Antibiyotiğin keşfi ve kullanılması insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor ve şimdiye kadar yüz milyonlarca hayatı kurtardığı biliniyor. Ancak yarım yüzyıllık macerası sonrasında antibiyotikler artık eskisi gibi etkili olamıyor. Bunun nedeni ise tüm dünyada ve ülkemizde aşırı ve yanlış kullanıma bağlı olarak pek çok bakterinin antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiş olması. Bu bakterilerin tedavisi için yeni antibiyotikler üretilse bile, aşırı kullanım nedeniyle çok erken dönemde yeniden direnç gelişiyor.
Bu kısırdöngü de maalesef her zaman bakteriler lehine işliyor ve tüm dünyada tedavi edilemeyen enfeksiyonlara yol açıyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları / Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, gelişigüzel kullanılan antibiyotiklerin tedavide etkisiz kalmalarının yanı sıra çocuklarda pek çok ciddi sağlık sorununa da adeta davetiye çıkardığına dikkat çekiyor.
Türkiye Avrupa ülkelerinden 2-3 kat fazla antibiyotik kullanıyor
2013 yılındaki Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi'nin verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkelerine kıyasla ortalama 2-3 kat daha fazla antibiyotik kullanıyor. 2014 yılındaki Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre ise Türkiye'de günde her bin kişiden 43'ünün antibiyotik kullandığı bildirilmiş. Bu verilere göre, Türkiye tüm Avrupa kıtasında antibiyotik kullanımında ilk sırada yer alıyor.
Antibiyotik kullanımı için doktor önerisi şart
Antibiyotikler hem çocuk hem erişkinde bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar için kullanılıyor. "Ancak bir enfeksiyonun bakteriyel veya viral kökenli mi olduğu her zaman kesin olarak tespit edilemiyor. Bu nedenle antibiyotik tedavisinin klinik veya laboratuvar değerlendirme sonucu önerilmesi gerekiyor " diyen Prof. Dr. Özen, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu ayrım da hekimin enfeksiyon tecrübesiyle doğrudan ilgili oluyor. Dolayısıyla çocuklarda antibiyotik kullanmadan önce mutlaka çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanına danışmalı. Aksi takdirde, virüs enfeksiyonları için gereksiz şekilde antibiyotik kullanılmış oluyor. Yanlış antibiyotik kullanımı da çocuklarda birçok ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor."
Gelişigüzel antibiyotik kullanımının 6 zararı
1. Antibiyotik ilişkili ishal yapıyor
Antibiyotik ilişkili ishal, antibiyotik tedavisi sırasında oluşan pek çok yan etkinin arasında ilk sırada yer alıyor. İshal her ne kadar çoğunlukla hafif bulgularla seyretse de ciddi bir bakteriyel enfeksiyon sırasında antibiyotiği değiştirmek veya kesmek, çocuğu ciddi sıkıntıya sokabiliyor. Şiddetli ishaller ise sıvı-elektrolit bozukluğuna, kanamalı kolite ve kimi zaman da ölüme yol açabiliyor. Bu nedenle antibiyotiğin tetiklediği ishal durumlarında, enfeksiyonun cinsine ve şiddetine göre tedavinin yeniden düzenlenmesi için çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmak büyük önem taşıyor.
2. Bağışıklık sistemine zarar veriyor
Son yıllardaki çalışmalar, antibiyotiklerin insan florasını değiştirdiğini, faydalı mikropları öldürdüğünü ve en önemli korunma silahımız olan mukozal bağışıklığımızı zayıflattığını net olarak ortaya koyuyor. Özellikle influenza benzeri gribal etkenlere karşı bağışıklık sistemi zayıf düşüyor ve normalde 3-5 gün arası sürecek olan enfeksiyonlar uzadıkları gibi, daha ağır seyrediyor. Bu yüzden, sık antibiyotik kullanan çocuklar, mukozal enfeksiyon denilen sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, farenjit ve ishale daha sık yakalanıyor.
3. Obeziteye neden oluyor
İnsanlık tarihinin mucizevi buluşu olan antibiyotikler, modern insanın en ciddi problemlerinden biri olan obezitenin tetikleyici faktörü oluyor. Günümüzde disbiyozis, yani flora bozukluğunun en önemli hastalıkların temeli olduğu artık daha net biliniyor. Bağırsak floramız kişinin sindirimi için gerekli olan kompleks karbonhidratların ve diyet fiberlerin parçalanmasını, bazı önemli vitaminlerin ve uzun zincirli yağ asitlerinin üretimini üstlenerek, metabolik fonksiyonlarımızı düzenliyor.
Antibiyotiklerin yol açtığı flora bozukluğu da günümüzün en yaygın sağlık sorunlarından biri olan obeziteye yol açıyor. Yapılan bir çalışma, 2 yaş altında geniş etkili antibiyotik kullanan çocukların yüzde 20 gibi yüksek bir oranının, henüz 5 yaşındayken obeziteye yakalandıklarını ortaya koydu. Bu çalışmadan sonra yapılan geniş bir araştırma sonucunda da ABD'de daha sık antibiyotik kullanılan eyaletlerde obezite, kalp hastalıkları, diyabet ve bunlara bağlı ölüm oranının daha sık görüldüğü belirlendi.
4. Alerjiyi tetikliyor
Son yılların en çok konuşulan sağlık sorunlarından biri olan alerjik hastalıkların görülme oranı günümüzde hızla artıyor. Bu artışın en önemli sebeplerinden biri olan flora bozukluğu ve mukozal bağışıklığın azalması, günümüzde en sık antibiyotiklerin yanlış kullanılması sonucu oluşuyor. Flora bozukluğunun özellikle küçük yaşlarda artan antibiyotik kullanımına bağlı olduğu artık daha net olarak biliniyor. Alerjik hastalıkların günümüzde hızla artmasının bir diğer sebebi de "Hijyen teorisi" olarak özetleniyor: Daha temiz, steril, az mikroplu yaşama ve yeme tutkumuz, floramızın oluşmasını ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin sağlıklı gelişmesini ve güçlenmesini önlüyor. Bunun sonucunda da alerjik reaksiyonlar artıyor.
5. Böbrek yetmezliğine yol açıyor
Akut böbrek yetmezliğinin en az beşte biri, kullanılan ilaçlar nedeniyle oluyor. Her ne kadar ilaç kullanımının bırakılmasıyla böbrek yetmezliği çoğunlukla düzelse de, hastanede yatış ve pek çok müdahale gerekiyor. Bu ilaçlar arasında antibiyotikler ise ilk sırada yer alıyor. Ayrıca sık antibiyotik kullanan çocuklarda, ileri yaşlarda böbrek hastalıklarının daha yüksek oranda görüldüğü biliniyor.
6. Karaciğer fonksiyonlarını bozuyor
Yaklaşık 900 civarı ilaç ve bitkisel karışım, karaciğer toksisitesine sebep oluyor ve ölümcül seyreden karaciğer yetmezliğinin yüzde 20-40'ı gibi yüksek bir oranını oluşturuyor. Karaciğer nakli gerektiren hastalıkların da önemli bir kısmı ilaç kullanımına bağlı gelişiyor. Antibiyotik kullanımı nedeniyle karaciğer toksisitesi sık görülüyor. Çoğunlukla bu yan etki hafif belirtilerle seyrediyor ve ilaca ara verilmesiyle kendiliğinden düzeliyor. Ancak, çocuğun antibiyotik kullanımını gerektiren ağır enfeksiyonu olması durumunda yeni tedavinin belirlenmesi son derece büyük önem taşıyor.