BİZE ULAŞIN
"Terörizmle Mücadele Küresel Forumu"nun açılışında konuşan Clinton, terörle mücadele konusunda yaptığı konuşmada, "ABD, bu konuda Türkiye ile PKK ile mücadelesinde beraberdir, onun yanıda kuvvetle durmaktadır" mesajını verdi.
Türkiye ile ABD’nin birlikte eş başkanlığını yürüttüğü Terörizmle Mücadele Küresel Forumu’nun (TMKF) en üst karar organı olan Koordinasyon Komitesi’nin 2. toplantısı, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da başladı. Conrad Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, yakın yıllarda her türlü şiddete varan aşırıcılıkla mücadele etme konusunda uluslararası toplum çok önemli adımlar atıldığını söyledi.Terörle mücadele kanunları, terörün finansmanı konusunda atılan adımlar, deniz ve sınır güvenliği gibi konular ile uluslararası koordinasyon açısından çok önemli adımlar atıldığını kaydeden Clinton, “Son 10 yılda 120 binden fazla terörist olduğunda şüphelenilen kişi yakalanmış ve 35 binden fazla hüküm giymiştir. El Kaide’nin çekirdek yönetimi çok zor duruma düşmüştür ve pek çok örgütün operatifleri, kişileri ölmüştür. Bugün dünyamız bizlerin yaptığı çalışmalar neticesinde daha güvenli hale gelmiştir. Ama bütün bu çabalara rağmen terörizmle ilgili atılması adımla aciliyetine devam ediyor" dedi.
Clinton, El Kaide gibi kuruluşların yavaş yavaş etkinliğini kaybettiğini ancak El Kaide ile ilgili değişik coğrafyalarda faaliyet gösteren değişik kurumların da faaliyetlerinin tehdit olmaya devam ettiğini belirterek, “Mali, Somali, Yemen’de teröristler faaliyet halinde. Bunlar tıpkı Nijerya’da da saldırılarda bulunuyorlar. Türkiye’de de PKK uzun yıllardır devam eden terör ve şiddet kampanyasını devam ettirmektir. Bu nedenle onbinlerce kişi hayatını kaybetti ve ABD bu konuda Türkiye’yle PKK ile mücadelesinde beraberdir, yanında durmaktadır” dedi.
Avrupa’da son zamanlarda tek başına hareket eden ve birtakım terörist faaliyetler yürüten kişilere karşı mücadele etmenin çok önemli olduğunu dile getiren ABD Dışişleri Bakanı Clinton, şunları söyledi:
“O nedenle uluslararası işbirliği çok önemli. Hem sınırların, hem de okyanusların ötesinde her yeri kapsayan bir tehditle karşı karşıya olduğumuz için işbirliğimizin de bunu yansıtması lazım. Hem askeri, hem sivil güç tarafında işbirliğimizi yürütmemiz, istihbarat, adli hizmetler, insani yardım gibi her türlü unsuru içine alan bir kapsamlı yaklaşım şart. Çünkü bir terörist ağını yok edebilmek için biliyoruz ki iş sadece teröristleri savaş alanında yok etmekle bitmiyor. Teröristlerin değişilmesi, güvenli yerlerde toplanabiliyor olmalarını da önleyebilmemiz gerekiyor. Gençler için ideoloji ve cazibesini azaltmamız gerekiyor terör örgütlerinin. Kadınlar için de önemli şartlar sağlamak lazım. Kadınların güvenliği, toplumların güvenliği için önemli unsur. Ayrıca bu mücadeleye katılmak isteyen, irade gösteren ulusların da bu sürece katılmalarına katkı sağlamalıyız.”
“TERÖRİST AĞLARA KATILAN KİŞİLERİN SAYISINI AZALTMALIYIZ”
Hillary Clinton, BM ve diğer çok uluslu kurumlarla işbirlikleri geliştirdiklerini ifade ederek, “Terörle ilgili olarak çok daha iyi odaklanma ve organize olmamızı gerektiren geniş kapsamlı yaklaşımlar geliştirmeye devam ediyoruz. İki alanda çalışmalarımızı geliştirmeliyiz. Öncelikle aşırıcı ideolojiyi yok etmek için çalışmalıyız, radikal değişmenin yayılmasını önlemeliyiz ve terörist ağlara katılan kişilerin sayısını azaltmalıyız. Geçen yaz Birleşik Arap Emirlikleri önemli bir adım attı ve ilk uluslararası merkezi oluşturarak aşırıcılıkla mücadele etmek için bir merkez oluşturmak ve bu merkezde en iyi uygulamaları geliştirmek için çalışmalar yapmak istediğini söyledi. ABD bu çalışmaları destekleyecektir ve bu merkezin Abu Dhabi’de son baharda faaliyete geçeceğini öğrendim. Broşürü de çıkmış ve bu yapılan çalışmanın ne kadar somut olduğunu şimdiden bize gösteriyor. Bu merkezin yapabileceği şeyler çok önemli. İletişim uzmanlarını bir araya getirebilir, terörist propagandayı anlayan kişiler bir arada çalışabilir ve ayrıca hükümetlere ve toplumlara aşırıcılıkla mücadele etme konusunda destek olabilecek adli konularda bilgili kişilerin bir araya gelmesi mümkün olabilir. Bunun yanı sıra nefrete dayalı yaklaşımların ve eğitimin önlenebilmesi için çalışma yapılabilmesi için yetkin kişilerin bir araya gelmesi sağlanabilir” şeklinde konuştu.
