YEMEK

Çilek Nedir Bilmeyen Çocuklara Öğretmenden Çilek Kokulu Sürpriz!

Münir Özkul’un Hababam Sınıfı’ndaki, “Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde damı olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı, öğrenimin, bilginin var olduğu her yer okuldur.” tiradını akıllara getiren bir hikayemiz var!

Çilek Nedir Bilmeyen Çocuklara Öğretmenden Çilek Kokulu Sürpriz!

Diyarbakır’ın bir dağ köyündeyiz

Genç öğretmen, ilk görev yeri olan bu küçük dağ köyündeki ilk öğrencilerine bir problem sorar. “Bir kasada 10 çilek varsa 10 kasada ne kadar çilek vardır?” Gözleri ışıldayan öğrencilerden doğru cevabı duymayı bekleyen öğretmen gelen tepki karşısında çok şaşırır.

“Öğretmenim çilek nedir?”

Genç öğretmen, köydeki hiçbir çocuğun o güne kadar çilek yemediğini bu soruyla anlar. Köyün küçükleri bırakın çileğin tadına bakmayı, çileği görmemişlerdir bile. Bu durum karşısında oldukça hüzünlenen matematik öğretmeni bir şeylerin değişmesi gerektiğini işte o zaman anladı.

“Diyarbakır’da çilek yetişir mi?”

Bir şeyleri değiştirmek için zahmete girmekten çekinmeyen genç öğretmen köyden topladığı toprak numunelerini Bursa’ya gönderip, çilek tarımı için uygun olup olmadığını sorar. Bursa’dan gelen yanıt sevindiricidir: “Evet, Diyarbakır şartlarında çilek yetiştirilebilir.”

Bursa’dan sadece müjde gelmiyor!

Olumlu haberle birlikte ekime hazır çilek fideleri ve bu fidelerin nasıl ekileceğini anlatan bilgilendirme kitapçıkları da geliyor. Genç öğretmen, öğrencilerini etrafına toplayıp onlara çileğin nasıl ekileceğini anlatıyor.

“Bu dönem size matematikten not yok.”

Öğretmen öğrencilerine çilek fideleri dağıtıp, “Benim size öğrettiğim gibi, siz de anne babanıza çileğin nasıl ekileceğini öğreteceksiniz. Bu dönem size matematikten not yok, çilek mevsimi gelince tabağında 10 tane çilek getirene not vereceğim.” diyor.

Köyde çilek seferberliği

Çocuklarından çileğin nasıl ekileceğini öğrenen anne babalar, çilekleri gerektiği gibi ekiyorlar ve hasadı beklemeye başlıyorlar. Uzun sayılabilecek bir bekleyişin sonunda, Bursa’da yapılan tahlil sonuçlarında öngörüldüğü gibi Diyarbakır şartlarında çilek yetişiyor. Çileklerini toplayan çocuklar notlarını almak için okulun yolunu tutuyor.

Çilekler tabaklarda, gözler öğretmende

Kendilerine verilen çilek görevini başarıyla tamamlayan öğrenciler, hasat ettikleri çilekleri tabaklara koyup okulun yolunu tuttular. Öğretmenin vereceği notu bekleyen öğrencilerin heyecanı, değişimin peşinden koşan genç öğretmenin sınıfa girmesiyle daha arttı. Çilekler tabakta, gözler öğretmendeydi. Acaba kim kaç puan alacaktı, en iyi çileği hangi öğrenci yetiştirmişti?

Sayım başlıyor…

Tam not almak için gereken miktar tabak başına 10 çilek olsa da her öğrencinin tabağında bu kadar çilek yoktu. Zaten çileğe değil, öğrenme azmine ve kararlılığa not veren genç öğretmen çileği eksik olan çocuklara da tam not verip hepsini geçirir.

“Tadı nasıldı çocuklar?”

Çilekler sayılmış, notlar verilmiş, sıra çileklerin değerlendirilmesine gelmişti! Bütün bir sezon çileklerin olgunlaşmasını bekleyen çocuklar not alacakları için henüz çileklerin tadına bakma fırsatı bulamamışlardı. Öğretmenin, “Tadı nasıldı çocuklar?” sorusuna öğrencilerden, “Valla ucunda not var diye yiyemedik, öğretmenim.” gibi tam öğrenci işi bir cevap gelir. Dönemin son dersi, küçük çocukların ağızlarına yüzlerine bulaştırarak yedikleri çileklerle son bulur!

Bir öğretmen neyi değiştirebilir?

Bir öğretmenin çocuklara, çocukların da bir köye öğrettiği çilek yetiştiriciliği bugün köyün geçim kaynaklarından birisi. Diyarbakır pazarına yolunuz düşerse, genç bir öğretmenin gayretiyle başlayıp, çocukların heyecanıyla devam eden bu maceranın meyvesi olan çileklerden almadan geçmeyin.


Kaynak:

En Çok Aranan Haberler