Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda sebebiyet veren bir faktör de gelişmekte olan ülkelerde cinsel eğitim programlarının yetersiz kalmasıdır. Tedavide zorluk yaşanmasına neden olan tüm faktörlerin riskli gruplar oluşturduğunu söyleyen Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Yeşil, konu hakkında bilgiler verdi.
Cinsel yolla bulaşma özelliği olan 25‘ ten fazla mikroorganizma bilinmektedir. Hepatit B ve HIV (AIDS) virüsü gibi bazı ajanlar kanda yoğun olarak bulunmaları nedeniyle cinsel ilişki ile de bulaşabilirler. Dövme, piercing gibi cilt bütünlüğünü bozan uygulamalarla da mikroorganizmalar vücuda girebilirler.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sık görülmeleri, tanı konmasında yaşanan zorluklar ve tedavi edilmediklerinde yol açtıkları ciddi komplikasyonlar nedeniyle büyük önem taşırlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli komplikasyonu olan ve kadın üreme organlarını tutan pelvik inflamatuar hastalık (PIH) sonucunda tüplerde daralma, kısırlık, dış gebelik gelişebilmektedir. Bazı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar ise cinsel organlarda değişik kanserlere yol açabilmektedir.
Örneğin: Human Papillom virüsü anüs ve genital yassı hücreli kanser gelişiminden sorumludur.
Etken ne olursa olsun en sık rastlanan 3 klinik bulgu cinsel organlardan akıntı, yaralar ve siğillerdir.
Sıklıkla görülen cinsel hastalıklar şunlardır:
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmakta tek ve en etkili yöntem tek eşliliktir. Kondom kullanımı, korunma yöntemleri içinde doğru kullanıldığı takdirde cinsel hastalıklara karşı en etkili yöntemdir ancak kondom kullanımıyla dahi korunmanın mümkün olmadığı cinsel hastalıklar da vardır. (Örn.: Siğiller, uçuk.. vs.)
Kondom kullanımında dikkat edilmesi gereken ayrıntılar vardır. Cinsel ilişkinin başlangıcında ve ilişki sona erinceye kadar kullanılmalı, spermisit içerenler tercih edilmeli, sonrasında bir poşete konularak, poşetin ağzı sıkıca bağlanarak atılmalı ve eller dikkatlice sabunlanmalıdır.
Cinsel hastalıklardan bir kısmı teşhis konduktan sonra ilaçla tedavi edilebilir ancak yakınması ve belirtileri olan kişilerin çoğu sağlık kurumlarına başvurmamaktadırlar. Hastalık birçok kişide de semptomsuz seyrettiği için bu kişiler hem hastalığın farkında olmamakta ve tedavi olmamakta, hem de hastalığı ilişkiye girdikleri kişilere kolayca bulaştırmaktadırlar.
Özellikle seyahatlerde gidilen ülkelerde tanımadığı insanlarla ilişkiye girmek, cinsel hastalıklar açısından çok büyük risktir. Tekrar vurgulamak gerekirse tek eşlilik cinsel hastalıklardan korunmada en güvenli ve masrafsız yöntemdir.
Herhangi bir şekilde hastalığa yakalandığını düşünen ya da şüphelenen kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı, tetkik ve tedavilerini tam yaptırmalıdırlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda tedavinin etkili olabilmesi için eş tedavisi de şarttır.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğu kan veya diğer vücut sıvılarından transfer edildiği için, cinsel ilişki dışında (dövme, traş kazaları vs. gibi) vücut bütünlüğünü bozabilecek durumlara karşı da seyahat esnasında çok dikkatli olunmalı ve gerekiyorsa güvenli yerler tercih edilmelidir.