Terörle mücadele demokrasilerin, otokratik yönetimlerden her zaman daha iyi olduğunu kaydeden Clinton, her zaman demokrasilerde herkesin görüşlerini ifade etmesi, refaha ulaşabilmek için imkanları sunabilmesinin mümkün olduğunu kaydetti. Hillary Clinton, “Arap uyanışının yarattığı protestolar zaten aşırıcılığa dayalı ideolojilere karşı çok önemli bir adımdı. Çünkü insanlar Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da evrensel haklarını istediler, daha çok ekonomik fırsat ve haklara sahip olmak istediler ve El Kaide’nin bunu sadece nefretle yapılabileceğini söylediği bir ortamda bunu kendileri meşru talepleriyle yaptılar. Şimdi artık terörle mücadele faaliyetlerinin bölge içerisinde gelişmesi lazım. İşte bu forum o çalışmalara katkı sağlama açısından çok önemli. Geçen sene grup olarak 90 milyon dolar kaynak sağlayarak yargıç, savcı ve cezaevi görevlilerinin eğitilmesi konusunda çalışmalara başladık. Bugün iki tane daha önemli uygulamayı ele alacağız. Bir tanesi ceza yargı sistemi içerisinde, diğeri ise aşırıcılığa kaçan, şiddete varan aşırıcılıkla ilgili olan bu nedenle cezaevinde olan kişilerle ilgili atılacak adımlar. 15 milyon Dolar ABD bu alanlardaki eğitimlere aktaracak ve BM ve diğer kurumlarla işbirliği içerisinde verdiğimiz desteğin buna en çok ihtiyaç duyan, ön safhada yer alan kişilere ulaşılacağından eminiz” diye konuştu.
“BİZE SALDIRAN GRUPLARA KARŞI ŞİDDET KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Hillary Clinton, ABD olarak hukukun üstünlüğü çerçevesinde bütün taraflarla birlikte terörle mücadele etmeye hazır olduğunu söyledi. “Uluslararası hukukun üstünlüğüne saygı göstermeden terörle mücadele ettiğiniz zaman bu da teröristlerin eline malzeme verir ve sonuçta yapmaya çalıştıklarımızın önemini azaltır” diyen Clinton, şöyle devam etti:
“Uluslararası toplum bu nedenle bu taktiklerini etkisini de çok iyi anlamalı. Çünkü bu taktiklerdir sorunun bir parçası. ABD’nin her zaman mükemmel bir geçmişi olduğunu söylemiyorum. Bizim de zaman zaman bu taktiklerin hiçbir zaman kullanılmaması için çalışmamız gerekiyor. Onun için de Başkan Obama zaten standartlarımızı çok net bir şekilde belirtiyor. Biz El Kaide gibi gruplara karşı bize saldıran gruplara karşı şiddet kullanmaya devam edeceğiz. Bu kuvvet kullanımı sırasında da mevcut yürürlükteki kanunlara uygun hareket edeceğiz. Savaşlara ilişkin kanunlar da dahil olmak üzere ve elimizden geldiği kadar masum insanların hayatlarını kaybetmesine sebebiyet vermemeye çalışacağız. İşte bu alanlarda çalışmaya devam edip kapsamlı stratejik bir yaklaşım ile terörle mücadeleye devam etmemiz çok önemli ve ben çok memnunum ki çok kısa sürede bu sorum çok önemli çalışmalar yaptı ve sözde değil, hakikaten yapılanlarla bu süreci ileriye götürmek konusunda çalışmaya devam ediyor ve bu şekilde sürekli değişen güvenlik tehdidi karşısında çok önemli adımlar atabileceğiz.”
Clinton, fidye, kaçırma gibi faaliyetler ve şiddete varan aşırıcılıkla mücadele etmek için hukukun üstünlüğü çerçevesinde atacakları adımların geliştirilmesi için uzun vadeli yaklaşıma ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.
