Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Avukat Fikret Duran, CMK’nın 250. Maddesinde yapılacak değişikliğin devam eden davaları etkilemeyeceği bilgisinin doğru olmadığını söyledi. Duran düzenlemenin yapılması halinde başta Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat ve 12 Eylül gibi davalarda yargılamanın sil baştan yeniden başlayacağını ifade etti.
CMK’nın 250. Maddesinde yaşanan değişikliğin devam eden davaları etkilemeyeceği bilgisinin doğru olmadığını belirten Avukat Fikret Duran, “Kanunlarda genellik prensibi vardır, yapılacak düzenleme, istisnasız eski yeni tüm davaları etkileyecektir. Kanunla mevcut davaları istisna tutan bir hüküm eklenecek olsa dahi, Türk Ceza Kanunu’nun genel prensibi olan ‘Sanığın lehine olan normdan yararlanacağı’ prensibi gereğince, iki norm mukayese edildiğinde, lehe olan düzenleme uygulanacaktır. Yapılacak değişikliklerden anında Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, 12 Eylül gibi tüm davalar da etkilenecek ve yargılama sil baştan yeniden başlayacaktır. Karar aşamasına yaklaşan bu dosyaların yeni mahkeme heyetinin önüne gelmesi, yeni heyetin dosyanın ayrıntılarına vakıf olmasının zorluğu düşünüldüğünde kararın da uzadıkça uzayacağını, öteleneceğini şimdiden söyleyebiliriz.” dedi.
'ERKLER AYRILIĞI PRENSİBİ ZEDELENMEMELİ'
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrı ve birbirlerine karşı bağımsız anayasada teminat altına alındığını belirten Duran, “Meşhur ve nüfuz sahibi kişilerin yargılandığı davalarla ilgili yargı karar verme aşamasına gelmişken, dosyayı mevcut heyetin elinden alma neticesi doğuracak bu tarz bir yasalaştırma faaliyeti, yürütmenin yargıya hakim olma, doğrudan yargıya müdahalesi algısını ortaya çıkacaktır.” diye konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin anarşi ve terörizmle mücadelede etkili bir araç olduğunu ve bu yüzden gerekli olduğunu vurgulayan Duran şöyle konuştu: “Bu mahkemelerde adi suçlar, sade vatandaşlar yargılanmıyor, terör örgütleri, uyuşturucu baronları, darbeciler yargılanıyor. Yetkilerin daraltılması ya da bu ihtisas mahkemelerinin kaldırılması kimi sevindirecek, kime sıkıntı verecek, kimin ekmeğine yağ sürecek, kime hayat öpücüğü verecek iyi irdelemek gerek. Özel yetkili mahkemeler toplumu, sokaktaki insanı organize suç örgütlerinden korumaktadır, toplum savunması, toplum güvenliğinin, huzurunun tesis edilmesi ve ayakta kalması için gereklidir. Sadece güvenliği için değil hak ve özgürlüklerinin korunması için gereklidir. ÖYM'ler birtakım suçların yargılanmasını daha verimli gerçekleştirebilecek ihtisas mahkemeleri olmaları nedeniyle gereklidirler.”
Hükumetin en yetkili isimlerinin bu konuda birbiriyle taban tabana zıt, çelişik beyanlarını şeffaf yönetim anlamında garipsediklerini dile getiren Duran, “Bir tanesi ‘düzenleme var’ diyor, bir tanesi ‘yok’ diyor, bizzat Başbakan ‘değişiklik yok’ dedi. Bir kısım yetkililer ‘çalışma Adalet Bakanlığı’nda uzmanlarca yapılıyor’ diyor, bir başka tarafta ‘3 kişilik komisyon kurulmuş, çalışmasını sürdürüyor’ bilgisi basına yansıyor. Bir tanesi ‘yeni Meclis’ diyor, kulislerden sızanlar başka şeyler. 3'müydü, 4. paket miydi ? Gece miydi, gündüz müydü? Garip şeyler oluyor. Özel yetkili mahkemelerin yargıladığı suçlar toplumun tamamını ilgilendirmekte olduğundan, değişiklik yapılacaksa kapalı kapılar ardında değil, açık bir şekilde yapılmalıdır. Oldu bittiye getirilecek düzenleme yargı demokrasiyi, yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğünü yıpratacaktır, bizi gelinen noktadan geriye götürecektir.” şeklinde konuştu.
'YERELLİK PRENSİBİ ÖYM'LERİN YETKİLERİNİ TIRPANLAR'
Basit suçları ortaya çıkarmanın kolay, örgütlü suçları ortaya çıkarmanın ise zor olduğunu vurgulayan Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Duran şunları söyledi: “Çünkü mafyatik yapılar, çeteler, örgütler karmaşık, uzun zamana yayılmış, organize bir şekilde görevlendirmeyle suçu gerçekleştirirler. Başka başka şehirde yapılanmışlardır, görev paylaşımı yapmışlardır, baktığınızda çözemeyebilirsiniz. 'Yerellik' kuralını getirirseniz, diğer illerle irtibatı kesmiş olursunuz ve sadece piyonları yargı önüne çıkartırsınız, perdenin ardındakilere ulaşamazsınız. Soruşturma izinlerinin kaldırılması çok önemlidir. Şayet organize bir suç söz konusuysa ne sıfat ve görevde olursa olsun kimse korunmamalıdır. Demokratikleşmenin, hukukun üstünlüğünün yolunu açan bu düzenlemedir. Bu meselenin yeni anayasa ile daha farklı boyuta taşınacağını umuyorken, yargılama izninin genişletilmesi doğru değildir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz