Aktif cinsel yaşam zayıflatıyor, formda kalmanızı sağlıyor. Cinsel yaşam konusunda uzman Op. Dr. Haluk Kulaksızoğlu, beyin fonksiyonlarının aktivite derecelerini düzenleyen maddelerin salınımında “zevk alma”nın büyük bir ihtiyaç ve uyaran olduğunu belirtiyor. Buna göre, uyaranların başında cinsellik ilk sıra yer alırken, ikinci sırada yemekler geliyor.
Cinsel yaşamın zayıflamaya etkisini sizin için Op. Dr. Haluk Kulaksızoğlu'na sorduk.
Aktif cinsel yaşam yayınlarda belirtildiği gibi formda kalmayı ve zayıflamayı sağlar mı?
Cinsellik tüm vücudun katıldığı karmaşık bir işlevdir. Bu işlevler sırasında vücutta salınan bazı hormonlar ve maddeler tüm metabolizmayı etkilemektedir. Bunların başında adrenalin, seratonin ve dopamin gibi maddeler gelmektedir. Seratonin, halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinmektedir. Seratonin salınımının artmasının kişilerin yaşam enerjilerini arttırdığı bilinmektedir ve hatta depresyon tedavisinde de bu hormon üzerinden etkili ilaçlar kullanılmaktadır. Seratonini diğer etkileri arasında acıkma hissinin ortadan kalkması veya azalması ön planda olabilmektedir. Bu nedenle yine seratonin üzerinden etki eden bazı iştah kesici ilaçlar bile geliştirilmiştir. Adrenalin ise kalp hızını arttırır, terleme ve metabolizmada artışa neden olur. Bunlar tabii ki hormonal olarak cinsellikte olan özelliklerdir. Bunun yanısıra kişilerin genel ruh hali de daha iyi olacağından bireyler formda kalmak için daha fazla çaba sarf etmektedirler.
A**ktif cinsel yaşamı olmayan kadınların daha fazla yemeye eğilimli oldukları söylenebilir mi?
Evet, biraz evvel bahsettiğimiz nedenlerden dolayı vücudun ihtiyacı olan seratonin ve benzeri maddelerin salınımının arttırılabilmesi için beyinden bu maddeleri salgılatan diğer faaliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunların başında da yemek ihtiyacı gelmektedir. Endorfin denilen vücut fonksiyonlarımızın ve beyin fonksiyonlarımızın aktivite derecelerini düzenleyen maddelerin salınımında “zevk alma” büyük bir ihtiyaç ve uyarandır. Bu bağlamda birçok aktivite rol oynayabilir. Cinsellik ilk sıradır, bundan sonra yemekler gelmektedir. Bunların dengede olabilmesi kişinin ihtiyaçlarına göre değişir.
Şekerli gıdalar, çikolata cinsel isteği arttırıcı rol oynar mı?**
Bilimsel olarak böyle bir bilgi yoktur. Ancak bahsedilen gıdalar vücutta ani bir enerji artışı sağladığından seks sırasında aktiviteyi arttırabilir. Çikolata ile daha önce bahsettiğimiz seratonin ve endorfinler arasında bir bağ olduğu bilimsel olarak gösterilmiş olmasına rağmen cinsel istek arttırıcı (afrodizyak) bir etkisi bilinmemektedir.
'Düzenli cinsel yaşam' kavramından ne anlaşılmalıdır?
Bunun tam bir tanımı ne yazık ki yoktur. Çeşitli toplumlarda yapılan araştırmalar yaş gruplarına göre çiftlerin beklentilerinin değiştiğini göstermiştir. Örneğin cinsel aktif hayata başladıktan sonra 20 li yaşların sonuna kadar genel anlamda haftada iki veya daha fazla birliktelik normal kabul edilirken bu beklenti 30 lu yaşlardan itibaren haftada bir olarak dile getirilmektedir. Ne yazık ki özellikle pre menapoz ve menapoz dönemleri sonrasındaki sıklık konusunda çok fazla bir bilgiye sahip değiliz.
Aktif cinsel yaşamı olanlar kendilerine daha mı iyi bakıyor?
Cinsellik, yemek yemek, nefes almak gibi bir vücut fonksiyonudur. Vücutta bir fonksiyonumuzu eksik yerine getirdiğimizde nasıl sorun yaşıyorsak cinselliği de yeteri kadar yaşamadığımızda bir eksiklik oluşmaktadır. Bugünkü tıp bilgilerimiz ile kanıtlanmıştır ki cinselliğin yaşı yoktur. Aktif cinselliğini yaşayan özellikle kadınlarda ileri yaşlarda bir hayat bağlılık ve yaşamdan zevk alma, kendine bakma gibi kişisel bakım ve iyi hissetme durumları da daha sık olabilmektedir. Bu nedenel, toplumdaki yanlış bilgilerin yıkılması gerekir.
Yanlış bilgilerin başlıcaları şunlardır;- Kadın annelik görevini yapar, kadının cinsellikten bahsetmesi istemesi veya zevk alması ayıptır.
İşte bunlar yıkılmaya başladığında kadınlardaki cinsel aktivitenin fizyolojisi ve bozukluklarının altında yatan nedenler ortaya konulduğunda daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve vücudun normal fonksiyonlarından birisi olan cinselliği de yaşamın bir parçası olarak görüp aktif rol almak mümkün olabilecektir. Yani bir bakıma kadınlar da cinselliği yaşanması gereken bir fonksiyon olarak görmelidirler.