BİZE ULAŞIN
DP Genel Başkanı Cindoruk, ANKA’nın sorularını yanıtladı. Cindoruk, Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı teklifin bilimsel olmadığını savunarak, “sanıyorum sistemin içeriğine vakıf olmadığı için aklına gelen bir konuyu ortaya koyuyor” dedi.
Başbakanın başkanlık sistemine karşı yarı-başkanlık sistemini gündeme getiren Cindoruk, “Bizim programımızda yarı-başkanlık sistemi vardır. Bu sisteminin frenleri olarak da ‘senato-başbakan-hükümet’ üçlüsü var. Aksi takdirde, dünyanın her yerinde eleştirildiği gibi Cumhurbaşkanlığı zamanla otoriter ya da diktatörlük izlenimi veren bir sonuca ulaşıyor” diye konuştu.
-BAŞBAKAN OTORİTER BİR REJİM SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR-
Dünyadaki bütün Anayasacıların başkanlık sisteminin kendine özgü şartları olması bakımından sadece Amerika’da başarılı olduğunu belirttiğini ifade eden Cindoruk, Türkiye’nin federe bir devlet olmadığı için, sadece Cumhurbaşkanlığına dayalı otoriter bir rejimin sonunun beklenenin ötesinde kötü olacağı uyarısında bulundu. Cindoruk, “Sayın Başbakan anladığım kadarıyla, Cumhurbaşkanı seçilerek otoriter bir rejim sağlamaya uğraşıyor. Senatosu ve buna benzer bazı kurumları olmayan bir Başkanlık sistemini tasvip etmek bilimsel olarak da, siyasal olarak da yanlıştır. Bizim söylediğimiz, milli egemenliğin kullanılmasında frenler sağlayan otoriteyi de demokratik bir biçimde disiplin haline getiren bir tekliftir” dedi.
-BAŞBAKAN TEKLİFİNDE SAMİMİ İSE ANAYASA DEĞİŞİLİĞİNİ ERTELER-
Yarı-başkanlık sistemi ile Türkiye’nin rahatlayarak, bugünkü Anayasa ile ilgili tartışmaların biteceğini vurgulayan Cindoruk, “Başbakan bu fikrinde samimi ise Anayasa Değişikliği teklifini erteler. Seçim döneminde hepimiz bunu tartışırız, halkın bize vereceği yetki ile uzlaşma ararız” diye konuştu. “Türkiye’de bir rejim sıkıntısı, bir devlet krizinin olduğu doğru. Bunu aşmak için, Türkiye’ye özgü bir Anayasa sitemi kurabiliriz” diyen Cindoruk, Başbakan’ın söylediği Başkanlık Sistemi ile bugünkü Anayasa değişikliği arasında çelişki olduğunu, bu çelişkiyi düzeltmek için ortaya tekrar yeni bir propaganda süreci koymanın da son derece yanlış olacağını belirtti.
-SENATOLU YASAMA ORGANI-
DP’nin parti programında da yer alan “yarı başkanlık sistemi”nde, TBMM’deki milletvekili sayısının 450’ye düşürülmesi, ikinci Meclis olarak 150 üyeden oluşan bir “senato” kurulması öngörülüyor. Bununla ilgili olarak gerekirse Anayasa’da Siyasi Partiler Kanunu’nda yasal düzenlemelerin süratle yapılması, kuvvetler ayrılığı prensibinin de sınırlarının “belirgin ve kesin çizgilerle” çizilmesinin gerektiği vurgulanıyor. Bu bağlamda yasamanın anayasal denetiminin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması açısından senato kurulması öncelikler arasında yer alıyor. Kurulacak senatonun, yasama erkinin bir unsuru olarak yasama faaliyetlerinin anayasa uygunluk denetimini yapması, üçte birinin iki yılda bir yenilenmesi ve senatörlüğün de sadece eski Cumhurbaşkanları için konması öngörülüyor.
ANKA
