HABER

"Çin, Uygur Türklerinin DNA'larını toplarken Amerikan teknolojisini kullandı"

Amerikan The New York Times gazetesi, Çinli yetkililerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde ABD'den alınan teknoloji ile Uygur Türklerinin DNA verilerini topladığını öne sürdü - "Ücretsiz sağlık muayenesi" adı altında toplanan verilerin, yönetime karşı gelen Uygur Türklerinin izlenmesi için kullanılabileceğine işaret edildi

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yürüttüğü "baskı kampanyası" kapsamında, ABD'den satın aldığı teknolojiler yoluyla Uygur Türklerinin DNA örneklerini topladığı iddia edildi.

The New York Times'ın haberinde, Çinli yetkililerin 2016-2017'de "Herkes için sağlık muayenesi" adı altında başlattığı ücretsiz sağlık kampanyası kapsamında Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 36 milyona yakın DNA örneği, iris görselleri ve kişisel veriler topladığı ileri sürüldü.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin nüfusunun 24,5 milyon civarında olduğuna işaret edilen haberde, bazı kişilerin birden fazla kez örnek vermiş olabileceği vurgulandı.

Uygurlu aktivistler ve insan hakları savunucularının, Çin'in Uygurlara yönelik baskı politikasının kilit bir parçası olduğunu düşündükleri belirtilen haberde, toplanan DNA verilerinin Çin'in baskılarına boyun eğmeyen Uygurların izini sürmek için kullanılabileceğine işaret edildi.

- Teknoloji, ABD'den gelmiş

Haberde, ayrıca Çinli bilim insanlarının Uygur Türklerinin DNA örneklerini toplarken Amerikan firması Thermo Fisher'ın sattığı ekipmanları ve Yale Üniversitesi genetik bilimcisi Doktor Kenneth Kidd'in sağladığı genetik materyalleri kullandığının da altı çizildi.

Thermo Fisher, NYT'ye yaptığı açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne artık materyal satışı yapmadıklarını kaydetti. Şirket, daha önceki açıklamalarında materyallerinin Çin'de ne amaçla kullanıldığını araştırmak için Amerikalı yetkililerle çalıştıklarını duyurmuştu.

Doktor Kidd ise yaptığı açıklamada, materyallerin ve teknik bilgisinin ne amaçla kullanıldığının farkında olmadığını, Çinli bilim insanlarının DNA vericilerinin bilgisi dahilinde veri topladığına inandığını belirtti.

Öte yandan, Çin Uygur Özerk Bölgesi yönetimi yaptığı açıklamada, DNA örneklerini sağlık muayenesi amacıyla topladıklarını belirterek, ABD'den söz konusu materyallerin "sadece ülke içi kullanım" amacıyla alındığını belirtti.

- Uluslararası toplumdan Çin'e çağrılar

Dünya genelinde çok sayıda hükümet, uluslararası örgüt ve STK, Çin'in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarına tepki gösteriyor.

Avrupa Birliği (AB), Çin'le geçen yıl temmuz ayında başkent Pekin'de yaptığı İnsan Hakları Diyaloğu toplantısının ardından, insan hakları savunucuları, dini inançları nedeniyle zulüm gören kişiler ve ifade özgürlüğü ile temel insan haklarına aykırı şekilde hapsedilen Tibetlilerin ve Uygurların serbest bırakılmasını istemişti.

ABD Kongresi'nde görüşülmeye devam eden bir yasa tasarısı, 1 milyondan fazla Uygur Türkü'nün maruz kaldığı ağır insan hakları ihlallerinden dolayı Amerikan yönetiminin Çin'e yaptırım uygulamasını talep ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, 30 Ağustos 2018 tarihli raporunda, kamplarda 1 milyondan fazla Uygur'un alıkonulduğuna ilişkin tahminler yapıldığını kayıtlara geçirmiş ve uygulamanın ürkütücü boyutlara ulaştığını vurgulamıştı.

Avrupa Parlamentosu da geçen yıl ekim ayında kabul ettiği kararla, toplama kamplarının derhal kapatılıp alıkonulan kişilerin serbest bırakılmasını istemişti.

Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve çok sayıda uluslararası STK, ağır hak ihlallerine maruz kalan en az 1 milyon civarında Uygur Türkü'nün durumunu görüşmesi, bölgeye gözlemci heyet göndermesi ve gerçekleri ortaya çıkarması için BM İnsan Hakları Konseyine çağrı yapmıştı.

- Çin'in yanıtı

Çin, uluslararası kamuoyunda "toplama kampları" şeklinde adlandırılan yerlerin "mesleki eğitim merkezi" olduğunu ve buralarda tuttuğu kişileri "aşırıcı fikirlerden arındırarak topluma kazandırmayı" hedeflediğini iddia ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise Çin makamları geri çeviriyor.

- Türkiye'nin tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikasının insanlık adına büyük bir utanç kaynağı olduğunu belirtmişti. Çin makamlarını, toplama kamplarını kapatmaya davet eden Bakanlık, "Türk kamuoyunun ağır insan hakları ihlalleri konusundaki tepkisinin Çin makamlarınca dikkate alınmasını bekliyoruz." ifadesini kullanmıştı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de "Uygur Türklerine dönük keyfi tutuklamalar, bir milyondan fazla Uygur Türkü'nün toplama kamplarında ve hapishanelerde alıkonulması gibi eylemlerin hiçbir şekilde meşru bulunmayacağını söylüyoruz." değerlendirmesinde bulunmuştu.

En Çok Aranan Haberler