Öğretmen Mehmet Aydın ve bakanlıkta memur olan Hakime Koç için arama çalışmaları için İstanbul, Sakarya ve Bursa'dan da mağara, dağcı ve buzul tırmanışçı ekipleri geldi. Hakkari Valisi İdris Akbıyık, Hakime Koç'un cansız bedenine ulaşıldığını bildirdi.
Kent merkezi ile Yüksekova ilçesi arasında kalan bölgedeki buzullarda zaman geçirirken şelaleye yakın bir noktada meydana gelen çökme nedeniyle kaybolan Şırnaklı coğrafya öğretmeni Mehmet Aydın ile Adalet Bakanlığında memur olarak çalışan Hakime Koç'un aranmasına sabah saatlerinde yeniden başlandı.
Çalışmalara İstanbul, Sakarya ve Bursa'dan gelen mağara, dağcı ve buzul tırmanışçı ekipleri de katıldı.
Vali ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, AA muhabirine, bugün yürütülen çalışmalarda mağara tırmanışçılarının desteğiyle Hakime Koç'un cansız bedenine ulaşıldığını söyledi.
Çalışmaların 42 kişiden oluşan uzman ekiplerle sürdürüldüğünü bildiren Akbıyık, "İstanbul, Sakarya ve Bursa'dan ekipler sabah itibarıyla çalışmalara katıldı. Hakkari, Van ve Erzurum'dan AFAD ekipleri, Jandarma Arama Kurtarma, UMKE ekipleri de var. Kadın vatandaşımıza ulaştık. İnşallah diğer kişiye de en kısa sürede ulaşacağız." dedi.
Sabah saatlerinde Koç'un cansız bedenine ulaşan ekipler, aynı noktada Aydın'ın cenazesine de ulaştı.
Ekiplerce çıkarılan cenazeler, askeri helikopterle Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Öte yandan eşiyle birlikte kurtarıldıktan sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi’nde tedaviye alınan Gülay Avcu’nun 2 gün sonra bilinci yerine geldi. Tedavisi süren Gülay Avcu, sosyal medya hesabında paylaşımda bulundu.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Gülay Avcu, eşi Kemal Avcu ve iki arkadaşı ile 20 metrelik uçurumdan düştüklerini belirterek, “Hepinize merhabalar, 16 Temmuz tarihinde Hakkâri Cilo Dağı Cennet-Cehennem buzullarını görmek için 20 kişilik gezi turuna katılmıştık. Buzulun erimesi sonucu ben, eşim ve gruptaki 2 arkadaşla beraber 20 metre yükseklikten düştük. Ben ve Kemal kendi çabalarımızla hayatta kalma mücadelesi verdik. 2 saat sonra yardım ekipleri gelip beni ve Kemal'i çıkardılar. Diğer 2 arkadaştan hala haber alınamadı. Telefonum çukurda kaldı, ararsanız ulaşamazsınız. Bir süre içerik paylaşamayacağım. Dualarınıza ihtiyacım var. Sevgiler Gülay" ifadelerini kullandı.
Kent merkezi ile Yüksekova arasında kalan bölgedeki buzullarda gezerken şelaleye yakın bir noktada yaşanan çökme nedeniyle kaybolan, kurtarıldıktan sonra Yüksekova Devlet Hastanesinden Van'a sevk edilen Avcu çifti, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Ortopedi Servisi'nden taburcu olan Kemal Avcu (43), bölgeye 18 kişilik bir kafileyle gezi amaçlı geldiklerini söyledi.
Şelalenin bulunduğu noktada fotoğraf çektikleri esnada buz kütlesinin kırıldığını belirten Avcu, "Şelalenin önünde durmuştuk. O esnada fotoğraf çekiyorduk. Bulunduğumuz yerin altı tamamen oyulmuştu. Biz de ne olduğunu anlayamadık. Durduğumuz yerin sağlam olduğunu düşünüyorduk. Bir an kendimizi boşlukta gördük. Yaklaşık 20 metre aşağı düştük. Düştüğümde ilk eşimi gördüm, kalçası kırılmıştı. Yukarıya çıkmaya çalıştım. Şelale üzerimize akıyordu. Eşimi biraz sürüklemek istedim. Güvenli bir noktaya taşıdım. Sonra tırmanarak yukarı çıktım. Elbise getirdim, ekipler gelene kadar eşimizi orada tuttum" diye konuştu.
Yaşadıklarını asla unutmayacağını ifade eden Gülay Avcu da (29) yaklaşık iki saat kurtarılmayı beklediklerini aktardı.
Donmak üzereyken kurtarıldığını belirten Avcu, o anları şöyle anlattı:
"Düşerkenki o an hiç aklımdan gitmiyor. Aşağı doğru sarsıldık, düştüğüm noktada sağdan, soldan rüzgar vuruyordu. 4 kişi de aynı yere düştük. Bir arkadaşımız bayılmıştı. Bir arkadaşımız da kar kütlesinin arasında sıkışmıştı. Eşim uğraştı, yardım etti ama çıkaramadı. Eşim beni başka bir buz kütlesinin üzerine çıkardı. Yoksa beni bulamazlardı. Düştüğümüz yer çok derindi. Sonra eşimle helalleştik. Çünkü öleceğimizi düşündük. Eşime 'sen git kendini kurtar' dedim. Çünkü kimse yoktu, grup başkanımız yardım çağırmaya gitmişti. Eşim sürekli beni motive etmeye çalıştı. Çok soğuktu, elimi çantanın içerisine koyarak ısıtmaya çalışıyordum. Ellerimi hissetmemeye başlayınca da kendime vurmaya başladım. Hayatta kalmak için sürekli kendime vurdum. Tam bayılmak üzereyken ekipler beni kurtardı. Sadece belime ip bağladıklarını hatırlıyorum."
(AA-DHA)