Memorial Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Azmi Özler, sağlıklı yaşam için spora teşvik edilen çocukların kalp sağlığının kontrol ettirilmesi gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Azmi Özler, spor yaparken çocuklarda ortaya çıkabilen kalp hastalıkları ve alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi. “Ergenlik çağı belki de kişinin ilk kez kalbinin varlığından bu evrede haberdar olur.” diyen Özler, “Çeşitli sınavlardan çıkmış ve istediği okula kazanmıştır. Belki de karşı cinsi gördüğünde kalbinin yerinden fırlayacakmış tarzda attığını hissederek, yaşamının en önemli organı olan kalbini fark etmiş olacaktır. İşte o anlarda kalp teklemesi dediğimiz ‘ekstrasistol’ ile tanışmış olacaktır. Çocuğunuzun sağlıklı bir kalp atışına sahip olabilmesi için çocukluk hatta bebeklik çağından itibaren beslenmesine, kilosuna ve spor yapmasına dikkat etmelisiniz. Bu dönemde alınacak önlemler gelecekte kalp sağlığı için önemli olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Çocukların EKG ve kalp ultrasonografi sonucu hangi sporu yapabileceğine karar verilebileceğini ifade eden Özler, “Çocukluk ve ergenlik çağlarında aileler için en önemli olaylardan bir tanesi de çocuklarını spora yönlendirmektir. Günümüzde sporcuların gördüğü ilgi, kazandığı paralar ile bütün çocukların geleceğini tasarlarken futbolcu veya basketbolcu olmak rüyalarını süslemektedir. Bu süreçte herkesin spor yapması kadar güzel bir şey olamaz; ancak bu çağlarda yapılan muayene, EKG ve kalp ultrasonografisi ile kalplerinde bir sorun olup olmadığını ortaya çıkarılmalı daha sonra hangi sporu yapıp yapamayacağına karar verilmelidir. Bu tetkikler sonucunda kalp adelesinde kalınlaşmalar (kardiyomyopatı), kalp kapak bozuklukları veya kalp ritminde olan bozukluklar olup olmadığı tespit edilerek gerekli önlemler alınabilir. Bunlar yapılmadığı takdirde her gün gazete haberlerinden okuduğumuz futbol oynarken kaybedilen çocuklarımız veya gençlerimiz en büyük üzüntü kaynağımız olabilir.” diye konuştu.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA GEÇİRİLEN ROMATİZMA, EKLEMLERİ YALAR AMA KALBİ ISIRIR
Çocukluk çağında kalp açısından en korkulan problemin akut eklem romatizması olduğunu kaydeden Özler, “Bu hastalık, mikrobik bir hastalıktır. Bu mikrop boğazda anjin şeklinde başlayan daha sonra eklemlere (özellikle diz eklemlerine) ulaşan; ama esas hasarı kalpte yapan bir hastalıktır. Biz bunu ‘romatizma eklemleri yalar kalbi ısırır’ şeklinde tanımlıyoruz. Eklem romatizması geçiren çocuklar iyi tedavi edildiği takdirde hiçbir kalp hasarı olmadan iyileşebilirler. Tanısı konulamayan veya bazen farkında olmadan geçirilen bu hastalık, kalp kapaklarını ve kasını tutarak “myokardit” (kalp kası iltihabi) "endokardit” (kalp içinin enfeksiyonu) dediğimiz sorunlara neden olabilmektedir. Geçirmiş olduğu hastalıktan 10-15 yıl sonra kalp kapak bozukluğu ile karşımıza çıkabilir. Bu hastalık kalp kapaklarında büzülme (darlık) yapabildiği gibi kapak fonksiyonlarını etkileyerek kalp kapak yetmezliğine de neden olabilir. Bu hastalık bazen tek kalp kapağını tutabildiği gibi bazen iki veya üç kalp kapağını birden etkileyebilir. Bu hastalığa yakalanan çocuklar yapılan kalp ultrasonografisi(ECHO) ile izlenir. Gerekli ilaç ve korunma tedavileri verilir. “ bilgisini verdi.
HAMİLELİKTE KULLANILAN İLAÇLARA DİKKAT
Hamileleri kullandıkları ilaçlara dikkat etmeleri konusunda uyaran Doç. Dr. Özler, şu bilgileri verdi: “Anne karnında “fetal echo” dediğimiz ultrason ile tetkik edilmemiş veya edilip de çözümü olan kalp problemleri var ise, çocukluk çağında bunların kontrolü, ilgili ilaç veya invaziv girişimlerle veya ameliyatla çözümlenebilir. Anne karnında iken bebeğin yaşamını sürdürebilmesi için mutlaka olması gereken kulakçıklar arasındaki delik (PFO) ve akciğerlere kan götüren damar (pulmoner arter) ile kalpten çıkan en büyük atardamar (aort), arasındaki damar (ductus arterıozus) doğumdan sonraki süreçte bazı mekanizmalar sonucunda tamamen kapanmaktadır. Şayet kapanmaz ve açık kalırlarsa yapılan tetkikler sonucunda ya ameliyatsız yöntemlerle veya basit operasyonlarla kapatılabilinir. Çocukluk çağındaki kalp problemlerinin büyük bir kısmı kişinin kendisinden ziyade genetik geçiş, annenin rahatsızlığı, kullandığı ilaçlar veya çevresel faktörlere bağlıdır. Günümüzde bu sorunlar artık kolaylıkla çözümlenebilmektedir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz