Firma temsilcisi bu konuda şöyle söylüyor: “Biz gerçekten evrensel olabilecek bir koleksiyon geliştirmek istedik. Biz kimiz ki bir çocuğun bireysel ifadesinin ne olduğunu söyleyelim?”
Yatak takımları, duvar dekorları, küçük yastıklar, halılar, lambalar ve mobilyalardan oluşan 1.200 parçalık seri 21 Şubat’ta piyasaya sürüldü. Seride çoğu beyaz, siyah ve sarı olan yeni ürünlerin yanı sıra birkaç adet pembe ve mavi ürün de bulunuyor. Ağaçlar, oklar, astronotlar ve bisikletler gibi cinsiyeti olmayan baskılar öne çıkıyor.
Şu anda mağazalarda bulunan ürünleri değerlendirirken, “Bu pembe bir yoldu, peri gibi prensesler, midilliler ve çiçekler. Ve erkek çocuklar için de roketler ve dinozorlar. İşin aslı ne biliyor musunuz? Kızlar roketleri ve basketbolu seviyor. Ve erkekler de midillileri” diyor.
Firma yetkilisi “Bir çocuk fuarında, çocuklardan en beğendikleri desenleri seçmelerini istedik ve kızlar oğlanların, oğlanlar da kızların beğendiği baskıları seçtiler.Kim olduklarını ifade etmekten korkmuyorlar. Biz de bunu göz önüne aldık ve karar verdik, biraz da bu paradigmalarla birlikte kendi yolumuzda gidecektik.... Artık değişiklik zamanı” diyor.
Maryland Üniversitesi’nde tarih bilimci ve Pink and Blue: Telling the Girls From the Boys in America’ nın yazarı Jo B. Paoletti’ye göre, 1940’lardan önce pembe kadınsı bir renk olarak algılanmıyordu.
Paoletti, Smithsonian dergisine şunları söyledi: “Çocuklar 6 yaşına kadar beyaz elbiseler giyiyorlardı. Bu eskiden pratikti. Bebeğinize beyaz elbiseler giydirirsiniz çünkü altını pisletir ve beyaz pamuklu kumaşkolayca beyazlatılabilir.Şimdi ise ‘Aman Tanrım, eğer çocuğuma yanlış şeyler giydirirsem sapkın olur’ diye düşünülüyor”. Smithsonian ise; “Birince Dünya Savaşı’na kadar bu iki renk cinsiyet belirleyici olarak kullanılmıyordu. Ondan sonra bile popüler kültür için birşeyleri sınıflandırmaya başlamak belirli bir zaman aldı” diyor.
1918 yılında sektörel bir yayın olan Earnshaw’s Infants’ Department’dan bir alıntı paylaşan Smithsonian; “Genel olarak kabul gören kural, erkekler için pembe kızlar için ise maviydi. Bunun nedeni; pembenin daha kararlı ve güçlü bir renk olması, bu nedenle oğlanlar için daha uygun olması, mavinin ise daha narin ve zarif, yani kızlar için daha sevimli olmasıydı” diyerek durumu açıklıyor. Paoletti’ye göre; üreticiler ve bayiler daha fazla satış yapabilmek için cinsiyetlere birer renk belirlediler. Kim derdi ki belirlenen pembe ve mavi renkler zaman içinde tamamen zıt yönde yol alacak.
Parenting Beyond Pink and Blue’ nun yazarı Christia Spears, BrownStar-Tribune’ e yaptığı açıklamada; “Günümüzde ebeveynler, çocukları için renk ve cinsiyet açısından “daha az kısıtlayıcı” seçeneklere bakıyorlar. Bu, pembeyi reddetmekle alakalı bir durum değil. Bu, ‘Sahip olduğum herşey pembe veya mor olmak zorunda mı?’ demek. Kızlara büyüdükleri zaman ne istiyorsa onu olabileceğini söylemek ile buna rağmen onlar için pazarlanan her şeyin tek bir renk olabileceği arasında gerçek bir tutarsızlık var” diyor.