Böyle şeyler sadece sıradan insanların başına gelir ünlülerin ise dokunulmazlığı var sanılır. Ama benzerine ancak kanlı film senaryolarında rastlanacak kadar korkunç cinayetlere kurban giden ünlüler de var. Kimi evini basan tarikat üyeleri tarafından acımasızca katledildi, kimi bir hayranı tarafından kurşunlandı, kimi de sevgilisi tarafından acımasızca bıçaklandı. Hele içlerinde biri var ki parçalara bölünmüş cesedi bir parkta bulundu. İşte cinayete kurban giden ünleler.
Henüz 26 yaşında ve 8 buçuk aylıkken kendi evinde katledilen Sharon Tate, en kanlı cinayetlerden birinin kurbanı olarak tarihe geçti. Ünlü yönetmen Roman Polanski'nin eşi olan Tate, döneminin geleceği parlak yıldızlarından biriydi.
İşte Sharon Tate'in kurban edildiği tüyler ürperten cinayetin ayrıntıları: 8 Ağustos 1969'da Tate'in doğumuna iki hafta vardı. Evde akşam yemeği için arkadaşları aktris Joanna Pettet ve Barbara Lewis ile beraberdi. Onlara Polanski'nin eve dönüşünün gecikmesinden duyduğu sıkıntıyı anlatıyordu. Öğlen Polanski'yle telefonda konuştu.
1969 Kasım'ında hapishanede yatan Susan Atkins Sharon Tate cinayetiyle ilgili olduğunu açıkladı ve suç ortaklarının da ismini verdi. 1970'te liderleri Charles Manson ve dört kişinın yargılaması başladı. Linda Kasabian'ın itiraflarına göre Charles Manson The Beatles hayranı ve onların dünyanın sonunun geldiğini haber verdiğine inanmış biriydi. Seçtiği "ailesi" bu kıyametten kurtulacaktı. Bir müzisyen olan Manson, müzik endüstrisinde başarısız olunca zengin insanları kurban etme kararı almıştı ve dört üyesine adresi verip oradaki herkesi öldürmelerini emretmişti.
ABD'de modern çağın Kara Dalya cinayeti olarak anılan olayın kurbanı Lana Clarkson Şubat 2003'te Spector'ın Los Angeles'taki malikanesinde ölü bulunmuştu.
İddialara göre Spector, ikinci sınıf filmlerde oynayan 40 yaşındaki Clarkson'ı çalıştığı Hollywood'daki bir gece kulübüden alıp kendi malikanesine getirdi. Kısa bir süre sonra ise Lana Clarkson'ın kanlar içindeki cesedi bulundu.
Spector'ın şoförü Adriana de Souza, mahkemede verdiği ifadede patronunun olay gecesi aniden dışarı çıkarak "Sanırım birini öldürdüm"' dediğini söyledi.
Ancak efsane yapımcının avukatları, önceden planlanmış bir cinayetin sözkonusu olmadığını, Clarkson'ın yanlışlıkla kendini vurduğunu ileri sürdü.
Şoke eden bir ünlü cinayet kurbanı daha.. Geçen ay meydana gelen olayda ABD’de bir çöp tenekesinin içindeki bavuldan çıkan cesedin kayıp mayo modeli Jasmine Fiore’ye ait olduğu ortaya çıktı.
Mayo modelliği yapan 28 yaşındaki Jasmine Fiore en son cuma akşamı evinden çıkarken görülmüştü. Ertesi akşam Kanadalı eşi 32yaşındaki Ryan Alexander Jenkins tarafından kayıp ilan edildi. Polis kayıp genç kadını bulmak için seferber oldu. Bu sırada Orange County bölgesinden, çöp toplayan bir adamın çöp konteynırında ceset bulduğu ihbarı geldi.
İhbarı değerlendiren polis, pazartesi günü cesedin kayıp Jasmine Fiore’ye ait olduğunu tespit etti.
Fiore, bir süre önce dansçı olarak çalıştığı striptiz kulubünde tanıştığı Jenkins ile evlenmişti. “Megan Milyoner Arıyor” isimli şov programında “ödül” olan genç kadının gönlünü çelmeye çalışan erkek yarışmacılardan biri olan Jenkins, şimdi “şüpheli” olarak aranmıştı. Ama bir şoke eden bir gelişme yaşandı.
Ryan Jenkins, Kanada’da bir otel odasında asılı halde bulundu.
Sinema tarihine unutulmaz filmler armağan eden yönetmen Pasolini de cinayet kurbanı... İtalyan sinemasının kalbi Cinecitta'nın en alt basamaklarında senaryo editörü olarak çalışmaya başladı, bu arada kitaplarını çeşitli yayınevlerine yolluyordu.
Güçlüklerle dolu yıllar sonunda ilk romanı 'Raggazi di vita'nın yayınlanmasıyla düzlüğü çıkan Pasolini, kısa sürede okurlar ve eleştirmenler tarafından beğenilen bir yazar oldu. Ancak, resmi edebiyat çevreleri tarafından 'bayağı bir zevkin ürünü" olarak nitelenirilen yapıtları yerden yere vuruldu.
Pasolini pek çok iftiraya maruz kaldı ve ucuz gazetelerin üçüncü sayfalarının haber konularından biri oldu.
Hakkında uydurulan suçlar, hırsızlığa yardım ve yataklık, silahlı soygun gibi çok çeşitliydi.1957 yılında, Fellini'nin La notti di cabiria (Kabirya geceleri) filminin diyalekt kullanılan bölümlerini yazdı. Filmin jeneriğinde ismi, Bolognini, Rosi, Vaccini ve Lizzani ile birlikte senarist olarak yer aldı.
