İSTANBUL (AA) - AYŞE NUR AKÇELİK - Kalemkar, sadekar ve tombak ustası İsmail Bülbül, çırak yetiştirmekte zorlandığını belirterek, "Gençlerimiz çok sabırsız ve tez canlılar. Bir an önce her şey olsun, tamamlansın, ortaya hemen bir şaheser çıksın istiyorlar fakat ortaya bir ürün çıkarmak öyle kolay bir iş değil. Sanatçı önce sabırlı olmayı öğrenmeli, sonra yaptığı işe ruhunu katmayı bilmeli. İşte o zaman sabır ve gönül birleşince yetenek ve tarihe iz bırakan, tarihten hikayeler anlatan takılar ve ürünler ortaya çıkıyor." dedi.
Eski sanatlara ilgisi ve ailesinin yönlendirmesiyle 17 yıl önce tombak sanatını öğrenmek amacıyla İstanbul'a gelen 34 yaşındaki İsmail Bülbül, tombak ustası, kalemkar ve sadekardan eğitim aldı.
Kapalıçarşı'da yıllarca ustalarının yanında çıraklık yapan ve eski sanatları en ince ayrıntısına kadar öğrenmeye çalışan Bülbül, ustalarından aldığı icazet sonrası Şanlıurfa'ya döndü.
Memleketinde açtığı atölyesinde tasarladığı takı, tombak ve miğferler ile hem yerli hem yabancı turistlerin beğenisini kazanan Bülbül, atölyesinde yetiştirdiği öğrencileriyle de kaybolmaya yüz tutmuş sanatların yeniden gün yüzüne çıkmasına imkan sağlıyor.
Bir fuar kapsamında İstanbul'da gelen İsmail Bülbül, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Atölyesinde tüm ürünleri dönemlerine uygun yaptığını anlatan Bülbül, "Bu çok zahmetli ve zor bir süreç ama yaptığınız işe gönülden bağlı olursanız tüm zorlukları tek tek aşmak insana inanılmaz bir keyif veriyor. Yaptığım tasarımlarımda kıymetli taşlar kullanıyorum, bu taşlar kimi zaman zümrüt, kimi zaman yakut oluyor ama hangi taşı kullanırsam kullanayım o taşa ruh vermeye çalışıyorum. Bir yüzük veya kolyenin yapımı ortalama bir hafta sürüyor. Bu çok zor bir iş çünkü döküm kalıp kullanmadan, elimde şekil vererek parçaları birleştiriyorum, sonra üzerine işlenecek desenleri çiziyorum. Bu sebeple ayda en fazla 3 ürün tasarlayabiliyorum."
- "Bir eseri aslına uygun yapmak en önemli unsur"
Türkiye'de bu tür sanatları devam ettiren çok az sayıda usta kaldığına dikkati çeken Bülbül, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir eseri yaptığım zaman onun tarihini araştırıyorum aslına en uygun şekilde yapmaya çalışıyorum, o dönemim tüm inceliğini ve zarifliğini ürettiğim eserde yansıtmaya çalışıyorum. Hiçbir eserin tekrarını yapmıyorum. Çünkü çok güçlü ve büyük bir tarihimiz var. Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine ait o kadar çok eser var ki, bir eserin tekrarını yapmaya gerek kalmıyor, çok fazla seçenek sunuyor dönemler bana. Eserleri yaparken çok fazla yaratıcı olmaya yahut eserin üzerine bir şey katmaya gerek yok, bozmadan aslına uygun yapmak yeterli tüm eserleri. Tasarımların satış sıkıntısını çekmiyorum. Ürünlerime bir pazar arayışım da yok çünkü tüm eserler eşsiz bir biçimde, tamamen el ustalığı ile çok uzun bir süreçte üretildiği için koleksiyonerler büyük bir ilgi gösteriyor. Katıldığım fuar ve sergilerde insanlar özel olarak sipariş verip ürün yaptırmak istiyorlar, ben de tüm tasarımlarım sipariş üzerine yapıp satıyorum."
Sanatkar İsmail Bülbül, mesleğinin çok titiz işçilik ve sabır gerektirdiğini belirterek, çırak yetiştirmekte zorlandığını vurguladı.
Gençlerin çok sabırsız olduklarını ve kısa sürede her şeyi öğrenmek istediklerini aktaran Bülbül, şöyle devam etti:
"Tombak ustası, kalemkar ve sadekar olmak için önce sabır, sonra ruh, sonra da yetenek gerekiyor. Atölyemde gençleri yetiştirmek ve bu sanat dallarının yok olmasını engellemek için çalışıyorum. Fakat gençlerimiz çok sabırsız ve tez canlılar. Bir an önce her şey olsun, tamamlansın, ortaya hemen bir şaheser çıksın istiyorlar fakat ortaya bir ürün çıkarmak öyle kolay bir iş değil. Sanatçı önce sabırlı olmayı öğrenmeli, sonra yaptığı işe ruhunu katmayı bilmeli. İşte o zaman sabır ve gönül birleşince yetenek ve tarihe iz bırakan, tarihten bize hikayeler anlatan takılar ve ürünler ortaya çıkıyor."
- "Gençler bu sanat dallarını öğrenmeli"
Atölyesinde gençlerle çalıştığını ve iyi bir usta yetiştirmek için emek verdiğini anlatan Bülbül, "Gençlerimiz ne yazık ki bu sanat dallarına ve tarihimize karşı çok ilgili değiller ama son dönemde tarihi dizilerin gençler üzerinde etkili olmasıyla birlikte bu sanat dallarına da bir ilgi oluştu. Benim şu an yanımda eğitim verdiğim çırağım 4 yıldır benimle. Günü gelince inşallah o da benim yaptığım gibi kendi atölyesini kuracak ve bu güzel köklü bir geçmişe sahip olan sanat dallarının gelişmesi ve unutulmaması için çalışmalar gerçekleştirecek." diye konuştu.
Çırak 19 yaşındaki Hakan Uğur Alsaç, İsmail Bülbül'un çok iyi bir usta ve öğretici olduğunu belirterek, en büyük hayalinin, bir gün kendi atölyesini açmak olduğunu söyledi.
Alsaç, bu sanat dallarının çok zahmetli ama bir kadar da güzel olduğunu vurgulayarak, daha çok kalemkar olmak istediğini ifade etti.