğini ifade ediyor.
Çikolata kisti birçok hastanın hamile kalma olanağını elinden alır. Rahim içinden dışına çıkan doku yapışkan bir özelliğe sahiptir ve yumurtalık kanallarına yapışır veya tıkanıklık yapmış ise spermin yumurta ile buluşması engellenir. Böylece hasta hamile kalamaz.
Kısırlık İle Alakalı Daha Detaylı Bilgiler İçin: Kısırlık Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Kadınlar cinsel ilişkiye girip ağrıları olduğunda bunu bir hastalığa bağlamaz, ilişkinin getirdiği bir tür acı olarak düşünebilirler. Oysaki ilişki sırasında ağrının olması bir hastalığın, özellikle de çikolata kistinin habercisi olabilir. Bu durumda bir kadın doğum uzmanına görünmekte fayda var.
Şiddetli adet sancıları çikolata kisti belirtilerinde çok ayırt edici bir unsur olmayabilir. Her kadının adet döneminde çektiği sancılar gibi sanılıp durumun üstüne düşülmez. Ancak görüldüğü gibi ciddi bir rahatsızlığın habercisidir. Ağrı olsun ya da olmasın regl olan bir genç kızın da, menopoza girmiş bir kadının da her zaman belirli aralıklarla muayene olması gerekir. Sizin için sıradan olan bir ağrı aslında başka bir hastalığın belirtisi olabilir.
30 yaş üstü veya orta yaş grubu kadınların çoğunun karnı şişer. Durum sıradan bir gaz gibi görülmemeli, ilgili doktorlara gidilmelidir. Bu durum sık sık oluyorsa ve yediğiniz bir şeyden kaynaklanmadığını düşünüyorsanız çikolata kistine sahip olma olasılığınız bulunuyor.
Hasta, pek çok aktivitesini yerine getirememeye başlar ve hayattan zevk alamaz. Spor yapamaz, eşi ile birlikte olamaz ve sürekli yorgun olur. Hem psikolojik destek alması hem de bir sağlık kontrolünden geçmesi kişinin hastalığının ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Kistin boyutu, yerleştiği yer, derinliği, yapışık olduğu bölge ele alınarak 4 evrede incelenir. Bu özellikler hastanın yapısı ile de bağlantılı olup, kişiden kişiye etkileri değişebilir. Ancak her zaman 4. evre, en ağır olan evredir.
Evre 1: Minimal endometriosis olarak adlandırılan bu evre henüz başlangıç aşaması olduğu için fazla belirti göstermez. Bu sebeple tanı konması zorlaşır.
Evre 2: Hafif endometriosis olarak adlandırılan bu evrede, evre 1'e göre biraz daha ilerleme söz konusudur. Cinsel ilişki sırasında ve regl döneminde ağrılar şiddetli ise cerrahi işlem yapılmaz fakat hastanın ve doktorun tercihine göre bölgede laparoskopi ile yakma işlemi gerçekleştirilir.
Evre 3: Orta endometriosis olarak adlandırılan bu evre kistlerin 3-4 cm boyutlarına ulaştığı ve rahatça görülüp tanının konulduğu evredir.
Evre 4: Şiddetli endometriosis olarak adlandırılan bu evre kistin son evresidir. Vajinal ultrason ile rahatlıkla görülürken, cerrahi işlem de gerektirebilir.
Tedavi edilebilir ama tekrarlama ihtimali yüksek olan bu hastalıkta, tedavi ne kadar erken başlarsa hasta da o kadar çabuk iyileşir. Tedavi sırasında bölgede o an bulunan lezyonlar temizlenir. Hastanın yaşına, kistin dokusuna ve yapısına göre de değişebilen durumlara göre tedavi yöntemi belirlenir. İlaç tedavisinden cerrahi müdahaleye kadar birçok tedavi yöntemi bulunur. Genetik faktörlerle birlikte başka herhangi bir sebebinin olup olmadığı hala tartışma konusudur. Muayene sonucu ufak bir belirtinin görülmesiyle birlikte hasta takibe alınır ve belirli zaman aralıkları ile kontrole gelmesiyle devam eden bir tedavi süreci başlar.
Evre 2'de ilaç tedavisine başlanabilir. İlaç tedavisi daha çok hastanın ağrı ve kramplarını kesme konusunda uygulanır. İlaçların kistler üzerinde hiçbir etkisi yoktur. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda diğer tedaviler uygulanmaya başlanır. Cerrahi işlem ya da başka tedaviler sonrasında da kistlerin tekrarlamaması için çeşitli ilaç tedavileri izlenebilir. Bunlardan en çok uygulananı doğum kontrol haplarıdır.
Hormon tedavisi, çikolata kistinin etkilerinin azalmasına ya da tamamen yok olmasına yardımcı olur. Aylık regl döngülerinde hormon artışı ya da azalması sonucu rahim içinden dışarı çıkan dokuda kalınlaşma veya kanama olabilir. Hormon tedavisi ile bu süreç yavaşlar ya da yeni bir kist oluşumu engellenir. Etkiler azalır ya da yok olur ancak kistler tamamen geçmez. Hormon tedavisi kesildiği zaman görülen etkiler tekrar nüks edebilir.
Genellikle evre 3 ve evre 4'de olan hastalara uygulanır. Kistin durumu, ağrıların şiddeti, hastanın yaşı ve çocuk sahibi olmak isteyip istememesi göz önünde bulundurularak cerrahi işlemler yapılır. Açık ameliyat yerine daha çok laparoskopi tercih edilir. En etkili tedavi yöntemidir ancak bir daha oluşmaması için kesin bir çözüm sağlamaz.
Çikolata kisti ameliyatında kist 4 cm'den küçükse herhangi bir operasyona gerek duyulmaz ve hasta ilaç tedavisi görerek kistin büyümesi kontrol edilir. Kist büyümeye devam ederse çikolata kisti ameliyatına ihtiyaç duyulur.
Çikolata kisti ameliyatı laparoskopi (kapalı ameliyat) ve laparotomi (açık ameliyat) olmak üzere iki şekilde yapılır.
Hastanın tekrar çocuk sahibi olma gibi bir isteği yoksa tek kesin çözüm rahmin ve yumurtalıkların alınmasıdır. Böylelikle çikolata kistleri de dahil olmak üzere pek çok rahim ve yumurtalık rahatsızlıkları bir daha oluşmayacaktır. Fakat hastanın yaşı gençse ve çocuk sahibi olmak istiyorsa bu ameliyat önerilmez, ancak ameliyat olmaması durumunda da hastalığın tekrarlama ihtimali yüksektir. Ameliyat sonrası dinlenme ve çeşitli ilaç takviyeleri ile kısa sürede eski yaşama kavuşulur.
Laparoskopi yöntemi ile çikolata kistlerinin alınması sonucu, hasta genellikle bir yıl içinde hamile kalır. Fakat hamile kalamadığı zaman tüp bebek tedavisine başvurulabilir. Bunun için de birkaç tavsiye vermek gerekirse;
Kistin giderilmesine, ilerlemesini yavaşlatmaya ve oluşmasını engellemeye katkıda bulunan besinler vardır. Beslenme alışkanlığında yapılan bir değişiklik bile bu kistlerden koruyabilir. Yapılan araştırmalar karbonhidratlardan, her türlü tatlıdan, kırmızı et ve işlem görmüş et ürünlerinden, östrojen seviyesini artırdığı için kafeinden uzak durulması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bunun yanı sıra yemeniz gereken besinlere gelecek olursak; bol miktarda, organik meyve ve sebze tüketmelisiniz. Vücudunuzun yeteri kadar su aldığından emin olun. Omega 3 açısından zengin somon, alabalık, uskumru gibi balıkların yanında fındık ve fıstık gibi kuruyemişler tüketirseniz iltihaplanmayı azaltmaya katkıda bulunabilirsiniz. Fitoöstrojen içeren frambuaz ve havuç gibi gıdalar hormonlarınızı dengelemek konusunda fayda sağlar.
Çikolata kistinin patlaması sık görülen bir durum değildir. Kist patlaması bir egzersiz sırasında yapılan ters bi hareket, karna yapılan bir baskı ya da bir cinsel ilişki esnasında oluşan küçük bir baskı nedeniyle olabilir. Hastalar bu olayı bıçak saplanması olarak ifade eder. Kistin içindeki sıvı karın boşluğuna doğru akmaya başlar ve bulantı, kusma, ateş ve şiddetli karın ağrısı gibi şikayetlere sebep olur. Böyle ani bir durum ile karşılaşan hastanın hemen hastaneye gitmesi gerekir.
Hastalık geçmişinizi doktora izah etmeli, kullandığınız ilaçlarınız varsa onları belirtmelisiniz. Yapılan tetkikler sonrası uygulanacak olan ultrason işlemi ile sıvıların olduğu yer hemen tespit edilir ve kısa süre hastanede gözlem altında tutularak hastanın tedavisi yapılır. Kist patlama işleminden sonra çoğunlukla ilaç tedavisi uygulanır ve bu ilaç sayesinde hasta vaktinden önce regl olur. Regl sırasında patlayan kistin sıvıları da dışarıya atılır. Bu sayede patlayan kist organlarınıza zarar vermeden, vücudunuzdan uzaklaşır.
Regl dönemi vücudutta iltihap oluşumuna olanak sağlar. Özellikle makat bölgesine yerleşmiş ve kalın bağırsak çıkışına yakın bir yerde bulunan çikolata kistleri iltihabı bulunduğu bölgeyi etkiler. Bu sebeple hasta dışkılama sırasında ve boşaltım sisteminde çeşitli sorunlarla, acı verecek kadar yanma ve kanama gibi durumlarla karşılaşır. Çikolata kistinin yapısında bulunan yapışkan doku çeşitli organlara yapışmasına sebep olduğu gibi deri altı dokularını de etkiler ve onların da birbirine yapışmasına sebep olur. Bu yüzden de deri altında morluklar oluşturur.
Kistlerin, cinsel yaşamda da olumsuz etkileri vardır. İlişki sırasında şiddetli ağrılar yaşanmasına sebep olur. Ayrıca dokunun tüpleri tıkaması üzerine çocuk sahibi olmayı da engellemesi gibi durumlarla sık sık karşılaşılır. Kistler tedavi edilmediğinde sonuç her zaman çok kötü olmaz. Nadir olarak kansere sebep olan bir kist türüdür. Psikolojik durum ile doğrudan ilgilidir.