HABER

Cinsel içerikli şarkılara tepkiler

ANKARA (İHA) - Cinsel Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, müzik piyasasında büyük bir durgunluk yaşanırken, argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran sözler içeren müzik albümlerinin çok satıldığını belirterek, "Toplum bastırılmış cinselliğini ve şiddet duygularını bu şarkılarda buluyor" dedi.

Keçe, son dönemlerde artan cinsel içerikli şarkıların, "70'li yılların seks furyasını" anımsattığını söyledi. Şarkılarda argo, şiddet ve cinsel içerikli sözlerin tutulmasını, "toplumsal ve kültürel erozyon" sözleriyle nitelendiren Keçe, bu tür şarkılara ilginin artmasının, toplumun kendi bastırılmış cinselliğini bu şarkılarda bulmasından ve cinsel şiddetin her geçen gün artmasından kaynaklandığını kaydetti. Türkiye'de cinselliğin hala bir tabu olduğunu bu nedenle örneğin Ankaralı Namık'ın, "Arabada beş evde onbeş" isimli albümünün yok satmasının hiçte şaşırtıcı olmadığını ifade eden Keçe, "Cinselliği çağrıştıran bu tür albümler; cinsellikle ilgili yaşanan sorunların, kültürel yapımızı ve sosyal ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemesinden dolayı, Tarkan gibi mega star olarak adlandırılan sanatçılarımızın albümlerinden bile çok satıyor. Türkiye'de cinsellik ve cinsel sorunlar konusunda bilgi ve bilinç düzeyi çok düşüktür. Bu nedenle de, cinsel sorunlar çok az konuşulur ve genellikle çözümsüz kalır" diye konuştu.

Argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümlere olan ilginin artmasını Türkiye'de sağlıklı ve oturmuş kişilik yapısı gelişmemiş olan insanların sayısının fazla olmasına da bağlayan Keçe, şehirlerin varoşlarında öfkenin her geçen gün arttığını, bastırılırmış her türlü duygunun patlama noktasına gelmek üzere olduğunu vurguladı.
Keçe, "Şarkıların toplumun aynası olduğu söylenir. Varoş insanları konuşamadıkları ve sağlıklı bir alana kanalize edemedikleri duygularının bu albümlerde ifade bulduğunu düşünmeye başladı. Çünkü, 'Yakacaksın sobayı, ısıtacan odayı, saat beşe gelince göreceksin pompayı' sözlerinde, insani derinlik ve gelişmişlik açısından kültürel bir erozyonun etkisi gizlidir. Sanatsal hiçbir değeri olmayan ve birkaç günde televizyonun etkisiyle Türkiye'nin gündemine oturan albümler çocuklarımıza ve gençlerimize güzel geliyor, sevmeye başlıyorlar. Ama tehlikeli olan ise çocukların ve gençlerin değer yargılarındaki olumsuz değişimdir. Medya ve bu tür albümleri yapan firmalar onları kolay şeyleri, değersiz şeyleri, kolay yoldan elde edilen şeyleri sevmeye yöneltiyor ve kötü örnek oluyorlar. Bir işin eğitimini almak, onlar için hiçbir değer ifade etmiyor" şeklinde konuştu.

Argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümlerin 70'li yıllardaki seks furyasını hatırlattığını söyleyen Cinsel Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, şunları söyledi:
"Türk sinemasının 1974-1980 seks filmleri ve karanlık dönemi sayılan araya parça giren yıllardaki 'Parçala Behçet', 'Yırt Kazım' gibi filmlerin isimlerinden çağrışımların bulunduğu argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümlerde bir yenilik, yaratıcılık yok. Bu nedenle zamanla kendilerini baltalar hale gelecekler. Her şeyi zamanın teskin edici etkisine bırakmak lazım. Her şeye rağmen sansüre karşıyız. Ancak ceza gelmiyor diye 'Arabada beş, evde onbeş hoşuma da giderse ağaya beleş' sözleriyle işin suyunu çıkarmamak lazım. Burada görev RTÜK'ten önce sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya düşer. Toplumsal iyi niyet ve sabrımızın istismar edilmesi gerekir."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler