KADIN

Cinsel açıdan aktif olan kadınlar yılda bir kez mutlaka kontrol edilmeli! Yumurtalıktaki kistler...

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Bir kadının üreme sisteminin dış simgesi, vücuttaki hassas ve karmaşık bir sistemdir. Onu enfeksiyonlardan ve yaralanmalardan korumak ve bazı uzun vadeli sağlık sorunları da dahil olmak üzere sorunları önlemek için adımlar atmak önemlidir. Kendinize iyi bakmak ve sağlıklı seçimler yapmak sizi ve sevdiklerinizi korumaya yardımcı olabilir. Peki üreme sağlığınız hakkında ne biliyorsunuz?

Bir kadının vücudu, ergenlik, doğurganlık, hamilelik, yaşlanma ve menopozla ilişkili olanlar da dahil olmak üzere yaşamda birçok değişiklikten geçecektir. Bir jinekolog ile rutin taramalar ve yıllık ziyaretler sağlıklı bir yaşam tarzının parçasıdır.

En önemlisi, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili soruları yanıtlayabilecek doktorunuzla açık iletişim kurmaktır.

ÜREME SAĞLIĞINI KORUMADA GEBE KALMA YAŞININ ÖNEMİ NEDİR?

Üreme sağlığını korumada gebe kalma yaşı özellikle kadınlar için oldukça önemlidir. Çünkü kadınlar doğduklarında, belirli sayıda yumurta sayısıyla doğmaktadır ve menopoz çağına kadar da bu yumurtalar azalmaktadır. Özellikle 35 yaşından sonra yumurta sayısı hızlı bir düşüşe geçmektedir.

Hastalara gebe kalmaları için özellikle genç yaşları tavsiye etmekteyiz. Bir kadının hamilelik açısından en fazla potansiyelli olduğu dönem 26-30 yaşları arasındadır.

Modern hayatta kadınlar ilk gebelik yaşlarını ertelemektedir. Bu bağlamda 35 yaşın üzerinde ilk defa hamile kalmaya çalışan hamile sayısı da artmaktadır. Bu hastalarda zorlanmaktayız, çünkü yumurta rezervleri zorlandığı gibi geriye kalan yumurta kalitelerinde de azalma olmaktadır.

Çocuk sahibi olmayı düşünenlerin yaş konularına dikkat etmeleri önemlidir. Erkeklerde ise bu çok sorun teşkil etmemektedir.

ÜREME SAĞLIĞINI KORUMADA KİLO KONTROLÜNÜN ÖNEMİ NEDİR?

Çağımızın en önemli sorunlarından biri aşırı kilolu olma durumudur. Toplumların artık neredeyse yarısı obezite sınırına gelmektedir. Fazla kilo olduğu zaman da vücudun metabolizması etkilenmektedir.

Metabolizma yavaşladığı zaman üreme fonksiyonları azalmaktadır. Özellikle kadınlarda aşırı kilolu olunduğu zaman, yumurtlama fonksiyonları bozulduğu için spontane hamile kalma şansı azalmaktadır. Hamile kalındığı zaman da gebelik sırasında şeker hastalığının yükselme riski daha fazla olmaktadır.

Bunun dışında kilolu hastalar gebe kaldıkları zaman doğum sırasında problem yaşama olasılıkları artmaktadır. Bu bakımdan üreme sağlığını koruma amacıyla ya da hamile kalma potansiyelini arttırmak için, vücut kitle endeksinin uygun olması gerekmektedir.

Erkeklerde ise bu sorun kadınlar kadar belirgin olmamakla birlikte, yapılan araştırmalar fazla kilolu olan erkeklerin sperm sayısında ve hareketliliğinde azalma olduğunu ve bu kişilerde gebelik şansının daha azaldığını göstermiştir.

ÜREME SAĞLIĞINDA JİNEKOLOJİK MUAYENENİN ÖNEMİ NEDİR?

Jinekolojik muayene, sadece üreme sağlığını korumayı değil, kadınların hayatlarını etkileyen bir durumdur.

Özellikle cinsel açıdan aktif olan kadınların yılda bir düzenli olarak jinekolojik kontrolden geçmesini önermekteyiz. Bunun dışında, yumurtalık fonksiyonlarını etkileyebilecek veya tüplerin kapanmasına yol açabilecek bazı jinekolojik problemlerde, bu tip kontroller esnasında gözükmektedir.

Yumurtalıktaki kistler bazen belirti vermeyebilir. Üreme çağındaki hanımlar çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa, bu bakımdan kontrol edilmeleri önemlidir.

Diğer bir konu rahmin içerisindeki miyomlardır. Halk arasında ur denilen miyomlar, eğer rahmin iç tabakasına yerleşmişse gebe kalmayı engelleyebilir. Bazen bu hastalıklar tamamen sessiz seyreder. Ancak jinekolojik bir kontrolle saptanabilmektedir.

Bu yüzden hem hamile kalma potansiyelini anlayabilmek, hem de korunmak amacıyla düzenli bir jinekolojik muayeneye gidilmesini tavsiye etmekteyiz.

ÜREME SAĞLIĞIYLA İLGİLİ KADINLARDA EN SIK KARŞILAŞILAN PROBLEMLER NELERDİR?

