Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar “Canlıların yaşamını sürdürebilmesi için çok gerekli olan güneş ışınlarının birçok faydalı ve zararlı etkileri vardır. Güneş önemli bir D vitamini kaynağı olmasının yanında ruhsal açıdan rahatlatıcı, ayrıca bazı deri hastalıklarını tedavi edici özelliğe de sahiptir. Ancak toplumda göz ardı edilen bazı zararlı etkileri, onarılamayan hasarlar meydana getirebilir. Erken cilt yaşlanması, lekelenmeler, kılcal damar genişlemeleri, cilt kanseri gelişimi, katarakt oluşumu bunlardan en bilinenleridir. Bu nedenle güneşin zararlı etkilerinden hasar almadan nasıl korunacağımızı öğrenmeli, doğru bilinen yanlışları gözden geçirmeliyiz.” diyor.
Toplumda güneşlenme hakkında doğru bilinen 5 yanlış!
DOĞRUSU: Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar “Bronzlaşma cihazları dışarıda maruz kaldığımız UV radyasyonundan çok daha fazla zararlıdır. Normal güneş ışığından 2-4 kat fazla UV radyasyonu yayarlar. Bu da deride daha derine işleyerek daha fazla DNA hasarı ve daha yüksek deri kanseri riski demektir. Bronzlaşma cihazı ile elde edilen hafif bronzluk sadece SPF 3-4 kadar bir koruma sağlar. Bu da bizim önerdiğimiz minimum SPF 30 değerinin oldukça altındadır. Ayrıca ister güneşle olsun ister solaryumla hiçbir şekilde bronzlaşmayı önermiyoruz.” diyor.
DOĞRUSU: Bulutlar zannedildiği gibi UV radyasyonunu bloke etmez. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, UV radyasyonunun yüzde 80'i bulutlardan geçerek yeryüzüne ulaşır. Bu nedenle bulutlu havalarda ve gölgede de güneş koruyucu kullanmak gerekiyor. Toplumumuzda güneş ışınlarının öğleden sonra dik gelmediği zamanlarda zararlı olmadığı düşünülürken, bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Bu nedenle güneşten korunmaya yönelik önlemleri almadan dışarı çıkmamak ve güneş ışınlarının yoğun olduğu 10-16 arası güneşe maruz kalmamak gerekiyor.
DOĞRUSU: UV maruziyetinin yüzde 25’i 18 yaş altında gerçekleşmektedir. Deri kanseri oluşumu ise sadece çocukluk çağında oluşanla değil, hayat boyu maruz kaldığımız kümülatif doz UV radyasyonuyla gelişmektedir. Melanom dışı deri kanserlerinin çoğunluğu baş-boyun gibi uzun yıllar güneşe maruz kalınan bölgelerde gelişir. Bu nedenle yaşa bakmaksızın gerek güneşten koruyucu ile gerekse şapka ve kıyafetlerle mutlaka güneşten korunmak gerekir.
DOĞRUSU: Deri kanserleri beyaz ırkta sık görülür. Siyah derinin cildi güneşten koruma etkisi (SPF) ortalama 13,4 iken beyaz derinin 3,4’tür. UV radyasyonu tüm deri tiplerinde DNA hasarına yol açar.Yani hiç bir deri tipi ultravioleye dirençli değildir. Bu nedenle tüm deri tipleri güneşten korunmalıdır. Güneşten korunmak için gerekli önlemler alındığında (10:00-16:00 arası güneşe maruz kalmamak, açık hava aktivitelerini güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde gerçekleştirmemek, geniş kenarlı şapka takmak, açık renk giysiler giymek, UV koruyuculu güneş gözlüğü takmak) melanom ve melanom dışı deri kanseri gelişimi engellenebilir.
DOĞRUSU: Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar “Toplumda güneş koruyucularla ilgili, özellikle deriden emilip kan dolaşımına karışıp organlara zarar vereceği ve hormonal etkileri olduğuna dair gerçeği yansıtmayan bazı çekinceler bulunuyor. Yapılan araştırmalarda bunları kanıtlayan bir bulguya rastlanılmamıştır. Bazı güneş koruyucuların içeriğindeki bir maddeye alerjisi olanlarda kaşıntılı döküntülere rastlanılabilir.” diyor. Güneşin zararlı ışınlarına karşın, alerjik etki yapmayan güneş kremlerinin vücudun açıkta olan her yerine, arada boşluk bırakmadan sürülmesi gerektiğini belirten Dr. Belma Bayraktar şöyle konuşuyor: “Pratik bir tarifle; ortalama bir erişkinde vücut için 2-3 yemek kaşığı, yüz ve boyun için 1-2 çay kaşığı kadar uygulama yeterlidir. Yüzme, terleme sonrası tekrar etmek gerekir. Herhangi bir aktivite olmazsa sekiz saat kalabilir. Güneş kremi, su ile temas etmeden 15-20 dakika önce sürülmelidir. 6 aydan küçük bebeklerde güneş koruyucular önerilmemektedir.”