Kötü beslenme peşinden kötü hastalıkları getirir. Kötü beslenmeye ne yazık ki sadece paketlenmiş ürünler dahil değil. Bunların arasında kötü tarım uygulamalarına ve aşırı ilaçlanmaya maruz kalmış meyve ve sebzeler de dahil. Bu yiyecekleri satın alırken veya tüketirken size zarar verebileceği aklınızın ucuna bile gelmez. Başta kanser riskini artırmak üzere günlük yaşamınızda sıklıkla tükettiğiniz sağlıksız besinler.
Kansere en çok sebep olduğu bilinen ve her gün yediğiniz 14 yiyecek...
Gazlı içecekler yüksek miktarda şeker içerir. Yüksek miktarda şeker de kanserin beslendiği alanlardan biridir. Bu içecekler aynı zamanda yapay renklendirici ve çeşitli kimyasallar içerir. Bu yapay renk, Karamel IV olarak adlandırılır ve amonyak bazlı bir işlemin yan ürünü olarak kanserojen kimyasal 4-MEI’ye sahiptir.
Izgara et her ne kadar lezzetli olsa da bilim insanları, yemek pişirmek için kullanılan yüksek sıcaklıklarda etin, kimyasal ve moleküler yapısındaki değişikliklere bağlı olarak kansere neden olan hidrokarbonlar ürettiğini keşfettiler.
Konserve yiyecekler tehlikelidir çünkü bu ürünleri kutulama şekli çok zararlı. Bu yöntem farelerin beyin hücrelerini değiştirdiği ispatlanmış bir hormon bozucu olan kimyasal BPA ile kaplıdır. Özellikle konserve domatesler problem teşkil eder çünkü sahip olduğu asit derecesi, BPA’nın gıdaların içine sızmasına ve daha da sağlıksız olmasına neden olur.
Bu bitkisel yağlar kaynaklarından kimyasal olarak elde edilir. Ayrıca hücre zarının yapısını değiştiren ve neticesinde kansere neden olabilecek tehlikeli miktarda Omega-6 yağ seviyesine sahiptirler.
Trans yağlar, gıda üreticileri tarafından hidrojenleme adı verilen ve çeşitli ürünlerin raf ömrünü uzatan bir işlemle sıvıdan katıya dönüştürülür. Trans yağın kansere neden olduğunu biliyor olmanız gerekiyor çünkü 2015 yılında gıda üreticilerine kısmen hidrojenlenmiş yağları (PHO’lar) ürünlerinde kullanmamaları için 3 yıl süre verildi.
Doğal ortamında avlanan somon balığı sizin için yararlı proteinlere sahip olsa da, ABD’de tüketilen somonun % 60’ından fazlası, antibiyotik ve böcek ilacı ile dolu yemlerle beslendikleri hayvan çiftliklerinden geliyor ve bunları yemeleriyle beraber insanlara da geçiyor.
Yapay tatlandırıcıların çoğu kimyasal işlemlerden geçerek üretilir ve gerçekten güvenli olup olmadıklarını bilmemize imkân sağlayacak kadar veri yoktur. Bazı çalışmalar yapay tatlandırıcıların toksin bir madde olan DKP’nin (Diketopiperazin) vücutta birikmesine ve beyin tümörlerine neden olabilecek potansiyele sahip olduğunu söylüyor.
Rafine beyaz un, geçmesi gereken kimyasal işlemlerden dolayı herhangi bir besin değerine sahip değildir. Ve daha da kötüsü, bu beyaz rengi elde etmek için klor gazı ile ağartılmıştır. Aynı zamanda vücudunuzda çok kolay bir şekilde şekere (kanserin gözde yemeği) dönüştürülen karbonhidratlarla doludur.
Meyveler ve sebzeler böcek ilacına maruz kalmadığı müddetçe sağlığınız için iyidir. Örneğin, Atrazin, Avrupa yaşayan insanlarda ciddi sorunlara neden olduğu için yasaklanmış bir yabani ot öldürücüdür. Ancak ABD’de halen yaygın olarak kullanılmaktadır. Çevresel Çalışma Grubu EWG’nin bulduğu verilere göre tüm geleneksel ürünlerin yüzde 98’i kansere neden olan haşere ilaçlarına maruz kalmıştır.
Gıda alışverişlerinizde tercihinizi daha çok organik meyvelerden yana kullanmaya çalışın ve tüketmeden önce tüm ürünleri özenle yıkayın.
Bu gruba sosisli sandviç, sosis ve şarküteri gibi şeyler girer. Gıdaları işleme esnasında tehlikeli miktarlarda kimyasalların yanı sıra gıdayı tuzla birlikte korumak için kullanılan nitrat ve nitrit gibi tuzlar da ayrıca büyük miktarlarda eklenir. Katkı maddeleriyle gıdaların lezzet olarak daha çekici hale getirilmesi amaçlanır ama bu sağlığınız için ciddi bir risk taşımaktadır.
Patates cipsi birkaç nedenden dolayı zararlıdır. Birincisi, trans yağla kızartılır. Peki, listedeki beşinci maddeyi hatırlıyor musunuz? (İşte onu kulağınıza küpe edin.) İkincisi, patates sadece kanser riskini değil aynı zamanda kalp hastalıkları riskini de artıran tuzları ihtiva eder. Birçok çeşidinde ayrıca koruyucu maddeler ve yapay renklendiriciler de bulunur.
GDO’lu gıdaların güvenliği hakkında süregelen şiddetli bir tartışma var. Büyük gıda üreticileri organik olanlara göre daha güvenilir ve ayrıca fakir ülkelerde mahsulü daha kolay olduğu gerekçesiyle GDO’lu ürünleri daha çok tercih ediyor. Yalnız bu gıdalar raflarda daha yeni yeni yer bulmaya başladı ve şu an için uzun vadede olası zararlı etkileri konusunda bir şey söyleyebilmek için erken.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar aşırı alkol tüketimi ile baş ve boyun, yemek borusu, karaciğer, meme ve kolon kanserleri arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte ölçülü alkol tüketimi konusundaki tartışma hala devam etse de genel olarak düşünülen bunun daha sağlıklı olduğu.
Bu kategorideki en büyük sorun yüksek miktarda meyve şekeri içeren mısır şurubu (HFCS) ve diğer rafine şekerler, hatta kahverengi şeker bile sorun teşkil ediyor çünkü büyük gıda şirketleri aslında daha doğal olanlarının yerine tekrar şeker şerbeti ekliyor. Rafine şekerler ensülin değerlerinin yükselmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesidir ve şeker, kanser hücrelerinin oluşumunu destekler.