Kadınlarda üreme sağlığını etkileyen faktörleri üç aşamaya ayırabiliriz. Bu faktörler; yumurtalıklarda olan problemler, tüplerde olan problemler, rahimlerde olan problemler olarak ayrılabilir.

Yumurtalıklarda olan kistler hamile kalmayı engelleyebilir. Özellikle üreme çağındaki kadınlarda çikolata kist adı verilen endometrioma, çocuk sahibi olmayı zorlaştırmaktadır. Bunun dışında yumurtalıkların rezervi bizim için önemlidir. Hastayı ultrasonla muayene ettiğimizde, yumurtalıkların içindeki yumurta sayısını rahatlıkla tahmin edebiliyor ve gebe kalma potansiyeli hakkında bilgi verebiliyoruz.

Tüplerde tıkanıklık oldukça sık görülen sorunlardan birisidir. Tüplerde tıkanıklığı anlamanın tek yöntemi, rahim içerisine boyalı bir ilaç vererek, röntgenle tüplerdeki geçişi anlamaktır. Tüpler tıkalı olduğu zaman hamile kalmak zorlaşmaktadır.

Rahimlerde doğuştan olan şekil bozuklukları hamile kalmayı zorlaştırabilir. Bunun dışında rahmin içerisinde olabilecek politler ve enfeksiyonlar da hamile kalmayı engelleyebilir. Miyom adı verilen urlar da gebe kalma şansını bazen zora sokmaktadır. Bu gibi durumlarda hastaların potansiyellerine göre farklı tedavi yöntemleri önerilmektedir.

DÜZENLİ YUMURTLAMASI OLMAYAN KADINLAR NASIL HAMİLE KALIR?

Düzenli yumurtlaması olmayan kadınlar, doğal yollardan hamile kalmakta zorlanırlar. Bunun 3 nedeni vardır.

Bunlardan bir tanesi, hastalıkların yumurtalıklarında yumurta olup yumurtlama fonksiyonunun bozulmasıdır. Beyinden salgılanan bazı hormonlar eksik olduğu için bu kişiler hayatları boyunca adet görmeyen hastalardır.

Bir diğer grup, bazı hormonların düzensizliğine bağlı olarak yumurtlama fonksiyonlarının azalmasıdır. Bu hastalar 2-3 ayda bir adet görebilirler fakat yumurtlamaları iyi olmadıkları için gebe kalamazlar.

Üçüncü grup ise, yumurta rezervi azalmış, neredeyse menopoza girmiş hastalardır. Bu gruba çok fazla bir yöntem uygulayamayız. Çünkü rezerv azaldığı için hamile kalma şansları oldukça azdır.

Diğer gruplara yumurtlamayı arttırıcı ilaçlar verilerek hamile kalma şansları attırılır. Bu bazen tüp bebek tedavisine gerek kalmadan da olabilmektedir.

ÜREME SAĞLIĞINI KORUMADA YAŞAM TARZININ ETKİLERİ NELERDİR?

Üreme sağlığı esasında vücudumuzun bir aynasıdır. Vücudumuz ne kadar sağlıklı olursa, üreme sağlığının üretkenlik potansiyeli de o kadar olacaktır.

Sigara tüketmek, kişilerin yumurtlama hücrelerine negatif bir etki etmektedir. Bu durum kadın veya erkek olsun fark etmez. Aşırı sigara tüketen kadınların yumurtalık rezervlerinde azalma olduğu gibi, yumurta kalitesinde bozulma görülmektedir. Aynı bağlamda sigara içen erkeklerde de, sperm sayısında ve hareketliliğinde azalma görülmekte ve hamile kalma şansı azalmaktadır.

Alkol ise daha farklı bir probleme yol açar. Alkolik seviyede olan kişilerin cinsel fonksiyonları ertelendiği için, bu kişilerin doğal yoldan hamile kalma şansı oldukça zor olmaktadır.

Kilolu olmak, vücudun metabolizmasını yavaşlattığı için üreme hücrelerinin düzgün çalışmamasına yol açmakta ve gebe kalma şansını azaltmaktadır.

İLERİ YAŞTA GEBE KALANLAR NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

Bebeklerde gelişebilecek doğuştan olan anomaliler, ileri yaşlı kadınların hamileliğinde daha fazla gözlemlenmektedir.

Bu bağlamda ileri yaşta gebe kalan kadınların, gebeliklerinin takip edilmesi önemlidir. Ultrasonlarının iyi yapılması, hatta bazı durumlarda karınlarından iğne bir inceyle girip bebeğin etrafındaki sıvıdan bir örnek alınması ve kromozom yapısının incelenmesi gerekebilir.

İleri yaşlı kadınlarda, gebeliğe bağlı şeker hastalığının yükselme riski ve gebeliğe bağlı yüksek tansiyon olma riski daha fazla olmaktadır. Bu yüzden ileri yaşta gebe kalmış bir hastayı daha farklı takip etmek gerekir.

İleri yaşta gebe kalan kadınlar, doğum sırasında daha fazla problemler yaşayabilir. Uzamış doğum sonrası kanamalar veya sezaryen yapılması ileri yaş annelerde daha sık izlenmektedir.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler