İğrenç olay, geçen yıl nisan ayında Muratpaşa ilçesi Altındağ Mahallesi'nde meydana geldi. İki yıl önce Sakarya'dan ailesiyle birlikte Antalya'ya gelen S.A., ailesine katkı sağlamak amacıyla M.Ü.'nün sahibi olduğu spotçuda çalışmaya başladı. O dönem 17 yaşında olan S.A.'nın şikayeti üzerine 15 gün çalıştığı iş yerinde kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve içeceğine habersiz uyuşturucu koyduğunu iddia ettiği M.Ü. gözaltına alınıp, 9 Mayıs'ta tutuklandı.
M.Ü.'nün cezaevine girmesiyle S.A.'nın ailesi, adres değiştirdi. İki ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kalan M.Ü., S.A.'nın yeni adresini öğrenerek onu tekrar rahatsız etmeye başladı. Her fırsatta kendisinden 30 yaş küçük kızı sevdiğini söyleyen M.Ü., S.A.'yı annesinin yanından kaçırmaya çalışınca mahalleli tarafından linç edilmek istendi. Polise teslim edilen M.Ü., serbest kaldı.
Korkudan evden çıkamadığını belirten lise son sınıf öğrencisi S.A., yaşadıklarını anlattı. Pandemi döneminde ailesine destek olmak için işe girdiğini belirten S.A., “İş yeri sahibinin davranışları her geçen gün değişti. Bana asılmaya başladı. Beni taciz ediyordu. Çalıştığım yerde beni hep sıkıştırıyordu. Oturduğum masanın görünmemesi için önünü tahta ile kapattı. Beni tehdit ediyordu. Aileme de bu nedenle bir şey söyleyemedim. Beni en son tehdit edince yaşadıklarımı anneme anlattım. Kendisinden 5 kez şikayetçi olduk. Ama hala peşimde. Yeni tuttuğumuz evimizi de öğrendi. Kapıya gelip bir şeyler bırakıyor. Gözümüzü boyamak için hediyeler bırakıyor. Okulumun önüne geliyor. Beni kaçırmak için fırsat kolluyor. Korkudan bakkala bile gidemiyorum" dedi.
İş yerinde çalışırken M.Ü.'nün içeceklerine habersizce uyuşturucu koyduğunu sonradan fark ettiğini aktaran S.A., “Sürekli başım dönüyordu. Dengede duramıyordum. Sonra annem bana bir şeyler olduğunu fark edince, bu kişinin bana uyuşturucu içirdiğini anladık. Biz üst katta oturuyorduk. Benim odamın camını küçük taşlarla tıklatıp açmamı sağlıyordu. Sonra da elindeki uyuşturucuları odama atıyordu. Ben o atılan uyuşturucuları biriktirdim. Polise teslim ettim. Uyuşturucunun yanında, beni sevdiğini, benimle evleneceğini içeren aşk ve tehdit notları da vardı" diye konuştu.
M.Ü.'nün çalışırken özel bölgelerine dokunduğunu da ifade eden S.A., “Beni tahta ile kapattığı yere sıkıştırıyordu. Vücudumu elliyordu. Adam 48 yaşında ve nişanlı. Babamdan bile büyük. Benden 2 yaş küçük oğlu var. Şu an nişanlısı var ve o kıza da uyuşturucu vererek deli etmiş. Korkuyorum. Dışarıya çıkamıyorum" dedi.
M.Ü. hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki iddianame hazırlandı. İddianamenin biri 'tehdit' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlamalarıyla asliye hukuk mahkemesine gönderilirken, diğeri ise 'çocuğun cinsel istismarı' suçlamasıyla ağır ceza mahkemesine gönderildi.
Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 'çocuğun cinsel istismarı' davasının ilk duruşması yapıldı. Duruşmaya tutuksuz sanık M.Ü., şikayetçi A.A., mağdur S.A. ve taraf avukatları katıldı. M.Ü., kendisine iftira atıldığını öne sürerek, “Cinsel istismar sayılabilecek herhangi bir eylemde bulunmadım. Mağduru iş yerindeki kurallara uymadığı için toplamda 5 kez işten çıkardım. Ancak şikayetçi olan annesi dönmesi için ısrar edince her seferinde yeniden işe aldım. Ben mağdureye herhangi bir ilaç vermedim. Mağdurenin iş yerimdeki ecza dolabından uyku ilacı aldığını görmüştüm" dedi.
Şikayetçi A.A. ise kızının M.Ü.'nün iş yerinde gönülsüz çalıştığını belirterek, “Kızım bana sanığın devamlı kendisini tehdit ettiğini, özel bölgelerine dokunduğunu, uyuşturucu haplar kullandırdığını söyledi. Ayrıca terastan odasının camına doğru attığı uyuşturucu hap ve not kağıtlarını da bana verdi. Ben de karakola giderek şikayetçi oldum. Sanık evleneceğini söyleyerek şikayetçi olmamamızı istedi" diye konuştu.
Duruşmaya, adliye içerisindeki adli görüşme odasından, adli görüşmeci nezaretinde SEGBİS ile katılan S.A. ise M.Ü.'nün iş yerinde yaklaşık 15 gün çalıştığını ifade ederek, “Sanık bana 'Çok güzelsin' şeklinde sözler söylemeye başladı. İlerleyen zamanlarda da malzeme almak için gittiğimiz depoda ve iş yerinin içerisinde özel yerlerime dokunmaya başladı. Bu olay birçok kez yaşandı. Sanık beni ölümle tehdit ediyordu. Bu yüzden olanları anneme anlatamıyordum. Sanık bana iyi geleceğini söylediği ilaçlar verdi. Ama ben kullanmadım. Sonra bunları kahvemin içine koyduğunu düşünüyorum. Çünkü kahve içtikten sonra kendimi iyi hissetmiyordum. Binanın çatısına çıkarak odamın penceresine kullanmam için haplar ve notlar atıyordu. Kız kardeşim bir keresinde sanığın kendisine de dokunduğunu söyledi. O tarihten sonra da iş yerine gitmedim" dedi.
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
DHA