Büyük-küçük her toplum cinsellik ve cinsel ilişki konusunda farklı inançlara, farklı algılara ve dolayısıyla farklı yaklaşımlara sahiptir. Dini inançlar, gelenek-görenekler, eğitim, aile, çevre ve elbette kişinin biyolojik-psikolojik özellikleri, cinsel ilişkiyle ilgili düşünce ve davranışları etkiler. Normal dışı kabul edilerek cinsel sapkınlık olarak nitelendirilen pek çok cinsel bozukluk, bu etkenlerden biri veya birkaçının yanlış kodlanmasından kaynaklanır. Bugün onlarcası tanımlanmış cinsel bozukluk türleri içinde teşhircilik, dünyadaki tüm klinik vakalar içinde en sık karşılaşılan cinsel bozukluk türlerinden biridir.
Psikiyatri biliminin alanına giren cinsel bozukluklar;
Teşhircilik (egzibisyonizm, cinsel organ gösterme hastalığı), kişinin cinsel olarak uyarılmak ve doyuma ulaşmak için; cinsel organlarını hiç tanımadığı ve onayını almadığı insanlara gösterme ihtiyacı ve karşı koyamadığı bir istek duyması olarak tanımlanır. Cinsel organını gösterme isteği o kadar kuvvetlidir ki, bunun ayıp, yasak, suç olduğunu düşünmez. Hatta çevrede başka insanların olması bile kişiyi bu eylemden alıkoyamaz. Cinsel organını göstererek uyarılan teşhirci bunun ardından çoğunlukla mastürbasyon yaparak doyuma ulaşır. Saldırgan davranışlar göstermez, tecavüze kalkışmaz. Cinsel organını gösterdiği kişi ya da nesneye karşı cinsel isteği yoktur, bunu sadece uyarılmak için yapar.
Dolayısıyla üzerinde klinik inceleme yapılacak vaka sayısı da oldukça azdır. Kadınlarda ender rastlanan bu bozukluk çoğunlukla, erkeğin cinsel organını göstermesi şeklinde karşımıza çıkar. Öte yandan, kendi isteğiyle ya da ailesinin yönlendirmesiyle psikiyatri kliniklerine başvuran vaka sayısı yok denecek kadar azdır. Bu kişilerden çoğunlukla, mağdurların şikayeti üzerine adli bir vaka olduğunda ve hakkında idari işlem başlatıldığında haberdar oluruz. Peki bir kadın neden kendini teşhir eder? Ve kaç erkek bundan tedirginlik duyar, kendini aşağılanmış ya da saldırıya uğramış hisseder? Hemen her toplumda cinsel bir obje olarak görülen kadın için bu durum, cinsel bir bozukluk olarak değil, olsa olsa delilik ama daha çok kişilik zafiyeti olarak değerlendirilir.
İnsan vücudu, cinsel bir uyarıcı karşısında fizyolojik olarak tepkiler verir. Kadın ve erkekte aynı olan bu tepkiler sırasıyla;
Kumanda merkezinde ise sanıldığı gibi genital organlar değil, beyin vardır. Hatta merkezi sinir sistemi ve salgı bezleriyle ilgili son araştırmalar sonucunda bilim insanları, en önemli cinsel organın beyin olduğunu kabul ederler. Tüm bu evreleri ve bu sırada vücutta meydana gelen değişiklikleri, çeşitli salgı bezlerini uyararak beyin gerçekleştirir.
Teşhirciliğin nedenleri hakkında değişik psikiyatrik yaklaşımlar olmakla birlikte çoğu gelişimsel, ailesel ve çevresel birçok faktörün etkileşimiyle ortaya çıktığı noktasında birleşir. Kendini teşhir etme hastalığı, cinsel dürtülerin faaliyete geçtiği erken ergenlik döneminde ortaya çıkar. Bu da kişinin cinsel dürtülerini kendisine öğretilen ya da dayatılan cinsel davranış standartlarına oturtmakta güçlük çektiği ya da cinsellikle ilgili işaretleri yanlış algıladığı görüşünü güçlendirir.
Klinik çalışmalarda teşhircilerin genellikle içe kapanık, çekingen, az konuşan, kendilerinden bahsetmeyi sevmeyen, sosyal ilişkilerde başarısız ve agresif kişilik özellikleri taşıdığı gözlenir.
Cinsel organını olmadık bir yerde, bir yabancıya göstermenin teşhircilik olarak tanımlanması için, bu davranışın en az 6 ay boyunca tekrarlayıcı biçimde ortaya çıkması ölçü alınır. Hastalık en erken 16 yaş olmak üzere ergenlik çağında ve sık tekrarlar şeklinde ortaya çıkar, 40 yaşından sonra ise tekrarlama sıklığı giderek azalır. Bu durumda 40 yaşından büyük bir hastaya teşhircilik tanısı koymak da güçleşir. Erken teşhis, tedavinin başarısını artırır. Oysa hastalar çoğunlukla olay yargıya taşındığında tedavi için kliniklere gelirler.
Tanı konduktan sonra tedavinin ilk adımı, teşhirciliğin altında yatan sebebi bulmaktır. Sebep salgı bezleri ya da merkezi sinir sistemindeki bir aksaklık olabilir. Bu durumda tedavi ilaçlarla sağlanır. Psikiyatrik sebeplerle ortaya çıkan teşhircilik hastalığında ise medikal tedaviyle birlikte bilişsel ve davranışsal tedavi yöntemleri uygulanır.