Pasolini pek çok iftiraya maruz kaldı ve ucuz gazetelerin üçüncü sayfalarının haber konularından biri oldu.
Kısa bir süre aktörlük yaptıktan sonra yönetmenliğe geçen Pasolini; Salo ya da Sodom'un 120 Günü, Mamma Roma, Canterbury Hikayeleri gibi filmlere imza attı. 1975'te sahilde ideolojik ve dini görüşleri nedeniyle feci halde dövüldükten sonra kafasının üzerinden arabayla geçilen cesedi bulundu. Öldüğünde 52 yaşındaydı.
Rap müziğin popüler temsilcisi Tupac Shakur'un 1996'da esrarengiz bir cinayete kurban gitti. Death Row plak şirketinin sahibi Marion Knight’la birlikteyken uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralanan Shakur, yaşam mücadelesini 6 gün sürdürebildi ancak.
Bu esrarengiz cinayetin ardından olayın peşini bırakmayan Los Angeles Times Gazetesi, bomba bir iddia orta attı.
Gazete ünlü süperstarın en yakın rakibi ‘‘B.I.G’’ diye bilinen Christopher Wallace tarafından öldürüldüğünü öne sürdü.
Wallace'in ailesi iddiaya büyük tepki gösterdi. Los Angeles Times'ın polis ve mahkeme kayıtlarına, ‘‘Southside Crips’’ çetesiyle yapılan röportajlara dayanan haberine göre Shakur, 7 Eylül 1996'da Las Vegas'ta bir gece kulübüne giderken öldürüldü. Tupac Shakur cinayeti için ‘‘B.I.G.’’ gangsterlere 1 milyon dolar ve silahı sağlamayı kabul etti. Sonunda tetiği çeken Orlando Anderson'a 50 bin dolar ödedi. ‘‘B.I.G’’ de Shakur'un öldürülmesinden 6 ay sonra esrarengiz bir cinayete kurban gitti.
Rap müziğin iki ünlüsü, son zamanlarda sürekli birbirlerine sataşıyordu. Shakur, katledilmesinden birkaç saat önce Southside Crips çetesinden Orlando Andersen'ı kıyasıya dövdü. İntikam peşindeki Anderson'a silahı ‘‘B.I.G’’ verdi. Anderson ise 1998'de çetenin bir çatışmasında can verdi.
Efsanevi Beatles grubunun beyni John Lenno da hayranı Mark David Chapman tarafından vurularak öldürüldü.
8 Aralık 1980'de New York taki apartmanına girerken Chapman tarafından vurulan Lennon hemen o anda ölmedi.
Lennon vurulduğu anda yanına yaklaşan polis memuru aldığı yaranın bilincini etkileyip etkilemediğini kontrol etmek için adını sorduğunda ben John Lennon, "Beatles'in John Lennon'u" yanıtını verdi.
Lennon'ı vuran Mark David Chapman.
1980 yılında Playboy güzeli olarak ünlenen Stratteh ardından da oyunculuk kariyerine başlamıştı.
Ama onun hayallerini de hayatını da kafasına ateşlenen bir silah sona erdirdi.
Playboy güzelinin eski kocası Paul Snider tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Playboy güzelinin eski kocası Snider da kısa bir süre sonra intihar etti.
Tejano müziğinin kraliçesi olarak tanınan ve ABD'de de büyük başarı kazanan Selena henüz 23 yaşındayken öldürüldü.
Selena Yolanda Saldivar'ın tabancasından çıkan kurşunlar sonucu hayatını kaybetti.
Saldivar, Selena'nın fan kulübünün başkanıydı.
Arabesk müzik tarihine "acıların kadını" olarak geçen Bergen de cinayet kurbanı ünlülerden. Asıl adı Belgin Sarılmışer olan sanatçı öldürüldüğünde henüz 29 yaşındaydı.
Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünü giren ama maddi sıkıntılar nedeniyle bitiremeyen Bergen, yaşını büyülterek bir süre PTT’de çalıştı.
1979’da arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü’nde sahneye çıktıktan sonra çalışması için aldığı teklifi kabul etti. Feyman Gece Kulübü'nde Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği ve dönemin modası olan arajmanlardan oluşan repertuarlarla sahne aldı. Ankara'dan sonra iş için Adana’ya giden Bergen, burada Halis Serbes’le tanıştı ve bir yıl sonra da evlendi.
Şarkıları ve albümleriyle ortalığı kasıp kavuran Bergen, konser için gittiği Adana’da uğradığı bıçaklı saldırıdan son anda kurtuldu.
Nisan 1989’da kocasından da resmen boşanan Bergen, Haziran 1989’da sahnelere dönüşünü, hayattayken ki son albümü olan “Yıllar Affetmez” ile yaptı. Yoğun bir ilgiyle karşılanan albümün tanıtım turnelerine başlayan sanatçı 14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece Adana Pozantı’da boşandığı eşi tarafından kurşunlanarak öldürüldü.
1970'lerin en gözde sinema yıldızlarından biri olan Cansel de sevgilisinin silahından çıkan kurşunlarla yaşamını yitirdi.
Kıbrıs'ta doğan ve daha sonra Türkiye'ye gelen Cansel, erotik filmler furyası sırasında Kasımpaşalı Emmanuelle olarak anıldı. 1980'den sonra şansını şarkıcılıkta denedi.
Cansel, 1983'ün eylül ayında üstelik de kızı Zümrüt'ün gözleri önünde sevgilisi tarafından öldürüldü.
Cansel'i öldüren işadamı sevgilis Metin Ük.